Monday, October 1, 2012

Masallar Diyarında Bir Periyim...Kapadokya / A Lonesome Cowboy a Long Way From Home...Cappadocia

Filipinlerde yaşayan yakın bir arkadaşım, ailesiyle yaptığı en güzel seyahatin Kapadokya olduğunu söylemişti. O dünyanın bir ucundan gelmiş; bense uçakla bir saat mesafedeki bu büyülü ve anlamlı bölgeyi bir kez bile olsa ziyaret etmemişim. Özgür de benimle aynı durumda. En sonunda daha fazla dayanamayıp iki günlük izni haftasonuyla birleştirerek dört günlüğüne Kayseri'ye uçtuk. Kapadokya'nın en güzel zamanında rüya gibi bir tatil geçirdik.
A close friend of mine once told me that the best vacation she and her family ever had was in Cappadocia. While she had traveled tens of hours from the other part of the world to see this magical land, me and Ozgur, who were only an hour flight away, had never gone. Luckily, we eventually got to our senses and with a two day off from work we flew to Kayseri on a four day trip. It was the best time of Cappadocia and a dream holiday, with every moment one to remember.
..................................................................................................................................

Nerede Kalmalı? / Where to Stay?

Serinn House:
Serinn House dışarıdan bakıldığında Kapadokya'da görmeye alıştığımız taş evleri andırıyor. Oysa ki içerisi tam bir tasarım harikası. Sadece altı odadan oluşan otel Ürgüp'ün en güzel mahallelerinden birisi olan Esbelli mahallesinde yer alıyor.
Serinn House is located in one of the most beautiful neighbourhoods in Urgup, Esbelli. Combining ancient cave structure with a minimalist design, Serinn House is like no other in Cappadocia. 
Otelin sahibi Eren Hanım, sezonda Kapadokya'da, geri kalan zamanda da İstanbul'da yaşıyor. 7/24 kendisine ulaşmak mümkün. Cici mi cici iki köpeğiyle birlikte her daim sorularınızı yanıtlamaya, tatilinizi eşsiz kılmaya hazır.
Altı odanın her biri diğerinden farklı. Bizim kaldığımız oda Serinn'in en küçük odası olmasına rağmen oldukça rahat ve kullanışlı. Tavanı oyuk yapısıyla geleneksel bir mağara odasıydı. Tabi penceresiyle birlikte :).
There are only six rooms in the hotel; none like the other. 
Otelin en büyük odası tasarım anlamında da en havalısıydı. Ben şahsen daha otantik olan odamızı tercih ederim ama basık tavandan hoşlanmıyorsanız, ferah yapısıyla bu oda tam size göre. Diğer odalardan fotoğraflar da aşağıdaki gibi.
Otelin en güzel yanlarından bir tanesi bizzat Eren Hanım ve ekibi tarafından hazırlanan muhteşem sabah kahvaltıları.
Geleneksel serpme kahvaltı yanı sıra, her gün gözleme ve isteğe göre yumurta hazırlanıyordu. En güzeli ise her sabah farklı bir sürprizin hazırlanmasıydı.
Of all the beauties and benefits of the hotel, the breakfast definitely takes the price. In addition to the regular Turkish breakfast composed of cheeses, olives, and veggies, there is also muesli and fruit. The best part however are the daily made biscottis, brioches, and pancakes (one served each day).  
Bir gün brioche, bir gün biscotti ve bir gün meyveli pancake yedik. Hepsi de birbirinden güzeldi. Özgür'ü en çok mutlu eden özellik ise kendileri tarafından çekilen filtre kahve oldu. Üç bardak bitirmeden kalkmadı hiç bir kahvaltıdan. Otelde akşam yemeği mevcut değil.
........................................................................................................................

Neler Yapmalı? / What to Do?

Ata Binmek / Horseback Riding:  
At üstünde Kapadokya'yı keşfetmek tam anlamıyla eşsiz bir deneyimdi. Kapadokya'da bir çok binicilik şirketi var. Bunların çoğu Kızılvadi ve Göremede civarında yer alıyor. Eğer tecrübeli bir biniciyseniz hiç sıkıntı yok, istediğiniz şirkete gidebilirsiniz. Fakat ilk defa binecek veya çok az tecrübeniz varsa o zaman bir çok kişi  tarafından Kapadokya'nın en iyisi olarak bilinen Nico'ya gitmeniz lazım.
Discovering Cappadocia on a horseback is the best experience ever. There are many companies that provide this service but if you're inexperienced and don't want to worry about your safety, Nico is the person you should go to. He's the owner of Cappadocia Ranch. 
You have the option of choosing between two hour, daily, and weekly tours. We did the two hour tour and watched the sunset from the hills of Uzengir Valley, drank mineral water coming straight from the mountains, and spotted some pigeon houses. The experience was amazing.  
Kapadokya Ranch'ın sahibi Nico dokuz yıldır Kapadokya'da bu işi yapan bir Fransız. Atları çok iyi eğitilmiş ve sakin. İsteğe göre iki saatlik, günlük veya haftalık tur yapmanız mümkün. Biz iki saatlik Üzengi kanyonu turunu tercih ettik. Diğer iki rotaysa Gomeda kiliseleri ve Pancarlık Vadisi'ndeki güvercinlikler. Üzengi kanyonu sakinliği itibariyle harikaydı. Bir yerde durup dağdan çıkan doğal maden suyundan içtik, güvercinlikleri inceledik ve gün batımında Ürgüp'ün en tepe noktalarından birinde gün batımını izledik. Fotoğraf makinem olmadığı için ne yazık ki size anılarımızı sadece yazıyla paylaşabiliyoruz.

Bisiklete Binmek / Bicycle Riding: 
Kapadokya'yı gezmenin bir diğer yolu bisiklete binmek. Ana yollarda profesyonel bisikletçileri gruplar halinde görmeniz mümkün. Baştan söyleyebilirim ki ben kesinlikle onlardan birisi değilim. Dağlık ve engebeli arazisi nedeniyle Kapadokya, bisikletçiler için her anlamda zorlu bir yer. Göreceli olarak en kolay parkur Pancarlık Vadisi - Ortahisar - Ürgüp üçgeninden oluşuyor. Ana yola bağlı kalırsanız yaklaşık 2.5 saatte bitirmeniz mümkün. İlk 1 saati yokuş yukarı; ondan sonra da iniş başlıyor.
Because of its rough and rocky terrain, bicycle riding is definitely tough but also so much pleasurable. We did the easiest route; making a circle starting at Urgup, passing Pancarlik Valley, then Ortahisar, and then ending up in Urgup. It took approximately 2.5 hours. 
Ortahisar
Yol üstünde kiliseler, üzüm bağları, Ortahisar'ın tepeden büyülü manzarası, genel anlamda göreceklerinizi kapsıyor.
On the way we enjoyed the spectacular view of Ortahisar from far distance, visited some churches, and passed several vineyards where we were offered lots of grapes. 
Kapadokya'nın insanları gerçekten çok sıcak ve misafirperver. En yorulduğum anda, fotoğraftaki Ziya amca bizi durdurup üzüm yedirdi. Daha fazla yerimiz kalmadığında da ceplerimizi doldurdu.
Atta olduğu gibi bisiklet kiralayan bir çok şirket mevcut. Bunların arasında en iyisi olarak bilinen Argeus Turizm. Ürgüp'te yer alan şirket Kapadokya'daki bir çok profesyonel bisiklet turnuvasının da ana sponsoru. Bisikletleri çok sağlam ve hizmet de çok iyi.
The best company is Argeus, located in Urgup. The price is roughly 50TL / day. 

Tam gün bisiklet kiralama yaklaşık 50TL. İster iki saat, ister bütün gün turlayın, fiyat aynı.  

Avanos'ta Çömlek Yapımını İzlemek ve Yapmak / Watch and Try Out Pottery Making in Avanos: 
Avanos bölgesindeki çömlek atölyeleri ülkemizin dört bir yanında kullanılan çömlekleri üretiyor. Binlerce yıllık bu sanatın Avanos'ta nasıl hayat bulduğunu gördüğünüzde büyülenecek, mutlaka yapmayı isteyeceksiniz.
The city Avanos is home for many pottery companies, including the famous Chez Galip. Regardless of which one you enter, you can watch pottery making and then try it out yourself. 
Atölyelerin en meşhuru hiç tartışmasız Chez Galip. Galip Bey'in ünü yanı sıra atölyenin içinde yer alan saç müzesi de bilinirliğini daha da arttırmış durumda. Özgür'ün tüylerini diken diken eden saç müzesi, sayısı bilinmemekle birlikte tahminimce yüzlerce tutam saçtan oluşuyor. Saçla birlikte telefon numarası da verildiği için çekilen bazı fotoğraflar bu telefon numalarını da içermiş ve istenmeden de telefon numarasını verenlerin rahatsız edilmesine sebebiyet verilmiş. Bu nedenle de ne yazık ki artık fotoğraf çekmek yasak. Müzeyi görmek için mutlaka gidilmeli ama Galip Bey'in kendisini görmek isterseniz o daha büyük olan atölyede bulunuyor.
Chez Galip'te çömlek yapımını izledikten sonra kendim de denemek için başka bir atölyeye girdik. Hepsi yan yana sıralandığı için ilk gözümüze çarpan Chez Ali'ye girdik. Bir tarihi yer altı mağarası olan dükkanı çok beğendim ve bir kaç hediyelik aldım.
Çömlek yapımının kendisine gelince, bu işin bana göre olmadığını anladım :).
I thought it was going to be easy, but I can assure you, it was everything but easy. 

Günbatımını Kızılvadi'de Bir Şişe Şarap'la İzlemek / Enjoy a Local Wine While Watching the Sunset in Red Valley: 
Peri bacalarını kıpkırmızıya boyayan güneşin batmasını izlemek için en güzel nokta Kızılvadi. Otoparkın yanında yer alan seyir noktasına sandalyeler kurulmuş, içecek ve kuruyemiş servisi yapılıyor. Turların çoğu böyle yapmayı tercih ediyor ama benim önerim biraz daha ileriye yürüyüp ilk bulduğunuz boş kayanın üzerine oturmanız.
Watching how the sun colors the fairy chimneys in the Red Valley is just magical. Aim for one of the rocks and take your seat away from the tour crowds. A bottle of local red wine and a thick sweater and you're all set. 
Kocabağ'dan aldığımız Cabernet Sauvignon şarabımızla birlikte romantiğin doruğuna ulaştık. Üstelik Kocabağ bize birer kadeh ve tirbüşon da hediye ettiği için havamızdan geçilmedi. Diğer kayalardan hayranlık dolu bakışları hiç unutmayacağım :).

Balona Binmek / Riding a Balloon: 
Balona binmek Kapadokya'nın vazgeçilmezlerinden birisi. Sabah beş gibi sizi otelinizden alıp yaklaşık 10 kişilik sepetlerin içinde isteğe göre bir veya bir buçuk saatlik gökyüzü turu yapıyorsunuz. Biz daha önce Afrika'da bindiğimiz için Kapadokya'da pas geçtik ama ilk defa binecekseniz mutlaka yapmanızı öneririz. Bu deneyim peri bacalarının karla kaplı olduğu kış aylarında ayrı bir güzel oluyormuş. En eski ve iyi şirketler Kapadokya Balloons ve Anatolian Balloons. Kısa uçuş yaklaşık 150 -175 Euro, uzun uçuş ise 350 Euro.
Balloon riding is a must in Cappadocia. You're picked up early around 5AM to enjoy the sunrise and peacefulness of the morning. The prices vary from 150 - 350 Euros, depending on whether you want a short 45minutes or a long 1.5 hour tour. 

Şarap Tadımı Yapmak / Wine Tasting:
Kocabağ
Eğer başka yerlerde şarap evlerini gezmiş ve tadım yapmışsanız burada hayal kırıklığına uğrama olasılığınız yüksek. En büyük iki şirket Turasan ve Kocabağ. Blogumuzda daha önce kimseyi eleştirmemiştim ama bu sefer kendimi tutamayacağım. Turasan inanılmaz derecede kaba davrandı. Detaylara girerek sizi sıkmayacağım ama ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı anlatamam.
The wine tasting in Cappadocia isn't the best. There are two main local wineries, Turasan and Kocabag, and both are more concentrated on sales. They'll offer you a white, red, and a rose wine, with nothing to accompany. Still, please do try. A local wine might be a good present to bring home. 
Turasan'ın üretim tesisleri Ürgüp'te o yüzden mahzenlerini gezmek mümkün (fermentasyon sürecinde değilse, ki bizde öyleydi).
Kocabağ Uçhisar
Kocabağ'ın tesisleri ise şehir dışında o yüzden sadece satış noktaları var. Bir tanesi Ürgüp'te, diğeriyse Uçhisar'da. Biz Uçhisar'dakine gittik. Hem çok şık, hem de bize yardımcı olan kişi çok iyi niyetliydi. Turasan'da şarap tadımı 12.5TL (mahzen gezisi dahil), Kocabağ'da ise ücretsiz. Her ikisinde de bir beyaz, bir kırmızı ve bir roze tattırıyorlar. Ben çok daha ileri bir şarap tadımı deneyimi bekliyordum ama ne yazık ki Kapadokya'da tadım ve bilgilendirmeden ziyade amaç satış.

Trekking Yapmak / Trekking: 
Kapadokya'da bir çok şirket günlük ve yarım günlük treking turları düzenliyor. Biz araba kiralayıp kendimiz gezdiğimiz için turlara katılmadık ama bunu yapıp çok memnun olanları da duydum. Bunu yapan şirketlerden bir tanesi Rock Valley Tourism.
Many companies provide half a day and full day trekking options. We rented a car and did our own tours but I've heard it's a rather fun experience. One of the companies offering this service is Rock Valley Tourism. 

Kapadokya'yı Üç Bölgeye Bölüp Üç Günde Gezmek / Visit Three Main Areas in Three Days: 
Şirketlerin düzenlediği günlük turları biz kendimiz yaptık ve Kapadokya'yı üç ana bölgeye böldük.

Birinci bölge bize en yakın olan, Ürgüp, Göreme, Uçhisar, Ortahisar ve Avanos'tan oluşan alanı kapsıyor. Detaylara girmeyeceğim ama ana hatlarıyla neler yaptığımız aşağıdaki gibidir.
The first region covers Urgup, Goreme, Uchisar, Ortahisar and Avanos. 
Kapadokya'nın en çok ziyaretçi alan yerlerinden birisi Göreme Açık Hava Müzesi. Bu nedenle sabahın erken saatlerinde onu aradan çıkartmanızı öneririz. Biz sabah dokuzda gittik mesela.
Pigeon Valley güvercinlikleriyle meşhur; aynı zamanda da Kocabağ'ın hemen karşısında yer alıyor.
Avanos'ta çömlek yapımını izleyip alışverişle bir saatinizi orada geçirebilirsiniz.
The Goreme Open Air Museum is one of the most visited places in Cappadocia. Hence, it suggest you go there early in the morning. 
Zelve, peribacalarının en yoğun olduğu yer.
Ürgüp'ün hemen çıkışında Üç Güzeller yer alıyor. Gündüz de çok güzel ama gece aydınlatıldığı için o zaman görmenizi tavsiye ederiz.
The Three Beauties is probably the most pictured scene in Cappadocia and in my opinion, best enjoyed at night. 

İkinci bölge Mustafapaşa, Cemil Köyü, Keşik Manastırı, Sobessos ve Soğanlı'tan oluşuyor.
The second region includes Mustafapasa, Cemil Village, Kesik Monastry, Sobessos, and Soganli. 
Mustafapaşa tarihi binalarıyla Kapadokya'nın bize göre en güzel yerlerinden birisi. Aynı zamanda da Asmalı Konağı'nın ilk çekim yerlerinden birisi olan Old Greek House restoranın da bulunduğu yer.
Mustafapasa is home to the prettiest buildings, including wooden buildings, in Cappadocia. The famous restaurant, Old Greek House is also located here.  
Cemil Köyü ve Keşik Manastırı bizi orada yaşayan Sevim İrem sayesinde aklımıza kazındı. El değmemiş köy ve orada yaşayan güler yüzlü misafirperver insanlar Kapadokya'nın highlightlarından birisi oldu.
Residents of Cemil Village were all so nice. If you visit, don't hesitate to give them a hug and they'll give you the world :). 
Soğanlı, peri bacaları kiliseleriyle meşhur. Yeterince kilise gördüm deseniz de bunları beğeneceğinize söz verebilirim.

Üçüncü ve son bölge ise Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleri, Ihlara Vadisi, Belisırma ve Güzelyurt'tan oluşuyor.
The third and last region is composed of Kaymakli and Derinkuyu underground cities, Ihlara Valley, Belisirma, and Guzelyurt. 
İki yeraltı şehrini de gezdik ama sadece bir tanesini görseniz de yeterli olur. Derinkuyu sekiz kaat aşağıya inerken Kaymaklı "sadece" dört kat iniyor. Ben şahsen Kaymaklı'yı daha çok beğendim. Derinkuyu daha büyük oda ve alanlardan oluşurken Kaymaklı daha ufak ve sürekli eğik yürümeni gerektirecek tüneller ve odalardan ibaretti.
Although Derinkuyu goes down eight floors beyond ground and Kaymakli "only" four, I still enjoyed Kaymakli more. For some reason it felt more mysterious.
Belisırma ve Ihlara Köyü arasında geçen yürüyüş parkuru yol üzerinde yer alan mağara kiliseleri ve vadinin içinde yer alması nedeniyle serin yapısıyla ideal bir trekking alanı. Biz Belisırma'dan başlayıp bütün parkuru bitirmeden arabamıza geri döndük.
Kırkdamaltı Kilisesi
Yolda yaklaşık beş kilise gördük. Toplamda rahat rahat üç saat yürüdük.
Taking the walking tour from Ihlara to Belisirma, we got to see many churches hidden in the mountains. After three hours of walking we were exhausted and stopped for some lunch at one of the overwater "seatings" in Belisirma. 
Belisırma'da ayrıca derenin içinde yer alan yer sofralarından birinde öğle yemeği yedik.
 
.....................................................................................................................................

Nerede Yemeli / Where to Eat?
Kapadokya'da çok restoran var. Bir çoğu da aşağı yukarı aynı çeşit yemeği servis ediyor. Bu nedenle size biraz farklılık yaratmaya çalıştık ve aşağıdaki restoranları favorilerimiz seçtik. Bu arada yazdıklarımızın arasında testi kebabı sunan bir restoran yok. Bunun sebebi testi kebabının aslında Yozgat'a özgü bir yemek olması. Yine de denemek isterseniz Kapadokya'da bir çok restoran testi kebabı yapıyor.

Aravan Evi:
Ayvalı Köyü'nde tipik bir Kapadokya köy evinde yer alan Aravan Evi, gerek otantik atmosferi, gerek yöresel yemekleriyle tam bir cevher ve lezzet durağı. Gezi rotalarının dışında yer aldığı için bilmeyenin bulamayacağı bir yer. Jean Reno'nun da Kapadokya'daki favorilerinden birisi olmuş.
The Aravan Evi restaurant is like a typical Cappadocian village house. Because of its location, far away from the tourist attractions, it's a hidden treasure with only people who know about the place visiting. 

Yemekler bir gece önceden çömleklerde hazırlanıp sabaha kadar bekletiliyor ve dolayısıyla rezervasyon yaptıran kişi sayısına yetecek kadar yemek çıkıyor. Menü fiks ve sürekli değişiyor.
The menu is prix fixe and is prepared only enough for the reserved guests. The food is mostly preparred in earthenware pots the evening before and left for cooking the entire night. 

Başlangıç olarak tandırda bulgur çorbası ve ortaya  turşu, ev yapımı yoğurt, yaprak sarma, salata ve börekten ikram edildi. Yemeklerin tadı evde taze yapılmış gibiydi ki nitekim de öyleydi :).
Ana yemek olarak bulgur pilavı, çömlekte kuru fasülye ve et aldık. Kapadokya'daki en güzel eti burada yedik.
We were served a delicious bulgur soup, followed by some Turkish pastry and stuffed vine leaves for starters and then meat, white beans, and bulgur rice for main course. 
Un, üzüm pekmezi ve sütten oluşan geleneksel Aside tatlısı da yine çok lezzetliydi.
The traditional Aside dessert made from flour, molasses, and milk was very light and delightful. 


Ziggy's Shop & Cafe:
Ürgüp'teki Ziggy'si kime sorsak, mutlaka ziyaret edin cevabını aldık. Esbelli Mahallesinde çok güzel bir taş evde yer alan cafe / restoran her daim tıklım tıklım. Bana göre bunun sebebi, geleneksel yemek dışında salata ve makarna yiyebileceğiniz ender yerlerden birisi olmasından kaynaklanıyor.
Ziggy's, located in a beatiful stone building in Urgup, is arguably the most famous restaurant in Cappadocia. Not only is it very tastefully designed but also is it one of a few restaurants serving non-conventional food like pasta and salad. 
Sahiplerinin, artık maalesef aramızda olmayan köpekleri Ziggy'nin ardından isimlendirdikleri restoranda pastırmalı makarna ve sarımsaklı çöp şiş denenmesi gereken lezzetlerin başında geliyor. Ben pastırmalı makarnayı denedim ama Özgür'ü çöp şişe ikna edemedim. Onun yerine salata söyledi.
Yemeğin en güzel anı tatlının gelişiydi. Tarçın aromalı toz şekerli hamur parçaları, elma dilimleriyle birlikte son zamanlarda yediğim en güzel tatlılardan birisiydi. Tatlı istemiyorum diyen kocam bile dayanamayıp yarısını yedi. Hem hafif, hem lezzetliydi.
While both the pasta and salad were equally good, the best part of our meals was the dessert. Some sort of fried dough with cinnamon spice and powdered sugar, accompanied by sliced green apples, the dessert was light, delicious, and different. 

Şarabımızla birlikte yaklaşık kişi başı 75TL ödedik.
Ziggy's hemen girişindeki dükkanda, Ziggy'sin sahibi Nuray Hanım'ın ev yapımı takıları ve aksesuarları satılıyor. Mutlaka uğrayın.
The shop inside the restaurant on the ground floor has some really quality and unique items. 

Old Greek House: 
Mustafaşa'nın en güzel ahşap binalarından birinde yer alan Old Greek House hem restoran hem otel olarak hizmet ediyor.
The Old Greek House is one of Mustafapasa's finest buildings and serves both as a restaurant and a boutique hotel. 
Yemeğimizi yerken rica ettim, beni kırmayıp odalarından birini bize açtılar. Asmalı Konağın ilk çekimleri burada yapılmış ve bana sorarsanız keşke öyle kalsaymış. Gerek Mustafapaşa, gerek binanın ayrı bir havası var.
Ben mantı yedim, Özgür ise sabahları Serinn'de gözleme yemediği için gözleme istedi. İkisi de çok güzeldi.
Manti, or Turkish ravioli, comes from the Kayseri region (i.e. just next doors) so I'd definitely recommend you try it out. The "gozleme" above is some sort of flat bread with different fillings, like cheese, potatoes, and minced meat. 
Old Greek House'ın ev baklavası ünlü olduğu için tatlı olarak ondan istedik. Evde anneannemin yaptığının aynısıydı adeta :).
The famous home made baklava is a treat not to be missed. It reminds me of the ones my grandma used to make at home. 

Lil'a Restaurant:
Kısa bir süre öncesine kadar Kapadokya'nın tek "fine dining" restoranı olan Lil'a, Uçhisar'daki lüks Museum Hotel'in içinde yer alıyor. Menüsünde Kapadokya'ya özgü yöresel yemekler ve modern Türk mutfağından lezzetler var.
Lil'a, until recently, was the only fine-dining restaurant in Cappadocia. Located inside the luxurious Museum Hotel, Lil'a serves regional food and modern Turkish cuising prepared by award winning chefs.   
Ana yemekleri beğenmekle birlikte favorimiz başlangıç ve tatlıları oldu. Başlangıç olarak pazı sarması istedik. Onu bu kadar eşsiz ve güzel kılan tandırda pişirilmiş olmasıydı. Yerken adeta ağzımızda eridi.
Ana yemek olarak ben, Kapadokya lezzetlerinden birisi olan, Nevşehir Tavası yedim. Kuzu eti, biber, sarımsak ve domatesle birlikte taş fırında güveç tepsi içerisinde 2 saat süreyle pişiriliyormuş. Eti yumuşak ve hafifti. Kuzu etinde beklenen koku da yoktu.
Özgür'ün yediği kavun kebabı ilginç olmakla birlikte favorimiz olmadı. Dana eti, sarımsak, biber ve domates sosuyla birlikte kavun içinde pişirilip yine kavun içinde servis edildi.
The melon kebab was interesting but not our favorite. Chopped meat had been cooked inside the melon and served the same way.  
Sadece Lil'ada servis edilen Güllüzade tatlısı bir Osmanlı geleneğiymiş. Gül suyu ve limon suyu şarap üretim sürecinden geçirilip bir çeşit içeceğe dönüştürülüyormuş. Tek başına bile çok lezzetli olan su, limonlu dondurmanın üzerine dökülüp beraber servis edilince tam anlamıyla harika oldu.
The dessert, named Gulluzade, is an Ottoman treat. Rose water and lemon juice had been processed the same way as wine and then poured over lemon flavored ice-cream. The taste was amazing. 
Kocabağ'ın Lil'a için özel ürettikleri Cabernet Sauvignon et ağırlıklı yemeğimizin yanında çok güzel gitti. Şişenin etiketinde Museum Otel'in süit odasının resmi yer alıyormuş.
For wine, we ordered a bottle of Cabernet Sauvignon, especially made for Museum Hotel by Kocabag winery. 

Muti by Prokopia: 
Nisan ayında açılan Muti Ürgüp merkezde kuruyemişçilerin sırasında yer alan gizli bir cevher. 250 yıllık antik hanın içinde restoran ve bar olarak hizmet ediyor.
Muti recently opened in April in the center of Urgup, but in a rather hidden spot. It serves as a restaurant and bar in a 250 year old caravansary. 
Hanın avlusunda yer alan bar, ortamı için bile gitmeye değer. Neyse ki barmeni de İstanbul'daki barlarla rahatlıkla yarışacak lezzette kokteyller hazırlıyor; keyfimize keyif katıyor.
The coctails are really good and probably not possible to find anywhere else in Cappadocia. 

Muti İstanbul'da Mikla, Topaz ve La Mouette gibi mekanlarla yarışabilecek lezzet ve farklılıkta yemek çeşidi sunuyor. Uzun yıllar İstanbul'un önemli restoranlarında yer almış Muhittin Ülkü'nün hazırladığı menü, geleneksel Türk yemeklerin farklı bir yorum katılmış haliyle karşımızda. Kapadokya'nın yeni ve inanılmaz başarılı "fine dining" restoranı bence burası.
I won't go into details but the restaurant provides a real fine-dining experience and the food is beyond good. The chef has really succeeded in offering local tastes with a great twist.  
Muhittin Bey'in tavsiyesi üzerine başlangıç olarak ekşi erik sosunda zeytinyağlı pazı dolmasını denedik. İç pilavın deniz mahsüllü olması kulağa garip gelse de tadından neredeyse hiç anlaşılmıyordu. Erik sosu inanılmaz yakışmıştı pazıya.
The stuffed chard with olive oil and sea food rice above is a must, as well is the grilled prawns with couscous salad. 
Izgara karides ve kuskus salatası da yine çok başarılı ve hafifti. Kapadokya'da deniz ürünlerinin ne işi var demeyin. Ankara da denizden oldukça uzak ama balık ve deniz ürünlerinin en iyilerini orada yiyebiliyorsunuz. Üstelik o kadar etten sonra, biraz balık iyi geliyor.
Favorimiz mürekkepli ve kalamarlı mantı oldu. Kulağa ne kadar garip gelirse gelsin tadı gerçekten inanılmazdı. Tadımlık bir yemek olduğu için de hiç ağır gelmedi. Mantının hamuru oldukça ince ve mantıların boyutları da fotoğrafta da görebileceğiniz gibi oldukça büyüktü.
Our all time favorite, and probably the best dish I'd had in a long time, was the Turkish ravioli stuffed with cuttle fish and squid. 
Özgür, yine Muhittin Bey'in tavsiyesi üzerine, ana yemek olarak menüde olmayan bir tabağı seçti. İçi enginarlı ravioli ve tekir balığı. Kremalı sosuyla birlikte biraz ağır da olsa tadı harikaydı. Soslu balıkları seviyorsanız bu yemek tam size göre.
Ozgur tried out something not yet on the menu, but strongly recommended by the chef. Ravioli stuffed with artichoke and red mullet in a creamy sauce. It was a real gourmet plate and a perfect combo. 
Ilık keçi peynirli hurma, domates, nar, kruton ve portakaldan oluşan kuzu kulağı salatası enfesti. Özellikle içi keçi peynirle doldurulmuş hurmalar şefin ne kadar cesur ve yetenekli olduğunun göstergesiydi.
The sorrel lettuce salad with warm goat cheese and date, slices of orange, tomatoes, pomegranate, croutons, and orange dressing was very refreshing. The date stuffed with warm goat cheese was a feast on its own. 
Tatlı olarak çok güzel bir ayva tatlısı denedik. O kadar yemeğin üstüne biraz ağır geldi ama yine de denediğimiz için çok memnunuz. Üzerinde dondurma ve şerbetle servis edilmişti.
Şarap olarak içtiğimiz, Kavaklıdere'nin Kapadokya'daki bağlarından üretilen 2011 rekolteli Sauvignon Blanc, hafif yağlı ama aynı zamanda da yoğun limon tadındaydı. %14 gibi beyaz şarapta hiç alışkın olmadığımız yükseklikte bir alkol oranına sahip olmasına rağmen kolay içimli ve gurur verici tatta bir yerli şaraptı.
The Cotes d'Avanos, produced by Kavaklidere winery from its Cappadocia vineyards, was without no doubt the best wine we tried during our stay.

...........................................................................................................................

Nereden Ne Almalı / What to Get Where?

Avanos'ta çömlek, başta Göreme bölgesinde olmak üzere, Avanos Bazaar 54 ve Ürgüp Hadosan'da halı, Turasan ve Kocabağ'da şarap, turistik mekanların önünde bez bebek ve peri bacası heykeli alabileceğiniz hediyeler arasında yer alıyor.
You can buy pottery from Avanos, carpets and rugs from stores all over Cappadocia, in particular Bazaar 54 in Avanos, wines from Turasan and Kocabag wineries, and fairy chimney stone souveniers from anywhere. But, if you want something more quality and unique I'd suggest you stop by the following stores: 

Ziggy's: 
Bununla birlikte daha önce bahsettiğim Ziggy'sde Nuray Hanım'ın ev yapımı takıları ve aksesuarları daha özel ve şık alabileceğiniz ürünler arasında yer alıyor.
I mentioned Ziggy's briefly before in the restaurant section. The wine bottle dress covers and jewelry are the best. 

İkizler Çömlek Atölyesi / Ikizler Pottery Workshop:
Avanos'taki İkizler Çömlek Atölyesi ev aksesuarları ve çeşitli çömlekleri çok daha kaliteli ve farklı tasarımlarda tüketiciye sunuyor. Sahipleri Levent ve Mehmet Düzgün bizzat kendileri duruyor atölyede ama her zaman açık bulamayabilirsiniz o yüzden önceden aramanızı öneririz. Çömlek yapımını denemek mümkün değil; burası sadece satış yapıyor.      
Located in a more quite part of Avanos, the Ikizler Pottery Workshop makes beatiful earthenware products are great quality and different design. 

Kavruk Kuruyemiş: 
Ürgüp'ün her yerinde kuruyemişçi bulmanız mümkün. Özellikle kabak çekirdeği almak için birine mutlaka uğramanızı öneririz. Meydandan biraz uzaktaki (hala yürüyüş mesafesi) Kavruk Kuruyemiş'i diğerlerinden ayıran özellik fırının da dükkanın içerisinde olması. İçeri girer girmez mis gibi kokular sizi karşılıyor.
Kavruk Kuruyemis is famous for its dried fruit and nuts, mainly because the roaster is inside the shop and, hence, you get to buy the freshest of products.  

Naturel Kuruyemiş: 
Naturel Kuruyemiş'ten bahsetmeden olmaz. İçerideki Nicolas Cage'in fotoğraflarının yer aldığı meydandaki kuruyemişçi bize zorla yukarıdaki tatlılardan ikram etti. Birer tane bile olsa mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Ne şeker, ne tatlandırıcı kullanılmış; sadece bal.

Kapadokya'nın misafirperver insanlarına buradan tekrar teşekkürler...
...............................................................................................................................

Serinn House
Adres: Esbelli Sokak No:36, Ürgüp
Tel: 0384 341 6076
Web:  www.serinnhouse.com

Kapadokya Ranch (Nico)
Tel: 0531 299 8131
Web: www.hourseriding-kapadokya.com

Argeus Tourism & Travel
Adres: İstiklal Cad. No:47 Ürgüp
Tel: 0383 341 4688
Web: www.argeus.com.tr

Chez Galip
Adres: Yukarı Mahalle, PPT Karşısı, Avanos
Tel: 0384 511 4577
Web: www.chezgalip.com

Chez Ali
Adres: Yukarı Mahalle, PPT Karşısı, Avanos
Tel: 0531 221 1091

Turasan Şarapçılık
Adres: Çimenli Mevkii, Ürgüp
Tel: 0384 341 4961
Web: www.turasan.com.tr

Kocabağ Şarapçılık
Adres: Uçhisar
Tel: 0384 219 2979
Web: www.kocabag.com

Rock Valley Tourism
İstiklal Caddesi No:42 Ürgüp
Tel: 0384 341 8813
Web: www.rockvalley.com

Aravan Evi
Adres: Ayvalı Köyü, Ürgüp
Tel: 0384 354 5838
Web: www.aravan.com

Ziggy's Shoppe & Cafe
Adres: Yunak Mahallesi Tevfik Fikret Caddesi No:24 Ürgüp
Tel: 0384 341 7107

Old Greek House:
Adres: Mustafapaşa, Ürgüp
Tel: 0384 353 5306
Web: www.oldgreekhouse.com

Lil'a Restaurant:
Adres: Tekelli Mahallesi No:1 Uçhisar, Ürgüp
Tel: 0384 219 2220
Web: www.lil-a.com.tr

Muti by Prokopia
Adres: Cumhuriyet Meydanı No:26, Ürgüp
Tel: 0384 341 5808
Web: www.mutibyprokopia.com

İkizler Çömlek Atölyesi
Adres: Alaaddin Mahallesi Trafo Arkası No:9, Avanos
Tel: 0384 511 5094
Web: www.ikizleratolyesi.com

Kavruk Kuruyemiş
Adres: Dumlupınar Caddesi No:8, Ürgüp
Tel: 0384 341 3170

Naturel Kuruyemiş
Adres: Cumhuriyet Meydanı No:28, Ürgüp
Tel: 0384 341 3257

17 comments:

  1. Şu Lil'a yı anlatırken koyduğun ilk fotoğraf, havuz, ışıklar! Yıldız şuan oraya ışınlanabilir miyim acaba, şu teknoloji de bi icat edilmedi gitti!:) Kapadokyaya yıllardır ben de gitmek istiyorum, pek çok yer kısmet oldu bi orası olmadı, bakalım beklemedeyiz, senin ağzından gitmiş kadar olduk gerçi, harika tatlar, harika yerler..p.s. şaraplı fotonuza bayıldım :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Evet, Museum Hotel cidden efsaneydi. Geceligi 2500$ olan odalari varmis :). Kapadokya buyuleyiciydi, kesin gorulmeli. Sarapli fotoya ben de bayildim :). isik cok iyiydi. optum Gizemcim. guzel yorumun icin sagol

      Delete
  2. Muthis bir yazi olmus Yildiz'cim ! Ellerine saglik.. Kesinlikle anilarimi tazeledim sayende.. 2006 yilinda Ask'in dogum gunu icin babam goturmustu bizi Kapadokya'ya ve bende cok pisman olmustum daha once gormedigimiz icin.. Suan yeniden gidip tum bu lezzetlerden tadim yapmak istedim.. Ve o guzel dogal ve icten insanlarla bir hafta sonu da olsa aybi havayi solumak ! Bu arada eger oralarda olsaydik ve sizi sarap icerken gorsekdik kesin kadehimizi alip yaniniza gelip keyfinizi tebrik ederdik ! Boyle ciftleri cok seviyorum.. Bas basa ve mutlu ! masallah Yildiz'cim ! ;)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Lulucum çok sağol güzel sözlerin için. gün batımında şarap keyfi gerçekten çok güzeldi. tavsiye ederim :). kapadokya tekrar tekrar gidilecek yer bence. yarın deseler yine giderim. öptüm çok

      Delete
  3. off çok güzel anlatılmış... baba memleketim olmasına rağmen 1 kere bile gidip görmemiş olmam ne büyük eksiklik şuan farkettim :(

    ReplyDelete
    Replies
    1. ben de bu yaşa kadar gitmemiş olmanın üzüntüsünü yaşıyordum ama önceden olsa belki bu kadar keyfini çıkartmazdım; bu kadar farklı şeyler denemezdim. kışın da ayrı güzelmiş diye duydum. özellikle karlar içindeki peri bacaları harika bir görüntüymüş. gidersen foto görmek isterim :).

      Delete
  4. o kadar güzel anlatmışsın ki.. Zaten ilk fırsatta gideyim dediğim yerlerden biriydi, şimdi hemen gideyim diyorum. Rehberim de bu yazı olacak :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Denizcim, ben de bir ben gitmedim diyordum ama bu yorumları okuyunca valla rahatladım :). bu rehberi çıkartmak için cidden uğraştım ama kaçırdığım ilginçlikler varsa senden alırım artık. kasıma kadar havalar iyi, sezon devam ediyormuş. henüz bu sene için geç diil yani :))

      Delete
  5. Önümüzdeki ay gitmeyi planladığımız Kapadokya gezisi için çok faydalı bir kaynak oldu blogunuz. Detaylar için teşekkür ederim. Başarılar, takipçinizim artık:)

    ReplyDelete
  6. Kapadokyaya 9-10 yıl önce gitmiştim, Asmalı konak dönemlerinde :) Şu an tekrar gitmek için-tabi yanımda sevglimle- nasıl heveslendim anltamam. Balon turu, şarap tadımı geçen sefer yapamadıklarımdı, bu ssefer önceliğimi onlara vereceğim. Karın altında görmek de harka olurdu :)

    http://bir-alisveriskoligin-itiraflari.blogspot.com/

    ReplyDelete
    Replies
    1. Valla ben de kışın tekrar gitsem mi diye düşünmüyor değilim :).
      sevgilinle gidersen gün batımı şarap keyfi kesin yapın. sevgiler :)

      Delete
  7. Harika bir post olmus, bayildim, yine fave e aldim : ) Kapadokya ya bir kere babamla eylulde gitmistim, bir kere annemlerle yilbasi icin, bir kere de esimle yilbasi icin, her mevsimini tekrar tekrar gormek isteyecegim bir yer. Balona hic binmedik, cok istiyorum. Gittigimizde tavsiyelerine geri donecegim : )

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok gecikmeli dönüşümü yapıyorum, kusura bakma lütfen :(. araya çoook yoğun bir iş temposu girdi. balona afrika'da binmiştim, muhteşemdi ama kapadokyada kesin yapmalı diyorlar. ben yorumuna dönene kadar gittin mi bari? öyleyse merak ediyorum izlenimlerini :)).

      Delete
    2. Merak ettim cevap yazmismisin diye, iyi ki gelmisim, soru isareti varmis cevabinda, yok gitmedik canim. Noel yilbasi donemi istanbuldaydik bu sene. Ama gidersek kesin haber veririm : )

      Delete
  8. 98 ve 2006`da iki defa gitmiş (ne yazık ki turla) olmama rağmen hiç görmediğim bir yer gibi geldi. Süper bi Kapadokya rehberi olmuş, tebrikler

    ReplyDelete
    Replies
    1. çok teşekkürler :). gitmeden bayağı bir araştırma yapmıştım; sonuçların iyi çıkmasına sevindim :). tabi otelimizin sahibi de inanılmaz yardımcı oldu. ata binerseniz kesin o bahsettiğim yerde binin. adam tam bir at delisi ve çok da tecrübeli. başka yerler işi iyice paraya dönüştürmüş ve tecrübesiz olan da çok olduğu için de çok riskliymiş. biz çok keyif aldık.

      Delete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...