Despite being only 30 years old, Nusret Gokce is already a legend. After working and learning about meat in Argentina and New York, he founded Nusr-Et Steakhouse, a soon to become the most popular steakhouse in Istanbul. Just a month ago, this small restaurant was replaced with a giant 270 seat place in Etiler on Nispetiye street. To be on the safe side, my husband made a reservation in advance, and on a hot Friday we met up after work to enjoy a feast that would drive any vegeterian crazy.
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
............................................................................................................................
Dışarıdaki inanılmaz kalabalığı yararak barda bekleyen Özgür'ün yanına gitmeyi başardım. Barın etrafı da doluydu. Garson, beklerken birer kadeh şampanya içmek isteyip istemediğimizi sordu. İçimden "Vay be, bir etçi için pek de havalıymış" diye geçirdim. Rezervasyonumuz olmasına rağmen 15 dakika kadar bir süre bekledik. Bu kadar kalabalığa sanırım normal. Ben de fırsattan istifade girişte sağda yer alan kasap tezgahı ve solda cam dolaplarda sergilenen devasa kaburgaları fotoğrafladım.
Büyük ahşap masalarda birbirini tanımayan gruplar beraber oturuyordu. Türk insanı pek alışkın olmasa da ben bu adeti yurt dışından bilir ve çok severim. Yine de şansımıza 2 kişilik bir masa denk geldi. "Canlı" menü konseptine sahip mekanda menü yok. Onun yerine garson olanları sayıyor. İlk defa geliyoruz deyince garsonumuz trio'yu önerdi. Yani spagetti, lokum ve şaşlık. Neyse ki spagetti de ne diye sorma gafletinde bulunmadım. Spagetti de tıpkı lokum gibi bir et çeşidi. 
Yine tavsiye üzerine önden tulum salatası ve parmesanlı dana füme istedik. Nusr-Et'in söylediğine göre salata etle yenmezmiş. Sebebi de tadını bozuyor olmasıymış. O yüzden salatayı bitirmek için eti beklemeyin. Bol nar ekşili sosla hazırlanmış tulum salatası lezzetliydi. Ama tabi gözümüz diğer masalara servis edilen etlerdeydi. Özellikle Nusret'in kendisinin servis ettiği kuzu kaburga cezbedici olduğu kadar göz korkutucuydu. Öğrendiğime göre tüm pişiriliyor ve daha sıcakken tuzlanıyormuş.
Dana füme yurt dışındakileri aratmadı, o kadar lezzetli bir tadı vardı.
Spagetti tıpkı diğer yediklerimiz gibi sığır etinden yapılıyor. Sığır etinin iyisi de yağlı olurmuş. Etlerin hepsi yaklaşık 2-4 hafta arasında kuru bir şekilde dinlendiriliyor. Yurt dışında buna "prime beef" deniyormuş. Garsonumuzun söylediğine göre spagetti dananın ayağından yapılıyormuş (ya da anlamıyoruz diye bizi kandırdı :)). Ahşap tabakta servis edildi ve çatala tıpkı spagetti dolarmış gibi yapmamız önerildi. Et, porselen tabakla temas ederse soğuyup lezzetini kaybediyormuş. Üzerine serpiştirilmiş kaya tuzuyla harika olmuştu.
İnsanların dilinden düşmeyen lokum, spagettiden de güzeldi. Dana sırtının iç kısmından yapılıyormuş ki sırt kısmı yanlış hatırlamıyorsam en lezzetli kısmı dananın. Nusretin sevgiyle bahsettiği lokum, 28-30 gün kemik üstünde 0 derecede bekletiliyormuş. Yumuşacık, sulu ve hafif de kekik aromasına sahip leziz bir etti. Diğer etlerde de olduğu gibi bunu da az-orta pişmiş (medium-rare) yedik. Nusret'e göre en iyi bu şekilde ortaya çıkıyormuş etin aromaları.
Pek et düşkünü olmadığımdan et miktarı biraz fazla gelmeye başlamıştı. Neyse ki, ete eşlik edebilecek kızarmış patates, kumpir ve ıspanak püresi de vardı. Battı balık yan gider düşüncesiyle baharatlı kızarmış patates istedik. Ev yapımı olduğunu görünce çok mutlu oldum. Tıpkı anneminki gibi denilecek cinstendi. Ama uyarayım, bir porsiyon yetmez.
Mümkün değil, bundan güzeli olamaz diye düşünürken şaşlık geldi. Yine dananın sırtından yapılan - ama bu sefer dış kısmından - şaşlık, iri soğan, karabiber, kekik ve soya sosuyla hazırlanmıştı. Özgür'e göre yediklerimizin en güzeli buydu. Sanırım haklı, ama et komasına girmek üzere olan ben, bir çataldan sonra daha fazla yiyemedim.
Yemediysek de kaşarlı köfte ve Nusr-Et spesiyal de diğer favoriler arasındaymış. Spesiyal sadece biraz yağlıymış.
Yemeğin yanında Kavaklıdere'nin Pendore Shiraz'ını tercih ettik. İlk defa denediğim bu şarabı beğendim. Yoğun bir baharat tadına sahip, kolay içimli orta gövdeli bir şaraptı.
Tatlı yemeyelim diye tam karar vermişken garsonumuz baklavanın İmam Çağdaş'tan günlük geldiğini söyledi. İMAM ÇAĞDAŞ'TAN!!! Daha güzeli var mı bu dünyada. Bir "havuç dilim", bir de şöbiyet sipariş ettik. İkisi de birer top vanilyalı dondurma ile geldi. Şöbiyet lezzetliydi ama "havuç dilim" baklava muhteşemdi. Hafif de ısıtılmıştı. Tarif edilemez ne kadar güzeldi.
Servis süper olmamakla birlikte garsonumuzun güler yüzlülüğü ve yemeğin lezzeti her şeye değerdi. Gerçekten herkesin anlattığı kadar varmış.
Tulum peyniri salatası 20TL, dana füme 28TL, spagetti, lokum ve şaşlık da 42-49TL arasındaydı. Baklavalar da 10-12TL'ydi. En pahalısı şaraptı; 225TL.
Nusr-Et Steakhouse
Nispetiye Caddesi No: 87, Etiler, Beşiktaş, İstanbul
Tel: 0212 265 3037-38
Web: http://nusr-etsteakhouse.com
.........................................................................................................................................
.........................................................................................................................................
Working my way through the crowd, and what a crowd, I managed to get to my husband who was waiting for me at the bar. Despite having a reservation, he told me we'd have to wait some time to get our seat at the table. Even better for me because it gave me the chance to further explore the place. Both the left and the right side of the entrance had displays showing all the various kinds of meats at Nusr-Et. I especially loved the ones on the left; i.e. the giant lamb ribs.
While Ozgur followed the waiter to our two seat table I found my way to the toilets. I could hardly hear the music in the dining hall but it was pretty clear in the toilets. They were playing French songs. I loved it. Anyways, the restaurant doesn't have menus. Instead, the waiters serve as "living" menus. In an attempt to try as much as possible we ordered trio, i.e. spaghetti, lokum, and saslik.
For starters we picked aged skin bag goat cheese salad and smoked beef carpaccio. According to Nusret, the owner, salad shouldn't be eaten with the meat, because it spoils the taste. Instead it should be finished before. Hence, if you plan to wait for the meat to eat your salad, don't :).
The richly added pomegranate syrup worked well with the skin bag goat cheese but I must admit, that's all I remember. Instead my eyes and mind were on the passing meats. Especially the lamb rib, which Nusret himself brought to the table, looked amazing. It's cooked as a whole and is perfect for a group of three.
The smoked beef carpaccio, served with shredded parmesan, was delicious and as good as any we'd tried in Italy.
The name spaghetti confused me at first; why on earth would a steakhouse have spaghetti as a special? I got my answer when the plate arrived. The thin, doner style slices were best eaten by winding them around the fork; just like you do with spaghetti. The beef itself, just like the others we tried, had been put to rest for 2-4 weeks. This type of meat is known as "prime". It was juicy and tender and perfect with the rock salt sprinkled on the wooden plate. All the meats we tried were prepared medium rare, which, according to Nusret, was the best.
The lokum, made from the interior of the cow's back, was even better than the spaghetti. It's the most well known and most talked about dish at Nusr-et. The beef rests for 28-30 days on a bone, hence the extremely juicy taste. I'm not sure if it was the beef itself or if it had been added but I could sense a bit of thyme.
After a while I started feeling like the worst carnivore. I wasn't sure how much longer my stomach could hold. Thankfully, Nusr-Et also had some delicious siders; french fries, baked potato, and spinach puree. In need of something unhealthy, we ordered the french fries with herbs. It was home made, more soft than crispy and just the way Turks like them.
I was so stuffed I almost forgot the third beef, the saslik. Again made from the cow's back, but this time from the outer area, saslik was slightly different in the sense that it was prepared with whole onions, black pepper, thyme, and soy sauce. According to Ozgur, it was the best among the three. I might have agreed but at that point I had lost my senses for meat.
To go with the powerful meat, we ordered Kavaklidere Pendore Shiraz for wine. As a huge fan of tempranillo, I loved how spicy the shiraz was. Being medium body made it easy to drink in the heat.
Just as we decided not to have dessert, our waiter told us the baklava comes daily from Imam Cagdas. Imam Cagdas serves the best baklava on the planet. It is located in Gaziantep, a city in the south east of Turkey. It can't be found elsewhere in Istanbul so unless you either go to Gaziantep or spot another place that brings baklava daily from Imam Cagdas (in that case you have to inform me), you have to visit Nusr-Et to try this heavenly dessert. We tried the "carrot shaped slice" of baklava and sobiyet. The sobiyet (the smaller pieces) was yummy but "carrot shaped" was the best bar none. I'd order tens of "carrot shaped" cut if I were you.
The service wasn't the absolute best but our waiter was so nice and the food so good it was all worth it.
The skin bag goat cheese salad cost 20TL, the smoked beef carpaccio 28TL, the spaghetti, lokum, and saslik around 42-49TL. The baklava cost 10-12TL. The wine was the most expensive, in fact a bit too expensive, 225TL.
Buraya gidip anlatmanı bekliyordum doğrusu çünkü dediğin gibi pek çok yerde yazılmıs bir yer ben de çok okudum...Görüntüler şahane...
ReplyDeletehehe canim guvenini bosa cikarmadim demek :)). yeni yerin acilmasini bekliyordum yoksa yine gec kalmis da olsa bi sure once gitcektim. her zamanki guzel yorumun icin tesekkurler :)
Deletekesinlikle agzim sulandi.. :)) Biz gunaydin'ciyiz steak'te ama Nusret artik oyle olay oldu ki biraz sakinlessede gitsek dedikce adam daha populer oluyor :)) Benim icin steakhouse ufak minik az masali kalmali ama ulkede o kadar yeni bir kultur ki 270 kisilik koca bir restorana donusmesi normal :) Insallah denemek icin bu yaz bir aksam ayiracagim ;) size de afiyet olsun cnm ;)
ReplyDeletehehe amaç da oydu :)) ben de günaydıncıyım, hatta bostancıdaki yerine ilk 15 sene önce gitmiştim yanılmıyorsam. mangal etlerinde de bir numara ama nusr-et ten o kadar bahsettiler ki gitmemek olmadı. keşke küçük kalsaydı da nusret kendisi servis etseydi ama olacağı buydu. bu arada sayende yeni bir üyem oldu, sonsuz dekorasyon :) çok sağol canım...
Deletebende henüz gidemedim hoş bursa dan nusrete gelmeyi planlıyorum ama geçen hafta etilerden geçerken aa friday s gitmiş ne çabuk açılmış çok kalabalık diyerek den geçtik önünden eminim çok lezzetlidir. Gerçi biz bebekte ki yerinde deneme yaptık hamburger biraz yağlı geldi bana ana lokum tam lokumdu köpüre köpüre yedik ama bebekte ara katta çok ufak bir yer etilerde ki restourant ı denemek lazım. açıktım mı ne :) bu arada bloguna ilk kez geldim lulucumda ki yorumunu okurken kendimi bur da buldum:)))
ReplyDeletebebekteki yerini ben de denemiştim beğenmedim ama orası hamburgerci sayılır, burasıyla kıyaslanmaz. ben hamburgerde dükkan burgerciyim ama ette kesinlikle nusr-et i denemelisin. lokum aynen dediğin gibi. ben de her zaman açım :). instagramdaki fotoları görmen lazım asıl orada bütün oburluğum çıkıyor ortaya :))). çok sağol güzel yorumların için. senin bloga bayıldım!
DeleteBöyle bir bloğun beğenisini ve övgüsünü kazanmış olmak benim için gururdan başka birşey olamaz. Harika fotoğraflar ve sunumlar...
ReplyDeleteOlur mu öyle şey :) yine de harika iltifatların için çok teşekkürler. çok mutlu oldum :). doğru düzgün yemek yapmayan ben sanırım senin blogundan sonra yapmaya başlayacağım... görüşmek, tekrar konuşmak üzere.
DeleteSanırım etin seçimi, dinlendirilmesi ve pişirilmesi üçlemesinin en iyi şekilde yapılması sonuçta oluşan bu lezzetin açıklaması...
ReplyDeleteKeze etle pek arası olmayan ben, buradaki her türlü eti yiyebileceğime kanaat getirdim..
Hatta şimdi canım çektiiii ! =)
Sevgiler,
Saadet
aynen öyle canım, süper özetleme oldu :)
Deleteben de öyle etçi diilim aslında ama burada neredeyse bir tam dana götürecektim :)))
Oncelikle, bir yemek blogu canavari ve ciddi yiyici olarak sizi bu kadar gec kesfettigim icin bildigiz utandim. Bununla birlikte birlikte gittigimiz ortak yerlerdeki yorumlariniza bakarak da kuvvetli ve secici bir damak zevkiniz oldugu asikar. Zordur birin damak tadina guvenip yazdigi yere gitmek benim icin; dolayisiyla cok mutesekkirim efenim : ) İlk yorumumu da mudavimi oldugum Nusret'e birakmak istedim.
ReplyDeleteAcildigindan beri 1-2 aylik rutinle Nusret ziyaretimi aksatmam en olmadi bir paket servis hamburger patlatirim. İki kisi icin kalabalik bir menu olmus tikanmaniz normal, ama tebrik de ederim yani : ) Kanimca; spaghetti kaktirma (yeni turedi zaten acildiginda yoktu) lokum garanti lezzet, cok et yenecekse patates soylenmemeli, saslik on numara, 3-4 kisi gidiliyorsa orta az pismis dana sirt ve ya kaburga denenmeli (dikkat fiyati tuzlu), son rotus imam cagdas ise orgazmik. Gunaydin klasiktir tabi ama cok ticarete doktu isi, Dukkan ise ilk kalitesinden cok uzaklarda. Neticede guzel yemissiniz ben de nacizane fikir beyaninda bulundum. Basarilarinizin ve lezzetli sofralarinizin devamini dilerim.
ben de öncelikle güzel sözlerin için teşekkür ederim :). fazlasıyla şımardığımı söyleyebilirim. yemekten çok anladığımı söyleyemem. sadece çok sevdiğimi ve yeniliğe açık ve aç olduğumu :)... nusret'in yeni yerine bir kez gittim, bir daha da fırsat olmadı. o yüzden yazdıklarını not ettim; en kısa zamanda deneyeceğim. huyum kurusun ama patates almadan edemiyorum. yoksa çok haklısın. imam çağdaş'ın baklava için orgazmik kelimesine bayıldım. daha güzel ifade edemezdim :). sevgiler, yıldız
Delete