Saturday, November 3, 2012

İçimizdeki Amerika'lı...Tribeca Yeniköy / The American Among Us...Tribeca Yenikoy

Yakında New York'a tatile gidiyorum. Öncesinde de kendimi oranın yemeklerine alıştırayım istedim. New York'luların simidi sayılan bagel'ı İstanbul'da belki de tek sunan yer Tribeca Yeniköy (diğer Tribeca'larla birlikte). Aralarından seçebileceğiniz 14 çeşit bagel girişteki uzun cam büfede sergileniyor; gelen geçen herkesin aklını çeliyor. Farklı bir kahvaltı denemek ve huzurlu bir ortamda takılmak isterseniz Tribeca'yı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Turkish people are very much fond of their own traditional breakfasts. What they love even more is their simit; the round bagel like bread that is sold on the streets. It is therefore almost impossible to find an authentic American bagel. At least thats what I thought until I visited Tribeca in Yenikoy. The cafe / restaurant serves 14 types of bagels with 20 different sandwich options. It is a hidden pearl with a beautiful garden and delicious bagels. 

..................................................................................................................................................

Saturday, October 27, 2012

65 Çocuklu İtalyan...Carluccio's Kanyon / Surprise Surprise! Yet Another Italian...


Kendi Türk yemeklerimiz kadar sevdiğimiz bir şey varsa o da İtalyan yemekleri. Dünyaca ünlü Fransız, Thai ve Japon restoranları İstanbul'da bir kaç ay şanslarını denedikten sonra maalesef kapılarını kapatmak zorunda kalıyorlar. Oysa ki İtalyan restoranları en büyük başarılarını bizim ülkemizde elde ediyor. 1 Eylül'de Kanyon'da açılan Carluccio's da onlardan birisi. Ünlü şef Antonio Carluccio'nun 1999 yılında eşiyle ilk açtığı restoran, bu gün dünyada 65 şubeye sahip. İşin sırrı: uygun fiyata taze ve güzel İtalyan yemekleri. Kanyon'daki Carluccio's, dünyada bir ilke imza atıp menüye pizza ekledi. İki defa gittiğimiz restoranla ilgili duygularımız karışık.

If there is anything Turks like as much as their own food, it's the Italian cuisine. Therefore, it comes as no surprise that major Italian restaurant chains get in line to acquire a piece of that profitable pie. Recently opened Carluccio's is one of them. The restaurant has 65 branches worldwide. The secret of its success: good Italian food at reasonable prices. For the first time, the Istanbul restaurant has incorporated pizza to the menu. Despite having visited Carluccio's twice now, our feelings are still mixed. 

............................................................................................................................

Saturday, October 13, 2012

Nişantaşı'da Fransız Rüzgarı...La Brise / A French Breeze in Nisantasi... La Brise

İstanbul'da yeterince iyi Fransız restoranı yok diye hep şikayet ederim. Yemeklerini beğendiğim La Brise'ye bile bir kere gitmiştim. Bunun sebebi hem menüsünün kısıtlı hem de Taksim'deki restoranının yetersiz kapasitede olmasıydı. Nişantaşı Mim Kemal Öke'deki yeni yerini gördüğümde ne kadar sevindiğimi anlatamam. İç ve dış mekanıyla daha fazla kişiye hizmet veren restoran genişlemiş menüsüyle daha da iyi olmuş. Son zamanların en gözde caddelerden birisi olan Mim Kemal Öke'de yer alması, La Brise'yi daha ilk günden İstanbul'un en favorileri arasına yerleştirdi.

I've always complained that Istanbul lacks good French restaurants. I did enjoy the food at La Brise, but even there we only went once. Not only did the menu fall short, but also was the seating limited. I was therefore really happy to hear that it had opened in Nisantasi. With both indoor and outdoor area, La Brise Nisantasi has both expanded its seating and improved its menu. La Brise is located on the popular Mim Kemal Oke, and hence has managed to already place itself among the favorites in town. 
................................................................................................................................

Monday, October 1, 2012

Masallar Diyarında Bir Periyim...Kapadokya / A Lonesome Cowboy a Long Way From Home...Cappadocia

Filipinlerde yaşayan yakın bir arkadaşım, ailesiyle yaptığı en güzel seyahatin Kapadokya olduğunu söylemişti. O dünyanın bir ucundan gelmiş; bense uçakla bir saat mesafedeki bu büyülü ve anlamlı bölgeyi bir kez bile olsa ziyaret etmemişim. Özgür de benimle aynı durumda. En sonunda daha fazla dayanamayıp iki günlük izni haftasonuyla birleştirerek dört günlüğüne Kayseri'ye uçtuk. Kapadokya'nın en güzel zamanında rüya gibi bir tatil geçirdik.
A close friend of mine once told me that the best vacation she and her family ever had was in Cappadocia. While she had traveled tens of hours from the other part of the world to see this magical land, me and Ozgur, who were only an hour flight away, had never gone. Luckily, we eventually got to our senses and with a two day off from work we flew to Kayseri on a four day trip. It was the best time of Cappadocia and a dream holiday, with every moment one to remember.
..................................................................................................................................

Wednesday, September 26, 2012

Benim Leziz Paris'im / My Delicious Paris

Her zaman yaptığımız gibi, Paris'e gitmeden, orada deneyeceğimiz yemekler, ziyaret edeceğimiz restoranlar hakkında detaylı bir araştırmaya girdik. Tez yazsam ancak bu kadar yorulabilirdim herhalde. Paris tam bir yemek cenneti. Tıpkı New York'ta olduğu gibi, Paris'te de bir sene boyunca her gün farklı bir restoranda yiyebilirsiniz ve yine de hepsini denemiş olmazsınız. Neyse ki şansım yaver gitti ve harika iki kaynak keşfettim. Birincisi ünlü Conde Nast; diğeriyse parisbymouth diye bir web sitesi. Başta ikisi olmak üzere, bir çok yerden faydalanarak Paris'te muazzam restoranlarda inanılmaz lezzetleri tatma şansını bulduk. Afiyetle okumanız dileğiyle...

As we always do before going on vacation, we did a comprehensive research on restaurants to visit in Paris. I can almost say I spent less time working on my graduation thesis. Paris is the ultimate food paradise. Just like in NY, you could eat at a different restaurant every day for a whole year in Paris and still not have tried them all. Lucky me, I was able to find two great resources that helped me through my painful research. One is the famous Conde Nast and the other one a website called parisbymouth. With the help of the two, as well as other resources, we were able to taste delicious food at amazing restaurants. Bon apetit...
For English, please scroll down until the Turkish text is finished... .................................................................................................................................

Tuesday, September 18, 2012

Benim Paris'im / Paris My Way


Istanbul'da yaşamanın en güzel yanlarından birisi Avrupa'ya bu kadar yakın olmamız. Ya da en azından Amerika'lı arkadaşlarım böyle düşünüyor. Bu sayede sadece bir iki günlük izinle Avrupa'da istediğimiz yere gidebiliyoruz. Arkadaşımızın Paris'te evlenmesini de fırsat bilerek biz de Pazartesi ve Salı'yı izin alarak haftasonu için Paris'e uçtuk (hep bunu söylemek istemişimdir :)). İnsanlar İngiltere'yi yağmurlu sanar ama bence rekor Paris'te olmalı. 365 günün 300 günü yağmur yağdığı söyleniliyor. Neyse ki biz en güzel mevsimi olan Ağustos'ta gittik ve neredeyse yağmursuz bir 4 gün geçirmeyi başardık. Her zamanki gibi seyahat yazımızı konaklama, yemek, alışveriş ve gezi olarak böldük. Paris bir yemek cenneti olduğu ve biz de yazacak çok şey bulduğumuz için bu sefer yemek kısmını ayrı bir yazıda yayınlamaya karar verdik. Bu yazı yemek hariç Paris'i kapsıyor ve Champs Elysees, Eiffel, Louvre gibi bilgileri içermiyor.

One of the best sides of living in Istanbul is that we are geographically close to Europe. At least that's what my American friends think :). It gives you the ability to visit anywhere in Europe over a long weekend. When our friend told us she was getting married in Paris, Ozgur and I immediately took the Monday and Tuesday off and booked our flight to Paris. It's fair to say we flew in to Paris for the weekend (I've always wanted to say that :)). As always, this post is divided into sections composed of accomodation, food, shopping, and sights. Since Paris is a food paradise, we ended up trying so much that we decided to talk about the food in a separate post. This one covers everything except for food, and Champs Elysees, and Eiffel, and Louvre...
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...

.................................................................................................................................

Friday, September 14, 2012

Beyoğlu'nda Gizli bir Ege'li...Eleos / Aegean Breeze in Beyoglu...Eleos

Mavi beyaz renk kombinasyonuna her zaman bayılmışımdır. Bana yazı ve güzel Akdeniz sahillerini hatırlatıyor. Beyoğlu'nda tarihi Hıdivyal Palas'ın içinde saklı Eleos bu hissiyatı İstanbul'a taşımayı başarmış. Mavi beyaz dekor Rum meyhane kültürü ve Ege'nin leziz yemekleri ile birleşince insanın içini ısıtan, neşeli bir mekan çıkmış ortaya. Haydarpaşa'dan Boğaziçi'ne, Kız Kulesi'nden Selimiye'ye harika bir manzara da olunca bir çoğumuzun vazgeçilmezi oluyor Eleos.

I've always loved the blue and white color combination. It reminds me of summer and the beautiful Meditteranean coast. Hidden in the historical Hidivyal Palace building in Beyoglu, Eleos manages to bring out this feeling in the center of Istanbul. The blue and white color decor, tavern ambiance, and delicious tastes from the Meditteranean on the menu all together create a cozy and cheerful restaurant. You can't tell from outside, but Eleos has a wonderful view of the Bosphorus and the old town. Hence, it's understandable why this is such a favorite spot to many. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
..........................................................................................................................................

Wednesday, September 5, 2012

Michelin Yolunda...Mimolett / Michelin Star in Disguise...Mimolett


İstanbul'un Michelin yıldızlı bir restoranı olacaksa o kesinlikle Mimolett olmalı. Açılışından bu yana neredeyse üç sene geçmiş olmasına rağmen bir çoğumuzun bırak ziyaret etmeyi, adını bile duymadığı bir yer burası. Oysa ki Mimolett, NY Times dahil, bir çok mecrada yer almış, 2010 yılında Time Out tarafından "En iyi Yeni Restoran" ödülünü kazanmış. Gastronomik anlamda Türkiye'de bir ilke imza atmış, dünyaca ünlü Michelin yıldızlı restoranlarla yarışır hale gelmiş. Sadece yemek değil, atmosfer anlamında da büyülü bir yer. İstanbul'dan bir anda uzaklaşıp kendinizi Avrupa'nın saklı bir köşesinde romantik bir akşam yemeğinde hissetmek istiyorsanız havalar bozmadan Mimolett'in yolunu tutmalısınız.

It is sad to admit that Turkey doesn't have any Michelin restaurant. But if it was to have one,  it would have to be Mimolett.  Despite having been opened for almost two years now, Mimolett is still unknown to many. Yet, it was mentioned in many publications, including the NY Times, as well as received "The Best New Restaurant" award by Time Out in 2010. From a gastronomic standpoint, Mimolett has added something totally new to Turkey and, as a result, managed to open the doors for a whole new market of Michelin's. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
.................................................................................................................................

Tuesday, August 28, 2012

Çayeli'nden Öteye.../ Beyond Urban Life...Eastern Blacksea

Bayram tatili için termometre 30 derecenin üstünü gösterince uzun zamandır merak ettiğimiz bir yere gitmek için fırsat doğdu. Nem ve sıcaktan uzak, ülkemizin oksijen deposu, güzel Karadeniz. Hayalimizde tüm sahili gezmek vardı ama sadece 3.5 günümüz olunca bu seferlik Trabzon'un doğusunda karar kıldık ve Trabzon, Rize ve Artvin üçlüsünden oluşan özel bir tur hazırladık. Gün gün ne yaptıktan ziyade deneyimlediklerimiz doğrultusunda nerede kalmalı, nerede neler yemeli ve neler yapılmalı şeklinde yazdık bu postu. Yine de program konusunda yardım isterseniz seve seve yardımcı oluruz. Doğu Karadeniz'den büyülendik, umarım size de bu duyguları aktarmayı başarırız.
When the thermometer showed 30 degrees plus for the Ramadan break, we took the opportunity to schedule a trip for a place we so long had been aspiring to visit: Eastern Black Sea. Because we only had 3.5 days, we had to limit ourselves to only a few places and hence, decided on the east of Trabzon, i.e. Trabzon, Rize, and Artvin. Rather than writing what we did, day by day, we divided the post into three parts: where to stay, what to eat where, and what to do. If you would still need help planning, we'd be more than happy to help. Eastern Black Sea is beyond beautiful. Hopefully, we'll be able to share some of its wonders with you. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
....................................................................................................................................

Thursday, August 23, 2012

Cihangir'de bir Yolculuk...Journey / A Great "Journey" in Cihangir


İki iftar yazısının üstüne hepimizin çok sevdiği o güzel kahvaltılara geri dönmek istiyorum. Karaköy, Bebek, Yeniköy ve Nişantaşı'ndaki kahvaltı mekanlarına geniş yer verdik blogumuzda; oysa ki semt olarak bayıldığım, her köşe başında bir cafesi bulunan Cihangir hakkında bir tane bile kahvaltı mekanı yazısı yazmadığımızı fark ettim. O yüzden Ramazan biter bitmez koşarak keşfe çıktık; Cihangir'lilerin favorisi Journey'e gittik.

Following two iftar (breaking of the fast) posts, I think it's time to go back to our favorite meal of the day: breakfast. We have written many posts on breakfast spots in Nisantasi, Karakoy, Bebek, and Yenikoy, but realized we've missed a neighbourhood that is actually known for its cafes and lively crowd: i.e. Cihangir. The moment Ramadan was over, we woke up early on a weekend day and went to explore the streets of Cihangir and found ourselves at Journey: one of the favorites in the area.   
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
.................................................................................................................................

Wednesday, August 15, 2012

Rüya Gibi Bir İftar...Four Seasons Sultanahmet/ A Feast Dream Come True...Iftar at Four Seasons Sultanahmet

Ramazan'ın bitmesine az kaldı. Haftalardır evde ve dışarıda iftarlara katılıyor, muhteşem yemekler yiyoruz. Yavaş yavaş eski düzenimize dönüp, onlarca çeşit yemek ve tatlıdan oluşan sofraları geride bırakacağız. Ama siz de benim kadar yemeğe düşkünseniz, bu lezzetler bir süre daha aklınızda kalacak; tekrar Ramazan olsa da yine iftar sofralarında buluşsak diye düşüneceksiniz. Umarım bu yazı anılarınızı daha da canlı tutmaya yardımcı olacak. Katıldığım en güzel iftar yemeklerinden birisi: Four Seasons Sultanahmet.

The month of Ramadan is almost finished. For weeks, we have been enjoying amazing iftars (breaking of fast) with various foods and desserts on the table. Now it is slowly coming to an end. But if you are as much of a food lover as I am, the memories will last for some time. In hope of keeping them alive, I've prepared this post with lots of pictures. One of the best iftars ever attended: Four Seasons Sultanahmet. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
.......................................................................................................................

Friday, August 10, 2012

Hamdi Restaurant'ta İftara Beş Kala.../ Iftar at Hamdi Restaurant

Geç de olsa bir iftar yemeği yazısı yazmadan geçiremezdim Ramazan'ı. Bir kaç yeri değerlendirdikten sonra İstanbul'un en iyi iftar sofralarından biri seçilen Hamdi Restaurant'ta karar kıldık. Gerek manzara, gerek konum itibariyle çok popüler olan mekan, tarihi camilerle çevrilmiş olması nedeniyle bize Ramazan duygusunu   en güzel şekilde hissettirdi.

We are currently in the time of Ramadan, the holy month of blessing. The time for prayer, fasting, and charity...With the fasting, comes also the iftar, i.e. the breaking of the fast. Many Turkish restaurants prepare menues special to the iftar. Having a lot to pick from, we decided on Hamdi; a restaurant not only popular for its food but also for its location and beautiful view. It's the best place for a tourist to experience the feeling and atmosphere of the fast. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
.............................................................................................................................. 

Friday, August 3, 2012

Bodrum'un Beş Yıldızı.../ The Five Stars of Bodrum


Bodrum bir çoğumuzun favori tatil mekanlarından birisi. Bu nedenle de sınırsız otel, restoran ve bar seçenekleri bulunuyor. Her birini yazmaya kalksam ne param dayanır, ne de sizin sabrınız :). Bu yüzden en çok sevdiklerimden beşini belirleyip sizlerle bu yazıda paylaşıyorum. Buyrunuz, Bodrum'un beş yıldızı...

If you've ever thought about visiting Turkey in summer, you must have come across Bodrum during your research. This vibrant town on the west coast is a popular travel destination for the locals as well as tourists from all over the world. Having spent literally every summer there growing up, I've seen restaurants, bars, and hotels open and close, only to be replaced by new ones. There wouldn't be enough time and money in the world (at least for me) to write about all of them. Hence, I've prepared a list of my top five Bodrum stars...
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
..........................................................................................................................

Monday, July 30, 2012

Lezzetin Mütevazi Durağı Fatih.../ The Humble Boy of Taste...Fatih

İstanbul'un bir lezzet durağı olacaksa orası da Fatih olmalı. Yöresel yemeklerin en güzellerini buradaki restoranlarda tadabilirsiniz. Hepsini bir kerede denemek mümkün olamayacağı için en sevdiklerimden başlayıp Reyhan'ın yardımıyla kendime küçük bir tur hazırladım.

If Istanbul were to choose its culinary neighbourhood, it would definitely be Fatih. Restaurants serving the best of local and traditional dishes are spread out in this culturally rich area known as the center of Istanbul. Because it's impossible to discover all on one day, I picked a few favorites and prepared a small tour for the day. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
........................................................................................................................ 

Thursday, July 26, 2012

Ankaralı bir Çinli...Quick China / The Cool King of China...Quick China

Dünyanın neresine gidersem gideyim, bulmakta sıkıntı çekmeyeceğim iki mutfak İtalyan ve Çin. İtalyan restoranları ülkemizde de ağırlıkta ama nedense güzel Çin restoranı konusunda kıtlık yaşıyoruz. Chinese in Town ve Sushico var, doğru, ama onları daha çok fast food zincirleri olarak görüyorum. Dragon'u severim ama orası da hem pahalı hem de her dakika gidilecek bir yer değil. O yüzden Nişantaşı'ndaki Quick China'yı keşfettiğimizde ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Fiyat kalite paritesi oldukça başarılı, harika bir ambiyans ve inanılmaz zengin bir menü...öyle ki her hafta gitseniz bile yemeğinden sıkılmayacağınız bir yer. 


I just love Asian cuisines. Actually, so much that I would be more than willing to move just to get a chance to eat that type of food every day. Chinese, Japanese, Thai, Malay, etc. all of them. That's why it makes me so upset that we just have a handful of good Asian restaurants. And most of them are fusion and pretty expensive anyways. It was not until we discovered Quick China that I was able to satisfy this hunger of mine. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
..................................................................................................................................

Saturday, July 21, 2012

Türkbükü'nde Ege Esintisi...Garo's / Bodrum Turkbuku's Latest Hit...Garo's

Türkbükü bir zamanlar şirin ve sakin bir koydu. Tek tük restoranlar, bir iki otel ve kalabalık olmayan kaldırımlar. Sonra Bebek'e ne olduysa buraya da oldu. Türkbükü inanılmaz popüler oldu; mekan üstüne mekan açıldı, insanlar adım atamaz hale geldi. Sırtlarda yazlığımız olmasına rağmen sahile inmemeye,  yazlarımı başka koylarda geçirmeye başladım. Ta ki bu sene babam bizi Türkbükü'nde yeni açılan bir restorana götürünceye dek...Bana Türkbükü'nü tekrar sevdiren o mekan Garo's.

If you have ever been to Bodrum, you must have heard about Turkbuku. This famous bay is a favorite to the wealthiest and most well known Turkish jet set. The drawback; restaurants, hotels, clubs, and shops on every square inch available. It was not until my dad took us to this newly opened restaurant, that I started going there again. The place that reminded me of why I loved Turkbuku so much...Garo's. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
................................................................................................................................

Monday, July 16, 2012

Misssssss Pizza / An Italian in the Neighbourhood...Miss Pizza

İstanbul'da yeterince güzel pizzacı yok diye hep söylenirim. Güzel pizzacıdan kastım da hakiki İtalyan pizzacısı. Eskiden bir Papermoon'u bilirdik, o da öyle çat kapı gidilecek bir yer değil. Son zamanlarda bir kaç yeni yer duymaya başladım; Uppercrust ve Pizzamente gibi. Onları da en kısa zamanda ziyaret edip yorumlarımızı sizinle paylaşacağım. Bu arada, gerek fiyat gerek lezzet bakımından gerçekten çok başarılı bir restorandan bahsetmek istiyorum. Bir kısmınız orayı Tünel'deki yeriyle biliyor. Ama asıl yeri, yani ilk açıldığı mekan, Cihangir. Evet, karşınızda Cihangir'in Misss Pizza'sı.

I always complain that Turkey lacks good pizza restaurants. By good, I'm referring to pizza with thin and crispy crust, mozarella cheese, and flavors that take your breath away. There are of course, restaurants like Papermoon and PiPa, who both do an excellent job, but they are far more fancy and expensive than you'd want on any given Sunday. Lately, other restaurants like Uppercrust and Pizzamente, have started delivering affordable, good Italian pizzas, but I am yet to try them so can't comment on their taste at the moment. One pizza place that deserves applause both in terms of price and taste is Miss Pizza... 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
..............................................................................................................................

Thursday, July 12, 2012

Mavi Cennet...Cunda / The Blue Dream...Cunda Island

Sayfalara sığmayacak bir yazı ile karşınızdayım. Cunda...Bir zamanlar Alaçatı'da aldığım hazzı şimdi bana veren Cunda. Kapıların hala kilitlenmediği, sokaktan geçenlerin birbirine selam vermeden devam etmediği, hayatın huzur ve sakinlik içinde aktığı, cici mi cici bir ada burası. En güzel tavsiyelerle gittiğimiz iki günlük muhteşem tatilimizi, biraz çekinerek, sizinle paylaşıyorum.
The Mediterranean coast of Turkey is phenomenal. Most of you, like the majority of the Turkish tourists, are so busy visiting Bodrum, Antalya, and Cesme that you miss out on the real and hidden beauties. One of them is Cunda. A small island in Ayvalik, Cunda's first inhabitants were the Greeks. Hence the beautiful Greek houses. Still you can hear Greek (Romaic) being spoken in the narrow streets of Cunda. A fact that brings even more character to the place. A romantic and peaceful escape, with delicious food, historical sights, and amazing beaches... the perfect vacation. 
For English, please scroll down until the text is finished...
.............................................................................................................................

Monday, July 9, 2012

Nusr-Et "Halka Açıldı".../ Legendary Steakhouse Nusr-Et

Nusret Gökçe'yi ve Etiler'de ara sokakta açtığı Nusr-Et Steakhouse'u duymayan kalmamıştır. Ayşe Arman yazdı, Vedat Milor videosunu yayınladı, en son da Ferit Şahenk dayanamayıp %50 ortak oldu, Nusr-Et'i ara sokaktan caddeye taşıdı.İyi bir etobur olmamama rağmen New York'taki steakhouse'ları bile kıskandıracak kalitedeki etleri denemek üzere yeni açılan 270 kişilik dev restorana Cuma akşamı için yerimizi ayırttım.

Despite being only 30 years old, Nusret Gokce is already a legend. After working and learning about meat in Argentina and New York, he founded Nusr-Et Steakhouse, a soon to become the most popular steakhouse in Istanbul. Just a month ago, this small restaurant was replaced with a giant 270 seat place in Etiler on Nispetiye street. To be on the safe side, my husband made a reservation in advance, and on a hot Friday we met up after work to enjoy a feast that would drive any vegeterian crazy.
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
............................................................................................................................

Thursday, July 5, 2012

Canım Mantı Çekti...Emek Mantı / Turkish Ravioli... A Dish You Don't Want to Miss...at Emek Manti


Hayatımda doğru düzgün yemek yapmamış olan ben, bir gün gaza gelip babaannem gibi mantı yapacağım diye tutturmuştum ve Reyhan’ın yardımıyla mantı açmıştım. O kadar severim mantıyı. Casita’nın ferayesi, Bodrum Mantı’nın “klasik” mantısı, Kayserili arkadaşım İpek’in Kayseri mantısı ve bizim evde yaptığımız önce fırınlanan, sonra salçalı sosta hazırlanan feraye, klasik mantı arası mantı... Defalarca yemişliğim var hepsini. İşte bu yüzden Yeniköy’deki Emek Mantı Evi’ne bu güne kadar gitmediğim için kızıyorum kendime. Neyse ki kocam duruma el atıp beni mantının harikalar diyarına götürdü.    

Turkish ravioli, or manti as it is called in Turkish, is probably one of the best dishes in the Turkish cuisine. Depending on the region, or the chefs imagination, it comes in different forms and with various fillings. But the most common and well known is the boiled manti stuffed with minced meat and served with tomato sauce, garlic, yoghurt and butter. It requires hours of preparation and great expertise (i.e. if you want it to be done the right way). As a huge fan of the dish, I blame myself for not having gone to the famous manti restaurant in Yenikoy, Emek Manti, before. Fortunately, my husband loves manti as much as I do and took me to the manti wonderland last weekend. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished.
……………………………………………………………………………………

Sunday, July 1, 2012

İstanbul'da bir Adanalı...Adana Ocakbaşı / Kebap at its Best

Dışarısı kavruluyor ve ben ne yiyorum... kebap :). Arkadaşım Lale haftalardır Pangaltı'daki Adana Ocakbaşı 1978'i anlatıp duruyordu. Yıllar önce gitmiş, sıcağa aldırış etmeden hadi Yıldız seni götüreyim diye ısrar etti. Sonunda dayanamayıp şu meşhur yeri bir görelim diyerek, bir öğlen vakti metroyla Osmanbey'in yolunu tuttuk. Nasıl bulacağız diye düşünmemize gerek yokmuş, semtteki herkes biliyormuş meğer restoranı. Asma katıyla birlikte sadece 7-8 masadan oluşan Ocakbaşı bomboş. Lale'nin söylediğine göre akşamları tıklım tıklım oluyormuş. Yaz ve alakasız bir saat olması nedeniyle şanslıyız, mekan bize kalıyor. Restoranın salaş ve sadeliği beni mutlu ediyor, belli ki hava atmaya gerek yok, yemek kendi adına konuşuyor zaten.

It's crazy hot and humid outside and what am I stupid enough to be eating?...kebab :). A friend of mine had been talking about this restaurant, Adana Ocakbasi, for such a long time that I finally gave up and decided to ignore the weather and give it a try. Located in Pangalti, just nearby the Osmanbey subway station, this restaurant is so famous and well known you just need to ask anyone, and they will tell you where it is. Because we went on a weekday afternoon the 7-8 tables were all empty. I was told it normally gets really packed. I guess we were lucky :). The place is simple and almost shabby. I loved that. Let the food speak for itself!
For English, please scroll down until the Turkish text is finished... 
...................................................................................................................................

Wednesday, June 27, 2012

İstanbul'un Gurme Osmanlı Mutfağı... Nar Lokantası / Gourmet Ottoman Cuisine at Nar Lokantasi

Beni çok heyecanlandıran bir restorandan bahsetmek istiyorum. Nar Lokantası... Türk ve Osmanlı mutfağını şık bir ortamda müşteriye sunan bir yer burası. Bir cam vitrinin arkasında sıralanmış tencere ve fırın yemeklerini gözünüzün önüne getirin; şimdi dekoru lüks bir restoranınkiyle değiştirin ve işte size Nar Lokantası. Karnıyarık ve kaşarlı pide gibi bilindik tatlardan oluşan menü sizi aldatmasın; şefin yemeklere kattığı farklı yorumla tam bir lezzet şölenine dönüşüyor ziyaretiniz. Yabancı misafirleri ağırlamak ve Türkiye'nin lezzetlerini onlara göstermek için çok güzel bir yer olmakla birlikte arkadaşlarla keyifli bir öğlen veya akşam yemeğinde de bir araya gelmek adına ideal bir ortam.

Have you ever been to Bukhara in Delhi? It's a famous restaurant that serves Indian cuisine in a fancy yet traditional setting. If so, imagine the same concept for Nar Lokantasi, but with the Ottoman cuisine. This restaurant, located in the Sultanahmet area, excites me so much cause there is no similar place in Istanbul. One of the oldest and richest cuisines in the world, the Ottoman cuisine, is presented as a gourmet food in a stylish atmosphere. This is the perfect place for you to try it all and get a real taste of the Turkish cultural heritage, while still enjoying the luxury of a first class restaurant. 
For English, scroll down until the Turkish text is finished...
................................................................................................................................

Friday, June 22, 2012

Hot Dog'lar İstanbul'da... / SuperFriends forever...

Hot dog... "sosisli" değil. SuperFriends Hot Dog markasının sahiplerinden Özge Alkazak beni bu konuda sıkı sıkı tembihledi. Türkiye'de bu anlamda gerçek hot dog yapan pek yer yok. Onun yerine goralı veya sosisli olarak adlandırdığımız, büfelerde yemeye alışkın olduğumuz ekmek arası sosis var. Yani, ince sosis, amerikan salatası ve ekmek üçlüsü. SuperFriends'i sosisçi değil, hot dog'cu yapan da işte buradaki fark...

Today's post is about a hot dog shop. Because it's almost like a commodity to you, you might find the topic boring. In Turkey, however, hot dog, i.e. real hot dog the way you know it, is not usual at all. In fact, I believe we only have one brand, i.e. Ben Franks, that serves it the traditional way. Recently opened SuperFriends Hot Dog, aims to change that and deliver high quality, conventional American hot dogs... 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
..................................................................................................................................

Wednesday, June 20, 2012

Mayası İyi Olan Yerin Hamuru da İyi Olurmuş... Lokanta Maya / Turkish Cuisine with a Contemporary Twist... Lokanta Maya

Ünlü Karaköy Lokantası'nın yanında bir restoran burası. Defalarca önünden geçip, "Kim Karaköy Lokantası'nın yanında yer açar ki?", diye sormuşumdur kendime. Bir gün kapısına kadar gidip ismi nedir acaba diye baktım: Lokanta Maya... Kapıda bir levha asılı. "Time Out Istanbul / Gusta. Yeme İçme Ödülleri 2010. En İyi Şef Didem Şenol". Biraz araştırma sonrası öğreniyorum ki İstanbul'un en "in" mekanlarından birisi Lokanta Maya. Listemize hemen alıyoruz ve bir Cumartesi akşamı için bir hafta öncesinden yerimizi ayırtıyoruz...

I've been writing a lot about Karakoy lately. This area is becoming so trendy I'm urging you all to go buy a place while the prices are still somewhat reasonable :). One restaurant that is extremely popular and has been featured in many foreign publications, including NY Times and The Independent, is Lokanta Maya. Chef/ Owner Didem Senol plays with the food and creates a constant changing Turkish menu with a contemporary twist. Realizing, a bit ashamed, that almost everyone has been here, Ozgur and I grab our friends and visit Lokanta Maya on a hot Saturday evening...
For English, please scroll down until the Turkish text is finished. 
...................................................................................................................................

Sunday, June 17, 2012

Anthony Bourdain'in Kızılkayalar Islak Burger Aşkı / Anthony Bourdain's Love for Wet Burgers at Kizilkayalar

No Reservations programının sunucusu ünlü şef Anthony Bourdain Kızılkayaları ziyaretinde şöyle demiş: "Türkler bu ıslak burger varken neden Mcdonald's a gider ki?" Bu soruyu bana bundan bir kaç ay önce sormuş olsalardı: "Şaka mı yapıyorsunuz, o yapış yapış yağlı hamburgeri mi yiyeceğim?" diye cevap verirdim. Oysa ki blog yazmaya başlayınca şu ünlü burgere bir şans vereyim deyip Özgür'le İstiklal'in yolunu tuttuk. Ve hayatımda bir ilki gerçekleştirerek üç hamburgeri (ki unutmayın, ben bir bayanım!) bir oturuşta yedim.

When No Reservation's host famous chef Anthony Bourdain visited Kizilkayalar, a famous burger bar in Istanbul, he asked the following: "Why on earth do Turks go to Mcdonald's when they have this?". If you had asked me the same question some time ago my answer would have been simple: "Are you kidding me? I'd never eat that sticky, oily, greacy food". But, as the devoted food blogger I am, I accepted my husband's proposal and headed towards Taksim and the famous corner shop. As it turned out, not only did I like it, but for the first time in my life did I manage to finish three burgers at once (considering I'm a girl, that's pretty awesome and scary :)).
For English, scroll down until the Turkish text is finished... 
..........................................................................................................................................

Wednesday, June 13, 2012

Cipriani'nin İstanbul Masalı / Cipriani's Istanbul Affair

Istanbul'da açıldığı günden beri türlü eleştirilere konu olmuş ünlü Italyan zincir Cipriani'yi beğenmeyen kişilerden birisi de ben olmuştum. Özgür'le ilk gittiğimizde çalışanların Türkçe yerine İngilizce konuşmasına, şarapların sevimsiz ufak ve kalın bardaklarda verilmesine, içerisinin aşırı aydınlık olmasına, vs. bir çok sebepten ötürü Levent'teki The Edition otelinde yer alan restorana bir daha adım atmayacağımıza yemin etmiştik. Ne var ki bu yazıyı yazarken Cipriani favori Cuma akşamı kaçış mekanımız haline gelmiş durumda. Siz de eleştirileri duymuş ve/veya sadece bir kez gidip restoranı beğenmemişseniz, bir şans daha vermenizi ve muhteşem pesto soslu tagliolini ve tatlıların hepsini :) mutlaka denemenizi öneririm.

Since the day it was opened, Cipriani Istanbul has been subject to numerous critiques, including by Ozgur and myself. The first time we went there, everything seemed wrong. The wine glasses weren't right, it was too bright inside, the seatings were uncomfortable, etc. We promised we'd never go back. Fortunately, we broke that promise and a year later Cipriani is our favorite Friday escape spot. For those of you who have been there once and didn't like it, or haven't been cause of the bad reviews, please do give it a second chance and try the tasty tagliolini with pesto sauce and all their desserts :). 
..............................................................................................................................

Sunday, June 10, 2012

Hakiki Hatay Lezzetleri İstanbul'da... / Best of the Best Authentic Turkish Cuisine at Akdeniz Hatay Sofrası

Birisi ne zaman Hatay mutfağından bahsetse içim gidiyor, böyle güzel lezzetler var mı dünyada? Algıda seçicilik mi bilmiyorum ama son zamanlarda Hatay ve yemekleriyle ilgili bir çok yazı ve görüntü çıktı karşıma. Bardağı taşıran son damla gezenyer'den arkadaşım Pınar'ın Hatay yazısı oldu. İstanbul'da da bu yemekleri tadabileceğim bir yer olmalıydı. Veeee varmış :). Aksaray'daki Akdeniz Hatay Sofrası 1985 yılından beri hakiki Hatay lezzetlerini müşterilerine sunuyormuş. Sınırsız sonsuz yemek seçeneklerinin olduğu bu restoranda Tuzda Kuzu veya Cerra Kebabı sizleri farklı bir boyuta taşıyacak. Erken saatte gidin, mide fesadı garanti :).

Whenever someone starts talking about the Hatay cuisine my mind is blown away. Hatay, a city in the far south of Turkey, is home to some of the best foods in the country. I've been meaning to go for so long but never had the chance. But lately, I've come across so many conversations regarding Hatay that it has started becoming painful not to have the chance to try the famous dishes. Luckily, Ozgur and I discovered a restaurant in Aksaray, called Akdeniz Hatay Sofrası, that serves Hatay food since 1985. Pretty late discovery :). Anyways, this is a place you don't want to miss. Be prepared to indulge in a food feast. 
..........................................................................................................................

Thursday, June 7, 2012

Denicious'ın Delicious Çikolataları / Delicious Chocolate from Denicious

Pastacılara hep özenmişimdir. Müşterilerini daima en güzel anlarında yakalıyorlar. Kimse mutsuzken pasta ya da çikolata siparişi vermez... onun yerine doğum günü, bebek ziyareti, düğün, arkadaşlarla güzel bir çay sohbeti gibi özel ve keyifli günlerde alırlar bu yiyecekleri. Son zamanlarda bu sektör daha da büyümüş durumda. Birbirinden farklı markalar rüyalarınızı gerçekleştirmek üzere, adeta sanat eseri denilebilecek ürünleri sizlere sunmak için yarışıyor. Bunlardan birisi de Amerikan Hastanesi'nin karşısındaki Denicious Chocolate Company.

I've always envied people in the cake / pastry business. They always catch their customers in their best moments. No one ever buys a cake or chocolate when they're miserable (exceptions don't break the rule :)). Instead these are saved for special occasions such as birthdays, new born baby visits, weddings... Lately, this market has grown tremendously. The result; products beyond imagination. One of these brands is Denicious Chocolate Company, located right across the Amerikan Hospital in Nisantasi. 
.................................................................................................................................

Sunday, June 3, 2012

Sevgiyle Yoğrulmuş Bir Iran Restoranı... Hayyam / An Iranian Restaurant Fed with Love... Hayyam


Arnavutköy'deki Villa Denise butik otelinin altında Hayyam adında bir İran / Orta doğu restoranı açıldı. Sahibi Klasik Otomobilciler Kulübü Başkanı Aydın Harezi. Bu dünyada tanıyıp tanıyabileceğiniz en iyi insanlardan birisidir kendisi. İran mutfağına olan düşkünlüğü ve bu konudaki tecrübesi onu Hayyam'ı açmaya itmiş. İşte bu nedenle sevgiyle yoğrulmuş bir restoran burası. Özellikle İran pilavı, yumuşacık kebapları ve samimi ortamı nedeniyle gidilmeli.

An Iranian / Middle Eastern restaurant was newly opened in Arnavutkoy, under the butique hotel Villa Denise. Its owner Aydin Harezi, Chairman of Classical Cars Association, is one of the nicest persons you can ever meet. His passion for and experience in cooking Iranian food has led to the opening of Hayyam restaurant. It's a place fed with love. Especially the Iranian rice, tender kebabs, and warm atmosphere makes this place a great escape spot. 
.................................................................................................................................

Thursday, May 31, 2012

Reyhan'ın Mutfağı'ndan Glütensiz Havuçlu Cevizli Kek / Glutenfree Carrot and Walnut Cake from Reyhan's Kitchen

Blogda yazı yazmaya başlayalı henüz dört ay olmasına rağmen Türk mutfağından Japon'una, sokak lezzetlerinden en lüks gurme yemeğine bir çok yeri ve yemeği konu aldık. Ama şimdiye kadar yazmayı ihmal ettiğimiz bir yer var ki, üstüne tanımam... annemlerin evi :). Biz ona Reyhan'ın Mutfağı diyoruz. Glüten alerjisi olan kardeşim için ekmeğinden makarnasına her türlü yemek ve tatlıyı glütensiz olarak hazırlar Reyhan. Başta Çölyak hastaları ve diyette olanlar için olmak üzere, herkesi cezbedecek bu güzel lezzetleri sizinle de paylaşmak istedik, Reyhan'ın Mutfağı'ndan tarifleri blogumuzda duyurmaya karar verdik. Şimdiden afiyet olsun...

It's been only four months since we started our food and travel blog, yet, we've managed to write about all kinds of foods and restaurants, from Turkish cuisine to Japanese, from street food to gourmet. But there is one place we've omitted to write about, one place I love and cherish... my mom's house :). We call it Reyhan's Kitchen. My brother has a gluten allergy, hence, food and desserts are prepared gluten free by Reyhan. A bit more uncommon, these delicious tastes are perfect for people with Celiac disease as well as for those who are on a diet. Hoping that you'll enjoy them as well, we decided to post recipes on our blog under Reyhan's Kitchen. Bon apetit... 
.................................................................................................................................

Sunday, May 27, 2012

Balıkçı Kahraman'ın "Kahraman" Aşçısı.. / Best Turbot Fish in Istanbul at Balikci Kahraman

Yıllardır herkesten en iyi Kalkan Balığının Balıkçı Kahraman'da olduğunu duyuyorum. Ailem de ben yurt dışındayken gittiklerinden, yedikleri soğanlı domates salatasından ve Kalkan balığından dışarıda her yemek yediğimizde bahsederler. Rumeli Kavağı'nda oluşu nedeniyle sürekli geciktirdim gitmeyi, nedense uçağa atlayıp Bodrum'a gitmek kadar uzak geldi gözüme. Nihayet bir aile yemeğinde artık dayanamayıp yerimizi ayırtıp, bir Cumartesi akşamı Balıkçı Kahraman'ın yolunu tuttuk.. Kalkan balığına olan sevdam geç de olsa işte bu restoranla başladı.

It's been years now that I've been hearing about Balikci Kahraman... a fish restaurant known for their delicious turbot fish. My parents went there while I was abroad studying and ever since, they've been talking about how tasty the turbot fish and the onion and tomato salad were. Because Balikci Kahraman is located in Rumeli Kavağı, i.e. the far end of the Bosphorus close to the Blacksea, I've been too lazy to go. Finally, at a family reunion, I couldn't resist it anymore and on a Saturday evening we all headed to the famous fish restaurant. And that's how my love for turbot fish started.. 
...........................................................................................................................

Sunday, May 20, 2012

Indochine Singapore vs. Indochine Istanbul

Indochine'i daha önce hiç duymuş muydunuz? Özgür bana 1992 yılı Fransız filmi Indochine'i gösterene kadar ben hiç duymamıştım. O yüzden ne büyük tesadüftür ki önce Singapur'da, sonra da İstanbul'da Indochine restoranına gitme şansımız oldu (birbirleriyle bir alakaları yok). İkisini de anlatıp, biraz da kıyasladığımız bu yazı umarım sizi de bizim kadar heyecanlandırır :).

Have you ever heard of Indochine before? I personally, knew nothing about it until Ozgur showed me the French 1992 movie Indochine. That's why it's such a luck that we got the chance to visit the restaurants Indochine, first in Singapore and then Istanbul (both having nothing to do with each other). Of course, we couldn't hold ourselves back from writing about both in the same post and compare them, even if slightly. Hope you'll enjoy.. 
...........................................................................................................................

Wednesday, May 16, 2012

Singapur Lezzetleri - Mikuni / Tastes of Singapore - Mikuni

Singapur'da muhteşem yerlerde muhteşem lezzetler tattık. Bir önceki yazımızda da her şeyi denemek için ne kadar çaba sarf ettiğimizi görmüşsünüzdür. Ama hiç tartışmasız en favori iki yerimiz Fairmont otelinin içindeki Japon restoranı Mikuni ve St Regis otelinin içindeki Çin restoranı Yan Ting oldu. İkisi hakkında da yazılacak, gösterilecek çok şey olduğu için bu seferki yazımızda Mikuni, bir sonrakinde de Yan Ting'den bahsediyor olacağız.

Ozgur and I had an amazing time in Singapore. Almost the entire experience was built on the exploration of delicious food. From our previous post, you can probably guess we did all in our power to try as much as possible. But two places managed to leave everything else behind and capture our hearts. Mikuni, the Japanese restaurant inside of the Fairmont hotel, and Yan Ting, the Chinese restaurant inside of the St Regis hotel. Because there's so much to tell, so much to show, we decided to give both their own posts. This one will be about Mikuni and the next about Yan Ting. 
..............................................................................................................................

Sunday, May 13, 2012

Singapur Lezzetleri / Tastes of Singapore

Singapur tam bir yemek cenneti. Çin, Hindistan, Malezya, Kamboçya ve Vietnam başta olmak üzere bir çok ülkenin mutfağının yer aldığı, onun da ötesinde iç içe geçip yeni mutfaklar yarattığı bir ülke burası. Yemeğe verilen önem ve gösterilen özen, yabancıların sokakta bile rahatlıkla yemek yemesine imkan veren bir ortam sağlıyor.
Sonu olmayan yemek çeşitleri ve sayısız restoranlar, sadece üç günlüğüne giden Özgür ve benim için ilk etapta biraz zor oldu. Sonunda sokak lezzetlerinden en lüks restoranlara, Çin-Malezya mutfağından Japon mutfağına geniş bir yelpazeye yayılan bir yemek turu yapmaya çalıştık. Üç bölümden oluşan "Singapur Yemek" adlı serimizin birinci bölümü aşağıdaki gibidir.. Afiyet olsun :)

Singapore is a food heaven. Thanks to its perfect location, Singapore hosts various kitchens such as Chinese, Malay, Cambodian, Vietnamese and Indian, as well as hybrid cuisines like Nyonya. The importance and care paid to cooking, creates a ground for everyone, including tourists, to safely eat almost anything on the streets. 
The variety of food and restaurants put Ozgur and me, who only had three days in Singapore, in a tough spot. In the end, we decided to create a food tour combined of cuisines ranging from Chinese-Malaysian to Japanese, as well as foods from the street to the most luxurious restaurant.  
This is our first out of three Singapore food posts. Enjoy :)  
..........................................................................................................................

Monday, May 7, 2012

Gel Gel Asmalı Mohti'ye Gel! / Anchovy the Original Way at Mohti in Taksim

Arkadaşımız bizi bir Laz meyhanesine götüreceğini söylediğinde anında kabul ettim. Özellikle sevdiğim bir şey varsa o da yöresel Türk yemekleri. Mohti Laz Meyhanesi, adından da anlayacağınız gibi, Doğu Karadeniz lezzetleri sunan bir restoran. Alışagelmiş hamsili pilav ve hamsi tava yanı sıra patlıcan turşusu ve Laz böreği gibi Doğu Karadeniz'lilere özgü enteresan tatları da denemeniz mümkün. Asmalımescit'te bir ara sokakta yer alan bu 50 kişilik güzel restoranı Türklerden çok yabancıların bilmesi beni biraz üzdü. En kısa zamanda gitmenizi öneririm :).

When a friend of ours told us she was taking us to a "Laz" restaurant (people living in the eastern part of the Blacksea, mainly Rize), I accepted without a blink. If there is anything I really like, that is to try regional foods. Mohti Laz Meyhanesi (i.e. tavern), is a wonderful restaurant serving food from the eastern part of the Blacksea. This area is mostly known for its anchovy dishes, such as anchovy with rice and pan-fried anchovy, all of which you can find at Mohti. If you want something different and authentic, this 50 seat restaurant in Asmalimescit Taksim is the perfect place to go. 
..........................................................................................................................

Thursday, May 3, 2012

Singapore Fling :)

Önümüzdeki bir kaç yazımız 10 günlük Singapur ve Malezya tatilimiz hakkında olacak. Anlatılacak, gösterilecek o kadar çok şey var ki mecburen bölmek zorundayız. İlk bölüm 3 günlük Singapur gezimimiz ve orada neler yaptığımız hakkında olacak. Restoran ve barları bir sonraki yazıya bırakıyoruz. Gezi kitaplarında anlatılanların ötesine geçmeye çalıştık. Kendimizin düzenlediği bu tatilden inanılmaz keyif aldık; umarız size de az da olsa bu heyecanı aktarmayı başarırız. 

The next few posts will be about our 10 day trip to Singapore and Malaysia. Fortunately, there were so many places to see and so much good food to eat that we had to split our writings. Our first part will include the 3 days in Singapore and the places we saw. The detailed eating&drinking we leave for the second part. Ozgur and I really tried to find things beyond what is written in the travel books and hope you'll enjoy it as much as we did. 
...........................................................................................................................
Asya'nın Amerika'sı olarak görülen Singapur dünyanın en büyük finans merkezlerinden birisi olup hayat dolu, enerji fışkıran küçük bir ada ülkesi. Konumu itibariyle Çinli, Malay, Hintli başta olmak üzere bir çok kültürden insanı içinde barındırdığı için mutfağı da bir o kadar zengin ve renkli. Malezya, Endonezya, Kamboçya, Vietnam, Çin, Japonya, Filipinler, Hong Kong ve biraz ileride Avustralya gibi ilgi çekici yerlere yakınlığı ve inanılmaz temiz ve modern oluşu nedeniyle gezmeyi bırakın, yaşamak için ideal bir yer. 

Seen as the US of Asia, Singapore is one of the biggest financial centers and a vibrant, energetic island country. Thanks to its location, the population consists in majority of Chinese, Malaysian, and Indian, hence making the cuisine extremely rich and colorful. Being close to popular travel destinations such as Malaysia, Indonesia, Cambodia, Vietnam, China, Japan, The Phillippines, and further away HK and Australia, as well as the cleanliness and modern appearance of the country makes Singapore not only an attractive place to visit, but also to live in. 
.........................................................................................................................

Thursday, April 26, 2012

Yenilenen yüzüyle Macro Kanyon / The new face of Macro Kanyon

Macrocenter'i her zaman çok sevmişimdir. Fiyatları diğer süpermarketlere göre yüksek olabilir ama başka yerlerde bulamayacağım yerli yabancı çeşitleri ve manav tazeliğinde sebze meyveyi burada bulurum daima. Bundan birkaç ay önce Kanyon Macro tadilata girince biraz sinirlendim; bundan daha güzel ne yapılabilir ki diye. Anlaşılan çok daha güzeli..

I've always loved Macrocenter. The prices are slightly above other supermarkets but you can always find local and foreign products sold nowhere else and the vegetables and fruits are as fresh as the ones at greengrocers. A couple of months ago, Macro in Kanyon closed for refurbishment; making me a bit mad since I thought: how much better can it get. Apparently much better..  
.......................................................................................................................

Sunday, April 22, 2012

İstanbul'luların kalbine taht kurmuş bir balıkçı.. Tarabya Kıyı / A fish restaurant we all so much love and cherish.. Kiyi in Tarabya

Son zamanlarda neden hep yeni yerler yazıyorsunuz, biraz da bildiğimiz daha önce gittiğimiz yerleri tanıtın diye yorumlar gelmeye başladı. Biz de sevgili kayınvadilemin doğumgünü bahanesiyle bir aile klasiği olan Kıyı'ya gitmeye karar verdik.
1964 yılında Tarabya'da açılan Kıyı'yı bir çok balık restoranı izlemiş olmasa da çok azı bu güzel ve seçkin mekanla yarışmayı başarmıştır. Hiç değişmeyen güler yüzlü ekibi ve birbirinden lezzetli taze meze ve balıklarla İstanbul'luların kalbine taht kurmuş bu restoranı ziyaret etmediyseniz şimdi tam sırasıdır.

Tarabya, a cute and quite neighborhood by the Bosphorus on the European side,  is home to one of the oldest and most loved fish restaurants, Kiyi. Opened in 1964, Kiyi has succeeded in maintaining the best quality of delicious mezze's and fishes, as well as the same friendly staff for over many years now. If you haven't had the chance to visit this wonderful restaurant, now the right time.
..........................................................................................................................

Wednesday, April 18, 2012

Bir zamanlar Kosinitza'da / Once upon a time in Kosinitza

Size çok sevdiğim bir yerden bahsetmek istiyorum.. 5 seneden uzun süredir açık olmasına rağmen çok az kişinin bildiği bir yer. Kuzguncuk'un ara sokaklarından birinde saklı ufacık bir balık restoranı. Ama herhangi bir balıkçı değil; Fransız'ından İspanyol'una, İtalyan'ından Türk'üne bir çok balık yemeği çeşidinin en ilginç şekillerde sunulduğu Kosinitza.
Today I want to talk about a place I so much like.. A restaurant that, despite having been open for more than 5 years, is still not known by many. A small fish restaurant hidden in one of the streets of Kuzguncuk on the Asian side. But not just any ordinary one; a fish restaurant serving the most interesting food from French to Spanish, Turkish to İtalian.. Kosinitza. 
..............................................................................................................................

Sunday, April 15, 2012

Karada bir Karabatak.. / A hidden unhidden cafe.. Karabatak Karakoy

Son zamanlarda Karaköy'den çıkmaz olduk. Her köşede yeni bir cafe, yeni bir galeri keşfediyoruz. Ama hiçbirisi bizi Türk Ortodoks Kilisesi'nin hemen yanı başındaki Karabatak kadar mutlu etmedi. Avusturyalı Julius Meinl'in kahvesi olarak açılan Karabatak saatlerce oturup güneşin tadını doyasıya çıkartabileceğiniz harika bir yer.

Karakoy has become mine and Ozgur's favorite area. No matter how much we force ourselves to try other places, we always end up in the narrow streets of Karakoy. Every corner welcomes you with a new cafe, galeri, or pop-up store. But none of the places we've seen so far made us as happy as the cafe next to the Turk Orthodox church.. Karabatak. Owned by the Austrian coffee chain Julius Meinl, Karabatak is the perfect spot to enjoy a long and sunny afternoon.     
...................................................................................................................................... 

Friday, April 13, 2012

Son zamanlarda adını çok duyduğum bir meyhane.. Cihangir Demeti / Just any other tavern.. Demeti in Cihangir

Enteresan ve sürpriz mekanlara ev sahipliği yapma konusundaki başarısından dolayı Cihangir'i çok severim. Daha önce de Datlı Maya hakkında yazmıştım; tarihi odun fırınında Türk lezzetleri diye. Geçen haftasonu da, son zamanlarda adını çok duyduğumuz Demeti meyhanesini deneme fırsatı bulduk. 
Birbirinden çok, görmeye alışkın olduğumuz meze çeşitleri sunan Demeti özellikle kalabalık bir grupsanız gitmek için eğlenceli bir yerdir. O arada bir de, kanımca, İstanbul'un en güzel şarap butiği La Cave'a da uğrama ve ev için güzel bir şarap alma bahaneniz de olmuş olur. 

I love Cihangir. Not only is it home to one of the oldest and, in my opinion, the best wine boutique, La Cave, but also does it host many interesting and nice restaurants. Datli Maya, which I wrote about in one of my earlier posts, is just one of them. Last weekend, we got the chance to try out Demeti, a tavern which has become rather popular lately. With its wide range of traditional mezze's and chilled out atmosphere, Demeti is especially a perfect place if you want an easy night out with a large group of friends. 
................................................................................................................................

Tuesday, April 10, 2012

Çılbır'ı müzedechanga'da denemeye ne dersiniz? .. Try out the dish of Sultans at muzedechanga in Emirgan

müzedechanga hakkında daha önce de yazmıştım, İstanbul'un en sevdiğim kahvaltı mekanlarından birisidir diye.O zaman yeterince fotoğraf çekmemiştim diyerek tekrar gitme ve hakkında yazma bahanesi de bulmuş oluyorum böylece.
müzedechanga Emirgan'da Sakıp Sabancı müzesinin içerisindeki restoran/cafe. Öğle veya akşam yemeği için gitmediğim için onlar hakkında yorum yapamayacağım ama kahvaltısının enfes olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sıra dışı tatları denemek istiyorsanız müzedechanga bunun tam yeridir. 
 I wrote about muzedechanga in one of my earlier posts, stating how much I loved their breakfast. Unfortunately, or maybe fortunately :), I wasn't able to take many pictures at that point, hence an excuse to go back. 
muzedechanga is a restaurant/cafe inside the Sakip Sabanci museum in Emirgan. I don't know much about their lunch or dinner foods but I can ensure you that their breakfast is delicious. Especially, if you want to try out different tastes, muzedechanga is the perfect place for it. 
..................................................................................................................................

Saturday, April 7, 2012

Bebek Happily'de Herkes Mutlu.. Çocuklar bile.. / Even the Kids are Happy at Bebek Happily :)

4 çocuk annesi Ayşe Kucuroğlu'nun Bebek'te sahip olduğu Happily Ever After tıpkı ismi gibi çocuktan yetişkine, insandan hayvana herkesi mutlu eden, kapısı herkese açık olan bir mekan olarak öne çıkıyor. Fotoğraftaki pembeli minik de buraya bayılan onlarca çocuktan sadece birisi... Happily'nin Özgür ve benim favori kahvaltı noktalarımızdan birisi olduğunu söylememize gerek var mı bilmem?

Happily Ever After in Bebek, owned by 4 child mother Ayse Kucuroglu, is, just like its name, a place where everyone is happy.. A place where, whether child or grown up, human or animal, anyone feels at home. The lovely pink lady on the left is just one of many kids at Happily. The place is one of mine and Ozgur's favorite breakfast spots. 
.....................................................................................................................................................

Thursday, April 5, 2012

Istanbul'un en İyi Kokteylleri Taksim Münferit'te / Istanbul's Best Coctails at Taksim Munferit

Fransız sokağı yakınındaki Münferit gizli bir köşeye konumlanmış harika bir restoran. İstanbul'un en iyi kokteylleri burada yapılıyor.


Munferit, located close by the French street in Taksim, is a hidden corner restaurant with seatings all over the street. This is the place to drink the best coctails in town.
..........................................................................................................................................................

Tuesday, April 3, 2012

Doğum günü partisinden faydalı bilgiler.. / Some good stuff I learned at a party

Geçenlerde canım arkadaşım Poli kocasına sürpriz doğum günü partisi verdi. Kayserili oldukları için bizi bir ziyafetin beklediğini tahmin edebilirsiniz.

The other day my dear friend Poli organized a surprise b-day party for her husband. Since they come from Kayseri, a city famous for its amazing food, you can imagine what a treat was awaiting us.
..................................................................................................................................................................


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...