Tuesday, August 28, 2012

Çayeli'nden Öteye.../ Beyond Urban Life...Eastern Blacksea

Bayram tatili için termometre 30 derecenin üstünü gösterince uzun zamandır merak ettiğimiz bir yere gitmek için fırsat doğdu. Nem ve sıcaktan uzak, ülkemizin oksijen deposu, güzel Karadeniz. Hayalimizde tüm sahili gezmek vardı ama sadece 3.5 günümüz olunca bu seferlik Trabzon'un doğusunda karar kıldık ve Trabzon, Rize ve Artvin üçlüsünden oluşan özel bir tur hazırladık. Gün gün ne yaptıktan ziyade deneyimlediklerimiz doğrultusunda nerede kalmalı, nerede neler yemeli ve neler yapılmalı şeklinde yazdık bu postu. Yine de program konusunda yardım isterseniz seve seve yardımcı oluruz. Doğu Karadeniz'den büyülendik, umarım size de bu duyguları aktarmayı başarırız.
When the thermometer showed 30 degrees plus for the Ramadan break, we took the opportunity to schedule a trip for a place we so long had been aspiring to visit: Eastern Black Sea. Because we only had 3.5 days, we had to limit ourselves to only a few places and hence, decided on the east of Trabzon, i.e. Trabzon, Rize, and Artvin. Rather than writing what we did, day by day, we divided the post into three parts: where to stay, what to eat where, and what to do. If you would still need help planning, we'd be more than happy to help. Eastern Black Sea is beyond beautiful. Hopefully, we'll be able to share some of its wonders with you. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
....................................................................................................................................

Nerede Kalmalı?

Artvin Macahel Vadisi Sevda'nın Yeri (İremit Aile Pansiyonu):
Macahel Vadisi Doğu Karadeniz'in en güzel yerlerinden birisi. El değmemiş doğası ve turist akınına uğramasına engel ulaşım zorluğu burayı ideal bir ziyaret noktası haline getiriyor. Bir çok yerden Gürcistan sınırını görebiliyorsunuz. Hatta burada oturanların hepsi Gürcüce konuşuyor, kendilerini bir nevi Gürcü olarak görüyor.
Sevda Abla'nın yeri Macahel Vadisi'nin en güzel manzarasına sahip. Bir kaç odalı pansiyon aynı zamanda da evleri. Dolayısıyla çok samimi ve sıcak bir ortam var.Yeni yapılan odaların hepsinde banyo tuvalet var. Klima desen gerek yok. Dışarısı gece 20 derecenin altına düşüyor; oksijen dolu doğal klimadan faydalanıyorsun.
Sevda abla aynı zamanda da yemekleriyle ünlüymüş. Öğlenleri sırf yemek yemeye gelen grupları oluyormuş. Bizim kalmak için neden burayı seçtiğimizi anlayabiliyorsunuzdur şimdi :). Organik kavramına ilk defa burada gerçek anlamda tanık oldum. Sevda abla sabahları ineklerini sağıp sütünden yaptığı peynirleri getiriyordu önümüze. Hiç bir şey dışarıdan alınmıyor; her şey kendisi yapıyor ve enfes.
Sevda abla'nın kendisine gelecek olursak, o dünya tatlısı birisi. Bir insanın bu kadar enerjik olabildiğine inanmazdım. Pansiyondan yemeklere, hepsi onun sorumluluğunda. Yüzündeki gülümse hiç eksik olmayan birisi.
Ortadaki Sevda Abla
Kişi başı gecelik konaklama 75TL. Kahvaltı ve akşam yemeği dahil.

Dip not: alkol yok ama dışarıdan getirmenize bir şey demiyorlar. Ulaşımı zor, o yüzden yüksek araba, mümkünse SUV ya da pick up kiralamanızı öneririz. Son olarak kredi kartı kabul etmiyorlar; ki bu çoğu yer için geçerli, o yüzden bolca nakit taşıyın yanınızda. ATM de çoğu yerde yok.

Artvin Maçahel Vadisi Tema Vakfı Konuk Evi: 
Tema Vakfı Konuk Evi Camiili merkezin içinde. Doğu Karadeniz'in en popüler konaklama yerlerinden birisi. Hemen dibinde bir market var; dolayısıyla bir ihtiyacınız olursa kolaylıkla temin edebilirsiniz. Ulaşımı Sevda'nın Yeri'ne göre daha kolay. İçeri girmedim ama dışarıdan gördüğüm kadarıyla oldukça modern görünüyor. Alkol servisleri var diye biliyorum.

Rize Çamlıhemşin Moyy Mini Otel:
Küçük ve butik otellerin sitesinde yer alan Moyy Mini Otel benim bu güne kadar gördüğüm en sevimli butik otellerden birisi. Doğu Karadeniz'de benzeri yok. Sahibi Çamlıhemşin'li Özlem Erol. Çamlıhemşin merkezdeki tek ahşap binayı, yıkılmanın eşiğinden kurtararak bu güzel oteli yapmayı başarmış. Binanın yapımında tek bir çivi bile kullanılmamış. Ön taraf caddeye, arka taraf ise dereye bakıyor.
Otelde sadece 6 oda var. Her birinde banyo ve tuvalet mevcut. Odalar üst katta yer alıyor ve girişte ayakkabılarınızı çıkartıp yalın ayak giriyorsunuz ortak koridora.
Moyy'un giriş katında yer alan dere manzaralı restoranda muhteşem yemekler pişiyor. Her biri yöresel lezzetlerden esinlenerek hazırlanmış. Detaylar aşağıda.
Yine giriş katında yer alan dükkanda reçel, bal ve el yapımı masa örtüleri gibi güzel hediyelik eşyaları almanız mümkün.
Moyy'a aşık oldum. Lüks olmadan lüksü yaşatmayı başaran en güzel örnektir. Sadece buraya gelmek bile yeter.

Yayla Evleri:
Uzun süreli gidecek ve yaylalara çıkacaksanız bir geceliğine de olsa yayla evinde kalmanızı öneririm. Rehberimiz İsmail'in Macahel Gorgit yaylasındaki evini kısa süreliğine de olsa ziyaret etmeyi, fotoğraflarını çekmeyi başardım. Kimle ayarlarsanız ayarlayın sizi bir yayla evine yönlendirecektir. Hepsi aşağı yukarı aynı. Basit ve doğal.

Trabzon Usta Park Otel:
Trabzon'da en çok tercih edilen otel Novotel. Biz sadece bir gece konaklayacağımız ve gecelik 160TL'lik otellerden sonra 300TL üzeri fiyat vermek istemediğimiz için merkezdeki Usta Park Oteli tercih ettik. Dört yıldızlı otel tertemiz, konforlu ve merkezde. En güzeli de fiyatı. Sadece 150TL ödedik.  
................................................................................................................................

Nerede Neler Yemeli?

Artvin Maçahel Vadisi Sevda'nın Yeri'nde Kahvaltı:
Sevda Abla'nın tüm yemekleri muhteşemdi ama yazıyı göreceli olarak kısa tutmak adına sadece kahvaltısına yer vereceğim.
Muhteşem bir manzara eşliğinde tamamen doğal ürünlerden oluşmuş bir kahvaltı etmekten daha güzel ne olabilir bilmiyorum. Sabahın altısında kalktığımızda Sevda abla çayı koymuş, inekleri sağmakla meşguldu. Kısa süre sonra soframız hazırdı.
Mısır ekmeği ve kızarmış Trabzon ekmeğini muhlamamıza bandıra bandıra yemenin keyfi bir başkaydı.  Muhlama'nın bu kadar lezzetlisini hiç yememiştim. Sırrı Sevda abla'nın kendi yaptığı yağlı peynirdeydi. Çok aşırı uzamayan bir peynir olması gerekiyormuş. Yoksa ekmeğe dolamak hem zorlaşıyor, hem peynir çabuk soğuyormuş.
Domatese takık biri olduğumu artık anlamışsınızdır. Buradaki domates bir numaraya oturdu. Rengi, tadı, her anlamda dört dörtlüktü.
Omleti ilk başta tanıyamadım; Sevda ablayı içinde yumurtadan başka bir şey daha var mı diye sorguladım. Meğer tereyağı o tokluğu ve yoğun tadı vermişti. Kalorileri düşünmeden bir çırpıda bitirdik.
Reçellerin hepsi dağdan topladıkları meyvelerden hazırlanmıştı. Kırmızı ve yeşil erik, orman meyveleri, armut ve pekmez ikilisi ve daha ne çeşitler. Sevda ablaya bize de satması için yalvardım ama ne yazık ki sadece kendilerine yetecek kadar hazırlamışlar.
Gelelim en favorime. Peynirlerin hepsi Sevda abla'nın sağdığı inekten gelen sütten hazırlanmıştı. Tulum, örgü, hepsi çok güzeldi ama eşi benzerine rastlamadığım kaymak akıllara zarardı. Krem peynir ve tereyağı arası bir tat ve görüntüye sahip kaymağın tamamını ekmeğe süre süre bitirdik. Karadeniz seyahatinden en çok aklımda kalan o kaymak oldu.

Rize Çamlıhemşin Moyy Mini Otel'de Öğle ve/veya Akşam Yemeği:
Moyy'da yemekler günlük olarak değişiyor. Geleneksel lezzetlere kendi yorumlarını katarak harikalar yaratıyorlar. Mide fesadı geçireceğimizi bile bile dayanamayıp o gün ne çıktıysa hepsinden istedik.
Turşu kavurma ve pekmezli patlıcan kavurma daha önce hiç denemediğimiz tatlardı. Turşu kavurma tahmin edebileceğiniz gibi oldukça ekşiydi. Özgür'ün de benim de favorimiz oldu. Pekmezli patlıcan kavurma beklenilenin aksine hafifti. Pekmez yoğun bir şurup olmasına rağmen tadı bastırmamıştı; yemeğe karakter vermişti.
Mısır ekmeği pizza dilimi şeklinde servis edilip daha önce denediklerimden biraz daha yağlı ve aromatikti. Bu halini tercih ediyorum.
Ev yapımı erişteli lazanya diğer yemeklere göre daha normal kaldı ama lezzet bakımından hiç aşağı kalır bir yanı yoktu. Krema katılmış mıydı bilmiyorum ama hiç yok gibiydi. O kadar hafifti. Özellikle maydanoz ile servis edilmesi çok güzel bir fikir olmuştu.
Muhlama Sevda ablanınkine benziyordu ve yine çok güzeldi.
Tabii ki salata olmadan olmazdı.
İçkisiz bir kaç günden sonra Umurbey şarapları ve sonrasında içtiğimiz ev yapımı karayemiş likörü içimizi ısıttı. Likörleri mutlaka tatmanızı öneririm.

Bütün bu ziyafet için 100TL ödedik.

Rize Çayeli Lale Lokantası'nda Kuru Fasülye: 
Çayeli'nde kuru fasülye yemeden edemezdik tabii. Normalde İstanbul'da da şubesi olan Hüsrev'e giderdik ama Löplöpçülerin tavsiyesi üzerine en az onun kadar popüler Lale Lokantası'nı denemeye karar verdik.
Kuşbaşı kesilmiş kuzu etleri, buram buram tereyağı kokusu, iri iri fasülyeler...tam hayal ettiğim gibiydi. Özellikle de suyun çok sulu olmaması ve tereyağının da katkısıyla yoğun ve banılası bir tada sahip olması beni çok mutlu etti. Çok anlamam gerçi ama bir tek fasülyelerin daha da iri olmasını isterdim. Tereyağlı pilavla afiyetle yedik.
Bu arada ayran kıvamındaki sulu yoğurda bayıldık. Hayatımda görmediğim beyazlıkta bir renge sahipti.

Trabzon Fevzi Hoca'da Balık ve Kaygana:
Fevzi Hoca'nın hamsi çıtlaması ve balık çorbası meşhurmuş. Hamsi mevsimi olmadığı için çıtlamayı, geç kaldığımız için de biten balık çorbasını ne yazık ki deneyemedik. Aslında iyi ki de öyle oldu. Onun yerine levrek buğulama ve tadımlık Akçaabat köftesini yeme şansımız oldu.
Akçaabat köftesi çok meşhurmuş. Evde annemin yaptığı köftelere benziyor. Hem şekil hem tat olarak. Anlatılmaz yaşanır :).
Levrek buğulamayı beklerken müessesenin ikramı olan turşu ve o bölgeye özel kaygana geldi. Turşu lezzetli, kaygana ise harikaydı. Tabii yumurta, süt ve hafif un karışımından hoşlanıyorsanız, ki Özgür de ben de pek beğendik :).
Levrek buğulamanın böylesini hiç yememiştim. Domates, biber, maydanoz ve bol tereyağı ile hazırlanmıştı. Balığın kendisi çok hafif ve yumuşacık, suyu ise çorba olarak içilebilinecek cinstendi. Damağımızdaki tat gitmesin diye tatlı bile yemedik üstüne :).

Trabzon Çardak'ta Pide: 
Meşhur Trabzon pidesinin en ünlü pide salonu Çardak. Hiç bir özelliği olmayan, avlu benzeri bir yerin içinde yer alan restoran her daim tıklım tıklım. Kapalı, açık ve yuvarlak pide seçenekleri mevcut. Yuvarlak pideyi daha önce hiç duymamıştım ama etrafımdaki masalara bakarak oldukça popüler bir seçenek olduğunu anladım. Sadece kavurmalı pideyi kapalı olarak veriyorlar.
Ben kapalı kıymalı delisi olduğum için ondan istedim. Hamuru kalın ve çıtır çıtır; kıyması ise yağsız ve hafifti. Tam istediğim gibiydi. Tek şikayetim, ki o da tecrübesizliğimdendi, pidenin çok yağlı olmasıydı.  Çoğu masanın yağsız istediğini ve pideyi elle yediklerini gördüm. Aklınızda olsun. Bu arada daha önceki yazılarımızdan birisinde bahsettiğim ve çok sevdiğim Fatih Karadeniz Pidecisi'nin pidelerine benziyordu. O anlamda da çok sevdim.
Özgür açık peynirli pideden söyledi. Ben peyniri tuzlu; tereyağını ise aşırı fazla buldum. Özgür'se ince pide sevdiği için bu versiyonu pek hoşuna gitmedi. Sonradan öğrendik ki ince pide seçeneği de varmış.

Sokakta Trabzon Simidi: 
Simit hayranı birisi olarak Trabzon simidini denemeden edemezdik. İyi ki de denemişiz. İstanbul'daki sokak simitlerinin aksine Trabzon simidi daha ince, daha az hamurlu ve çok daha tok. İstanbul'da bulamayacağım için üzülerek söylüyorum ki İstanbul'daki simitten daha çok beğendim. Eminim kalorisi de daha azdır.

Sümela Manastırı Çay Bahçesi'nde Hamsiköy Sütlacı: 
Hamsiköy sütlacını denemeden lütfen gitmeyin. Trabzon merkezde bulmak zor ama Sümela Manastırı'na gidecekseniz oradaki tüm restoran ve çay bahçelerinde mevcut. Bunun sebebi Hamsiköy'ün hemen yakında olması. Hamsiköy sütlacı evde yapılan sütlaca benziyor. Bol pirinçli, sulu ve fırınlanmamış. Resmen çocukluğuma götürdü beni. O kadar güzel ki tadı, bulabilsem her gün yiyebilirim. Tatlı sevmeyen kocam bile bir tabağı sildi süpürdü.

Trabzon Nejla Hanım'da Laz Böreği: 
Nejla Hanım'ın Ev Tatlıları meşhurmuş. Özellikle laz böreği onda denenmeliymiş. Ne yazık ki bizim vaktimiz olmadı ama merak ediyorsanız Oburcan'ın sitesinde detayları var. Yine de tadına bakmış olmak adına, laz böreğini havaalanında yedik ki oradaki de hiç fena değildi :).

................................................................................................................................

Neler Yapmalı? 

Artvin Macahel Vadisi ve Maral Şelalesi Gezisi:
Macahel Vadisi Türkiye'nin en güzel doğasına sahip yerlerden birisi. Bir yanı Gürcistan sınırı, diğer üç yanı ise dağlarla kaplı. Yeşilin binbir türlü rengine burada şahit olabilirsiniz. Gezmeyi bırakın, vadinin tepesinde oturup aşağıya bakmanız bile yeterli. Karadeniz'in hala bakir kalmayı başarabilmiş yerlerinden birisi Macahel. Bölgenin Gürcistan sınırında olması nedeniyle 1980lere kadar sadece özel askeri izinle girilebiliniyormuş. Yabancı turistler için hala bu izin gerekiyormuş.
Maral Şelalesi 63 metreden düşüyor. Unesco koruması altında. Normalde altında durmanız mümkünmüş ama biz gittiğimizde günlerdir yağmur yağmıştı ve bu nedenle de debisi çok fazlaydı. Yine de dibine kadar gidip suyun gücünü hissetmek bile harikaydı. Ahşap merdivenlerden inmeye çekinirseniz seyir tepesinden de izlemeniz mümkün.

Tam Günlük Yayla Treking'i:
Doğu Karadeniz'e gelip de yaylalara çıkmamanız olmaz. Ayder yaylasına arabayla gitmeniz mümkün ama benim tavsiyem daha az turistik, tırmanmayı gerektiren bir treking yapmanız yönünde. Bizim rehber İsmail Artvin Macahel'li olduğu için oradaki yaylalardan birisi olan Gorgit yaylasını tercih ettik. Gorgit yaylası bir çeşit geçiş yaylasıymış. Bir süre orada kaldıktan sonra daha yüksek yaylalara çıkıyormuş yerlileri. Bizim sadece bir günümüz olduğu için Gorgit'le "yetinmek" zorunda kaldık.
Gorgit Yaylası
Yaylanın kendisinden pek bir şey göremedik çünkü hava rezaletti ama 6 saatlik toplam 12km'lik tırmanış ve çamurda kayarcasına iniş gerçekten harikaydı. Şaka değil gerçekten harikaydı. Özellikle yolda topladığımız fındık ve meyveler, yağmurun etkisiyle ortaya çıkmış güzellikler...her şeye değerdi.
Derelerin üstünden, sislerin içinden, ağaçların dallarını yararak çıktık Gorgit'e. Ödülü: yayla evinde kusina'nın başında çay, reçel ve bal.
Doğanın büyüsünü hissetmek istiyorsanız en güzeli böyle bir treking yapmak. Bir de yediklerinizi de fazlasıyla eritmiş oluyorsunuz :).

Fırtına Deresi'nde Rafting:
Çamlıhemşin, Ayder Yaylası yolu üzerindeki Fırtına Deresi Türkiye'nin en iyi rafting noktalarından birisi. Yol üzerinde onlarca rafting şirketi müşteri için birbirleriyle yarışıyor. Fırtına Vadisi / Deresi rafting diye Google'da arama yaparsanız önünüze ilk çıkacak isimlerden birisi Dağraft Rafting olacak. Yurt dışında ödülleri olan, bu işin en eski isimlerinden birisiymiş Dağraft. Biz gerçi ilk onun ismi çıktı diye onu seçtik ama sonradan öğrendiklerimiz bu yönde. Yaklaşık 50 dakika süren, eğlenceli ve kas çalıştırıcı bir etkinlikti. Spor demedim çünkü biz ilk defa yaptığımız için biraz daha hafiften başladık. Ona rağmen bazı yerlerde sevinç çığlıklarımızı atmadan edemedik. Sırılsıklam olacağınızı düşünerek şort mayo ve t-shirt ile gitmeniz en güzeli. Havlu da unutmayın. Ayakkabıları onlar temin ediyorlar. Öncesinde aramanızda fayda var ama aramasanız da sıkıntı olacağını sanmıyorum.
Kişi başı 50TL ve isteğe bağlı olarak fotoğraflar için 25TL tutuyor.

Ayder Yaylası'nda Buggy Turu:
Arabamız SUV olmayınca ancak belli bir noktaya çıkabildik. Bundan sonrasını ya başka bir araç ya da yürüyerek katetmemiz gerekirdi. Normal şartlarda araç kiralayıp en yükseklerdeki yaylalara çıkardık ama vakit sıkıntısından başka bir çözüm bulmamız gerekti. Biz de buggy kiraladık. Fotoğrafta gördüğünüz alete buggy deniyormuş. ATV de kiralayabilirsiniz ama biz iki kişi olduğumuz ve beraber gitmek istediğimiz için bunu tercih ettik. Yaklaşık bir saat süren gezimizde çamurlar içinde safari yaptık. Çamur içime kadar işledi ama sonuna kadar da değdi. Daha heyecan verici ve eğlenceli bir aktivite düşünemezdim. Hele yabancılardan aldığımız takdir dolu bakışlara da söylenecek laf yok :).
Buggy'yi bir saat kiralama 100TL tuttu. ATV'yi  bir saat kiralama ise 70TL (ama bir kişilik).

Sümela Manastırı Ziyareti:
Trabzon'daki son günümüzü (daha doğrusu yarım günümüzü) Sümela Manastırı'na ayırdık. Sabah 8:30'da otelden çıkıp son sürat manastırın yolunu tuttuk ve tam bir saat sonra oradaydık. Vaktimiz kısıtlı olduğu için arabayla manastırın yakınına kadar gittik ama normalde aşağıda, otobüslerin beklediği yerde durup oradan yürüyerek çıkmanızı öneririm. Manastır sabah 9'da açılıyor. Ona rağmen saat 9:30'da içerisi dolmaya başlamıştı. Bu nedenle tam 9'da kapıda olmanızı öneririm. Manastırın sadece bir kısmı açık ve dolayısıyla çok da kalabalık oluyor.
Detaylarına girmeyeceğim. Sadece hayret verici ve inanılmaz büyüleyici olduğunu söyleyebilirim. Gezilecek çok yer yok o yüzden kanımca en fazla bir saatinizi ayırmanız yeterli ama mutlaka görülmeye değer.

............................................................................................................................

Olabildiğince kısa tutmaya çalıştım ama sonuçta üç şehirden ve muazzam zenginlikten bahsediyoruz. Bu anlamda anlattıklarım az bile. Yaz aylarının ideal tatil destinasyonu Doğu Karadeniz. Gerek yeme içme, gerek doğası anlamında Türkiye'nin incilerinden...Bozulmadan gidip mutlaka görülesi bir bölge...

Sevda'nın Yeri / İremit Aile Pansiyonu
Adres: Camili, Maralköy, Borçka, Artvin Türkiye
Tel: 0535 528 4347 / 0536 456 2411
Email: iremitli-mevlut@hotmail.com

Tema Maçahel Konuk Evi
Adres: Camili Köyü (Maçahel), Borçka, Artvin, Türkiye
Tel: 0466 485 2404
Web: www.macahelkonukevi.com

Moyy Mini Otel
Adres: Merkez Mahallesi İnönü Cad. No. 35/b Çamlıhemşin, Rize, Türkiye
Tel: 0464 651 7497
Web: www.moyyminiotel.com

Usta Park Otel
Adres: İskenderpaşa Mah. No. 6/8 Trabzon, Türkiye  
Tel: 0462 326 5700
Web: www.ustaparkotel.com

Lale Lokantası
Adres: Hopa Cad. No.93 Çayeli, Rize, Türkiye
Tel: 0464 532 7518
Web: www.lalelokantasi.com

Fevzi Hoca Trabzon Meydan Şube
Adres: K.Maraş Cad. İpekyolu İşhanı (Zorlu Otel Karşısı), Trabzon, Türkiye
Tel: 0462 326 5444
Web: www.fevzihoca.com.tr

Çardak Pide
Adres: Uzun Sok. No.4 Trabzon, Türkiye
Tel: 0462 321 7676
Web: www.cardakpide.com

Nejla Hanım Ev Tatlıları
Adres: Fatih Mahallesi No.142 Söğütlü, Akçaabat, Trabzon, Türkiye
Tel: 0462 248 3309
Web: www.nejlahanim.com

Dağraft Rafting
Adres: Ayder Çamlıhemşin Yolu Üzeri, Rize, Türkiye
Tel: 0532 543 9960 (Muhittin)
Web: www.dagraft.com

Extreme (ATV ve Buggy)
Adres: Çamlıhemşin Ayder, Rize
Tel: 0532 684 2855 (Mustafa Albayrak)   ................................................................................................................................
................................................................................................................................ 



Where to Stay?

Artvin Macahel (Camili) Iremit Aile Pansiyonu (Sevda's Place):
The Macahel Valley is one of the most beautiful spots in the Eastern Blacksea; maybe even in Turkey. Its untouched nature and steep topography makes it the ideal place to visit. The Georgia border is just nearby. In fact, the people in the area all speaks Georgian and because of their past, kind of consider themselves a part of that Nation. 
The Iremit Aile Pansiyonu, or Sevda's Place, as I will refer to it from now, has the best view in Macahel. The guesthouse, which is also their home, has only a few rooms. Thus, making the ambiance rather intimate and warm. Some of the newer rooms have their own bathroom and toilet and everything is extremely clean. As for the AC, you don't need any. It gets below 20 degrees in the night and you get to enjoy the healthiest natural AC on earth; fresh air filled with oxygen that almost makes you dizzy. 
Sevda, i.e. the owner of the gueshouse, is also famous for her food. There are groups coming in during the day, just to have lunch. Hence, our main reason to stay :). For the first time, I got to experience the real meaning of organic food. Every morning, Sevda abla would wake up before dawn to milk her cows and then make her own cheese, yoghurt, and pastries out of it. Nothing is bought from outside; everything is done in house and all tastes delicious.   
As for Sevda herself, she's a sweetheart. I don't think I've ever met anyone this energetic. Everything from the guesthouse to the food is all in her responsibility and she does it all with an everlasting smile. 
Sevda is the one in the middle
Accomodation costs 75TL per night, including breakfast and dinner. 

P.S.  No alcohol is served but guests are free to bring their own booze. The roads are bad so we'd recommend you coıme with an SUV or pick up.  Finally, they don't accept credit cards, as is the case for many of the places we've mentioned, so bring cash. It's possible you won't find an ATM everywhere. 

Artvin Macahel Valley Tema Vakfi Konuk Evi (Tema Guesthouse): 
The Tema (Turkish Society for Fighting Erosion) Guesthouse is located in the the village center. It's one of the most populer housing options in the Eastern Blacksea. There is a small grocery just nearby; in case you were to need anything. Also, the gueshouse is more conveniently located, in comparison to Sevda's place. I didn't go inside but it looks pretty modern from outside. Finally they serve alcohol and you get wifi access. 

Rize Camlihemsin Moyy Mini Hotel:
Moyy Mini Hotel is one of the charmest hotels I've ever seen. There is nothing that even comes close to it in the Eastern Blacksea. The owner is Ozlem Erol, a native of the area. She was able to preserve the only wooden building left in the town center and transform it to this beautiful hotel. Not a single nail was used in the building of the hotel. The front faces the street and the back overlooks the brook.  
Moyy has only six rooms, all of which has its private bathroom. The rooms are located on the second floor and you have to take your shoes of when entering the corridor. 
Not only has the restaurant a beautiful view of the brook but also some crazy delicious food. All are local tastes with a contemporary twist. More details in the food section below. 
Next to the restaurant is the hotel's small shop where you can buy handmade towels and table cloths, in addition to homemade jams and honey. 
I fell in love with Moyy. It's the perfect example of how to experience luxury without actually being luxurious. I promise you'd be satisfied even if this was the only place you were to visit. 

The Tableland Houses:
If you are to come for a longer stay and plan to visit the tablelands (the plateaus the villagers go to in the summer to avoid the heat) I'd suggest you stay in one of the tableland houses, if only for a day. We didn't get the chance to do so but our guide Ismail took us to one during our short visit of the Gorgit Plateau; giving me the opportunity to take some pics. This one belonged to Ismail's family but there are many if you schedule a tour with someone else. They more or less all look the same: simple and natural. 


Trabzon Usta Park Hotel:
The most popular hotel in Trabzon is the Novotel. Because we only stayed for a night and after having payed approximately 160TL per night, we didn't want to pay a price of 300TL+. That's why we booked a room at the four star Usta Park Hotel, in the city center. It had all we needed. Great access, clean and comfortable rooms, and a cable TV. The best was the price. We only payed 150TL for the night. 
................................................................................................................................

What to Eat Where?

Breakfast at Sevda's Place in the Macahel Valley, Artvin:
As I mentioned above, Sevda is known for her delicious food but since I'm trying to keep the post relatively short, I'm only going to talk about her breakfast. 
I can't think of anything better in life than a breakfast combined of all organic products against a magnificent view. When we woke up at 6am, Sevda had already prepared tea and was busy milking her cows. Within no time, our breakfast was ready.  
Muhlama is a dish common in the Eastern Blacksea region. The name varies from town to town but in Artvin is known as Muhlama. It's made from corn flour, cheese, butter, and water. Dipping the corn bread and the toasted Trabzon bread in the hot Muhlama was beyond delightful. It was the tastiest Muhlama I'd ever tried. I guess the secret was in the home made butter and cheese. 
By know you must understand what a tomato freak I am. The tomatoes at Sevda's place sat right on the top of my tomato list. The color, taste, simply everything about it was perfect. 
I didn't recognize the omlet at first, as it looked and tasted as if something else had been added in addition to the egg. Apparently it was the butter that had given the thick feel and the aromatic taste. We finished it in a second, without giving the calories a single thought. 
All the jams had been prepared from the fruits gathered in the area. Red and green plums, berries, pear, and many others...I begged Sevda to sell us some but unfortunately she had only made enough for themselves. Hopefully in the future they'll start selling as well.  
Now, to my favorite: clotted cheese. The clotted cheese, just like all the other cheeses, had all been made by Sevda. The taste and feel was something between cream cheese and butter. There are no words to explain how good it was. Simply heavenly. It became the most remembered taste of our trip. 

Lunch and/or Dinner at Moyy Mini Hotel in Camlihemsin, Rize: 
The food at Moyy varies from day to day. Combining traditional tastes with their own interpretation, the cook achieves wonders in the kitchen. Knowing we'd get stomach ache from all the food, we ordered almost everything available that day. 
The braised pickle and eggplant with molasses were both local dishes we'd never tried before. The braised pickle was, as expected, pretty sour. It became both mine and Ozgur's favorite. The braised eggplant with molasses was a lot lighter than expected. Normally molasses is pretty heavy and dominant but here it had only added a matching flavor.   
The corn bread was served as pizza slices and felt a bit more oily and aromatic than other tried. I definitely prefer it this way. 
The lasagne made from home made vermicelli appeared "normal" next to the other dishes but was  at least as good in terms of taste. I'm not sure if they had added cream but it didn't feel so. That's how light it was. I especially liked the chopped parsley topping. 
The muhlama reminded me of the one we'd tried at Sevda's place and again, tasted delicious.
Of course we couldn't do without the salad with the organic veggies. 
After a few alcohol free days the red Umurbey wines and the home made prunus liquor warmed our hearts :). I'd definitely recommend you try at least the liquor. 

The whole feast cost 100TL. Cash only. 


Dried beans at Lale Lokantasi in Cayeli, Rize: 
Cayeli is known for its delicious dried beans with rice. The two most famous restaurants are Husrev and Lale Lokantasi. Because Husrev also has a branch in Istanbul, we decided to try Lale Lokantasi. 
Lamb meat cut in small chunks, the heavenly smell of melted butter, and jumbo dried beans...what more to ask for. I especially liked the fact that the sauce wasn't so watery. The butter and tomato paste had turned the sauce into a delight on its own. The best way is to add the dried beans to the rice and eat them together; which is exactly how we did it. 
The watery yoghurt was a pleasant surprise as I had not heard anything about it before. It had the brightest white color, I'd never seen before in a yoghurt. 

Fish and Kaygana at Fevzi Hoca in Trabzon:
Fevzi Hoca is one of the most famous fish restaurants in Trabzon. Normally it's the place to eat fresh anchovy and fish soup but it wasn't the season for anchovy and they had run out of fish soup (as it was past 9 in the evening) so we ordered seabass stew and half a portion of meatballs.  
Akcaabat meatballs (from the Akcaabat city) are very famous. They kind of remind me of the ones my mom would make at home. Flat and with various spices. They were delicious. 
While waiting for the seabass stew, kaygana and pickles came as a treat on the house. Kaygana is local dish composed of egg, milk, and flour. I liked it almost as much as Muhlama. 
I had never tried a seabass stew of this kind. It had been prepared with tomatoes, bellpepper, red pepper, parsley, and lots of butter. The fish itself was very light and tender. It was so tasty we didn't even have dessert afterwards. 

Pide at Cardak in Trabzon:

The Trabzon pide is the most famous among all and the pide restaurant most famous in Trabzon is Cardak. Although the place has no character whatsover, it's always packed. The pide comes in three options: calzone, open, or round. I'd never heard about round pide before but, looking at the other tables, I noticed it was a pretty popular option. Maybe the reason was because braised meat filling only came in that option. 
As a calzone fan with minced meat filling I ordered that. The dough was thick and crispy, and the meat light and without fat. It was just the way I liked it. My only complaint, and I blame myself for that, is that the pide was too oily. I noticed later that most of the other tables had ordered their pides without butter. Fyi. 
Ozgur ordered an open pide with cheese filling. I found the cheese to salty and the butter to excessive. Ozgur didn't enjoy his pide either, but that's because he prefer the dough to be thinner. Later on we found out that they did have that option too. Next time. 

Simit (Turkish Bagel) from the Street in Trabzon:
As a huge simit fan, I had to try the Trabzon simit. In contrary to the Istanbul simit, this one was a lot thinner, with less dough, and denser. It hurts me to admit that I enjoyed it more than the ones in Istanbul. I bet it has less calories too.  

Hamsikoy Sutlac (Rice Pudding at the Cafe by Sumela Monastry:
Please don't leave Trabzon without trying the Hamsikoy rice pudding. It's hard to find in the center but if you are going to the Sumela Monastry, most of the cafes in the area have it. Hamsikoy is the name of the village, close to Sumela Monastry, where this rice pudding originates from. Different from others in Turkey, it is not ovendried, contains a lot more rice, and is comparatively watery. It reminds me of the ones my mom used to make at home. The taste is so good I could eat it every day. Even Ozgur, who isn't normally a fan of sweets, finished an entire plate. 

Laz Borek (Pastry) at Nejla Hanim in Trabzon:
Nejla Hanim is famous for her sweets, in particular Laz Borek. Borek is normally a salty pastry but in Trabzon they've prepared a sweet version with melted cheese and powdered sugar. You can get it at many places but do try to make a visit to Nejla Hanim. 

................................................................................................................................

What to do?

Trip to the Macahel Valley and the Maral Waterfall:
The Macahel Valley is home to the most beautiful nature there is to see. It is positioned on the border of Turkey and Georgia and surrounded by the Kackar mountains. Here you can witness green in so many different colors it makes you astonished. Because the region is so rich in terms of biological diversity, it's under UNESCO protection. Until the 1980's you could only access with military permission.   
The Maral waterfall falls from 63 meters. Normally you can stand under it and even swim but because of the many days of rain, the water pressure was too high. Instead, we had to satisfy with standing next to it. Even then, it was wonderful feeling to feel the powerful water hit your face. If you don't feel safe to walk the steep stairs, it's possible to watch from the observation deck. 

A Full Day of Highland Trekking: 
There is no purpose of coming to the Eastern Blacksea without going to the highlands. It's possible to drive up to the Ayder highland in Rize but I see no purpose in that. Also, I'd recommend a less touristy spot, like the Gorgit highland we went to. Gorgit is in fact a pass through highland; one which the villagers use to stay and rest for a week or so, before they move on to the higher highlands. Because we only had one day, we had to "satisfy" with Gorgit. 
Gorgit Highland
Because the weather was such a disaster, we didn't get to see much of the actual highland but a total of 6 hours climbing and sliding in the mud was awesome. I'm not kidding; it really was. Especially the nuts and fruits we gathered and the beauties encountered during the walk was worth it all.  
The reward: tea, honey, and jam in the highland house. 
If you want to enjoy the nature to its full, the best way is to do a trekking like the one we did. Also,  this way you don't feel guilty of all the calories you've gained :). 

Rafting at the Firtina Valley:
Firtina Brook / Valley on the way to Ayder in Rize is one of the best spots in Turkey to do rafting. If you take the road, you'll see many companies competing for customers. One of the oldest and most well known names in the area is Dagraft Rafting. I'm sure they all are good but if you want to go with a safe choice, I'd try Dagraft. The rafting itself only took 50 minutes but was crazy fun. Because it was our first try, we did the easy ride. Still, we had our moments of laughter and shouts.  I'd wear a swimsuit and maybe a t-shirt, depending on the weather. They provide shoes so don't worry about that but do bring a towel. 
The price was 50TL per person and 25TL for the digital pics (optional). 

Buggy Ride in the Ayder Valley:
Because we didn't have much time in Ayder and the roads were so bumpy, we decided to leave the car and rent a buggy. You also have the ATV choice, but since Ozgur and I wanted to be in the same vehicle, we decided on the buggy. After an hour of safari we looked like we had swum in the mud. But it was so worth it. Especially, the applause from the passing cars and walkers made our day :).   
Renting the buggy for an hour cost 100TL. The ATV's cost 70TL but could only carry one person. 

A Visit to the Sumela Monastry: 
We spent our last day (actually half day) in Trabzon at the Sumela Monastry. The car ride from the center took approximately an hour and at 9:30 we were by the entrance. I would have preferred to park the car where the busses stop and then walk the path up the the monastry but unfortunately we didn't have the time. The monastry opens at 9am and although it had only been half an hour since it opened, Sumela was already crowded. Hence, I recommend you to be there at 9am, so you can enjoy it before the tour busses arrive. 
I won't go into details as you can find lots of info on the net but I must say that it was astonishing and fascinating. Make sure you pay it a visit, if only for an hour. 

............................................................................................................................

I've tried to keep the post as short as possible but in the end, we are talking about three cities with extreme richness; both in terms of nature and cuisine. An ideal vacation from May - September. One of the pearls of Turkey. A must see. 



Sevda'nın Yeri / İremit Aile Pansiyonu
Adres: Camili, Maralköy, Borçka, Artvin Türkiye 
Tel: 0535 528 4347 / 0536 456 2411 
Email: iremitli-mevlut@hotmail.com

Tema Maçahel Konuk Evi
Adres: Camili Köyü (Maçahel), Borçka, Artvin, Türkiye 
Tel: 0466 485 2404
Web: www.macahelkonukevi.com

Moyy Mini Otel 
Adres: Merkez Mahallesi İnönü Cad. No. 35/b Çamlıhemşin, Rize, Türkiye
Tel: 0464 651 7497
Web: www.moyyminiotel.com

Usta Park Otel 
Adres: İskenderpaşa Mah. No. 6/8 Trabzon, Türkiye   
Tel: 0462 326 5700
Web: www.ustaparkotel.com

Lale Lokantası
Adres: Hopa Cad. No.93 Çayeli, Rize, Türkiye 
Tel: 0464 532 7518
Web: www.lalelokantasi.com

Fevzi Hoca Trabzon Meydan Şube 
Adres: K.Maraş Cad. İpekyolu İşhanı (Zorlu Otel Karşısı), Trabzon, Türkiye 
Tel: 0462 326 5444
Web: www.fevzihoca.com.tr

Çardak Pide
Adres: Uzun Sok. No.4 Trabzon, Türkiye 
Tel: 0462 321 7676
Web: www.cardakpide.com

Nejla Hanım Ev Tatlıları 
Adres: Fatih Mahallesi No.142 Söğütlü, Akçaabat, Trabzon, Türkiye 
Tel: 0462 248 3309
Web: www.nejlahanim.com

Dağraft Rafting 
Adres: Ayder Çamlıhemşin Yolu Üzeri, Rize, Türkiye 
Tel: 0532 543 9960 (Muhittin) 
Web: www.dagraft.com
Extreme (ATV ve Buggy) 
Adres: Çamlıhemşin Ayder, Rize 
Tel: 0532 684 2855 (Mustafa Albayrak)  



19 comments:

  1. Yıldızcım selam! Çok youlmuşsundur bu gezi boyunca diye tahmin ediyorum hep aktiviteli çünkü ama harika olmuş. Sümelayı özellikle görmeyi çok istiyorum. Her şey organik ve nefis gözüküyor. Bu sefer gece dğeil sabah okudum postu, çok iyi oldu :)Bir de örümceği nasıl çektin, ben hızlı geçtim orayı, fotonda bile korktum.p sevgiler, Gizem

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gizemcim selam :) her zamanki gibi ilk yorum sana ait cok simartiyorsun beni :). Sumela gercekten buyuleyici ama keske tamami acik olsa. Ben yemek ve Artvinin dogasina en cok hayran kaldim. Orumcekten benim de odum kopar ama bu kucucuktu ve buyuk ihtimalle benim kameramdan onun odu kopmustur :). Opuyorum kocaman

      Delete
  2. Wow, I had no idea that parts of Turkey look like this, it is absolutely stunning. Some of teh views remind me of parts of China and India with all those forested mountains and misty pathways. Beautiful! And that breakfast... sigh... I am slightly in awe of the home made cheese and butter. Wow. And clotted cheese. This is somewhere I really need to visit.

    ReplyDelete
    Replies
    1. To be honest, I had no idea either :). My pics don't do it justice. It's really stunning. Of course, if you stay away from the touristy areas, which we tried to do. I've been to India twice but unfortunately only to the main cities and the Golden Triangle so didn't get to see to much of those mountains you are talking about; except for maybe on the way to Jodhpur I believe. I really want to visit China. Hopefully next year. That breakfast was beyond imagination. As for the clotted cream, I can't find words :). Please let me know if you do decide to visit and I'll do my best to help.

      Delete
  3. Çok güzel yerler, çok güzel fotolar, çok detaylı bir yazı ve çok güzel bir domates :)
    Sevgiler, selamlar...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gecikmeli cevabım için kusura bakma; doğum günü seyahatimden yeni döndüm :). Bayıldığım bir blogdan yorum almak çok mutlu etti beni, çok teşekkürler :). Domatesi benim kadar takdir etmene çok sevindim :))). İyi haftalar. Sevgiler, Yıldız

      Delete
  4. Yıldız harika bir yazı olmuş. Karadeniz turu yapmayı çok istiyorum. güzel yazın, benim için bir rehber olacak valla.buarada yemekler bir harika görünüyor. iyiki yazını sabah okumadım. şuanda karnım tok olmasına rağmen; yutkunmaktan bir hal oldum yaww:)))bir de örümcekli fotoğraf harika olmuş.... gezenyer den sevgiler

    ReplyDelete
    Replies
    1. Pınarcım, çok sağol yorumun için. Doğum günü hediyesi olarak Paris'e gittim; ancak cevap yazabiliyorum. Benim de aklım her daim yemeklerinde ki tahmin edebilirsin, o kadar yemeği hep açken yemedik :)). örümcekli fotoya ben de bayıldım ama biraz daha büyük olsaydı büyük ihtimalle bırak fotosunu çekmeyi, bağırarak kaçmıştım :)). Öptüm çok. İyi haftalar.

      Delete
  5. Sevgili Mini ve Miki Dural,
    (Yildiz'in ikiz topuzlarini gorunce boyle hitap etmek istedi canim.)
    Cok guzel bir gezi olmus, icim gitti dogrusu.
    Daglarin muhtesem kokusunu hissettim fotograflara bakinca.
    Bir dahaki Karadeniz gezisini beraber yapalim.

    Opuyorum.
    :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Cicim, Özgür ve bana kalsa bütün tatilleri sizinle yaparız :). Gerçekten de harika bir tatildi. Eminim siz de çok zevk alırdınız. Paris de çok güzeldi bu arada. Nasıl yemekler yedik anlatamam. En son gün bir brunch'a gittik, efsaneydi. Salyangoz, kum midyesi, peynirler, krepler, tiramisular, pateler, vs. vs. senin de kulaklarını çınlattık. bir avrupa seyahatini belki beraber yaparız.
      mini'ye bayılıyorum bu arada. eurodisney'e gitmiş olsaydık kesin kulaklardan alırdım. uçakta çocuklarda gördüm, kıskandım :)).

      kocaman öptük ikinizi de. muahhh

      Delete
  6. Sevgili Mini ve MIki Dural,

    (Yildiz'in tatli ikiz topuzlarini gorunce boyle hitap etmek istedim :))
    Cok guzel bir gezi olmus. Fotograflara bakinca beni cagiran muhtesem dag kokusunu duydum burnumun ucunda. Bir dahaki sefere birlikte gezmek umidiyle...
    Opuyorum ikinizi de :)

    ReplyDelete
  7. Çok güzel bir post olmuş :) Doğu Karadeniz bizim de yakın dönem tatil planlarımız arasında, o yüzden çok mutlu etti bu post beni :) bu arada çok hoş bir blogun var, istanbula hayran bir ankaralı olarak keyifle takipteyim :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gayecim çok teşekkürler güzel sözlerin için. ben de senin bloguna bayılıyorum söylemiş miydim :). doğu karadenizden döndükten sonra ben de senden tüyo isterim ama. bir kere kesinlikle yetmiyor çünkü. umarım harika bir tatil geçirirsin. sevgiler, yıldız

      Delete
  8. herşey çok güzel ama hamsiköy sütlacı hamsiköyde üstü boool fındıklı yenince daha güzel oluyor... oyy ağzımın suları aktı aklıma gelince :/

    ReplyDelete
    Replies
    1. sonuna kadar katılıyorum :) o hamsiköy sütlacı rüyalarıma girdi valla. evde yapmayı denedik ama aynı olmadı maalesef. istanbulda bulursan bana da haber ver, beraber kutlamaya gideriz :)). sevgiler, yıldız

      Delete
  9. Blogu yeni keşfettim, çok başarılı, bu posta da bayıldım, bayramda eşimle gitmeyi planlıyoruz o yüzden çok faydalı oldu, birkaç sorum olacak cevaplarsanız çok sevinirim; siz Sevda hanımın yerine nasıl çıktınız? Bir de Artvin'de rehberle nasıl temasa geçtiniz? Şimdiden çok teşekkürler

    Seda

    ReplyDelete
    Replies
    1. Seda merhaba, gecikmeli cevabım için kusura bakma. yeni döndük tatilden. güzel yorumun için çok teşekkürler :). Sevda Hanım'ın yerine kendi arabamızla Borçka üzerinden gittik ama yol çok kötü o yüzden jip ya da yüksek araba şart. Camili köyünden hemen sonra. Artvin'deki rehberi bir tanıdık aracılığıyla bulduk. kendisi borçkalı ve orada yaşıyor o yüzden idealdi. İsmi İsmail ve cep no'su: 0537 2783981. Yıldız ve özgür dural'dan aldık no'nuzu derseniz tanır.
      bu arada havayı mutlaka kontrol edin. hava kötü olduğunda yaylalara çıkmak da güzel manzaraların keyfini çıkartmak da zor oluyor.
      son olarak çamlıhemşindeki Moyy Mini otele de bayılmıştık; ayarlayabilirseniz orada da mutlaka kalın ve onlara aktivite konusunda destek isteyin. ya da mümkün olmazsa da öğle yemeğine gidin.

      başka bir yardıma ihtiyacınız olursa seve seve yardımcı olurum.

      sevgiler, yıldız

      Delete
    2. Nazik cevabınız için çok teşekkür ederim,hepsini ajandama not ettim:) sevgiler,

      Seda

      Delete
  10. yağşi do yemeğe ne zaman gelyorsunuz .

    ReplyDelete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...