Sunday, July 1, 2012

İstanbul'da bir Adanalı...Adana Ocakbaşı / Kebap at its Best

Dışarısı kavruluyor ve ben ne yiyorum... kebap :). Arkadaşım Lale haftalardır Pangaltı'daki Adana Ocakbaşı 1978'i anlatıp duruyordu. Yıllar önce gitmiş, sıcağa aldırış etmeden hadi Yıldız seni götüreyim diye ısrar etti. Sonunda dayanamayıp şu meşhur yeri bir görelim diyerek, bir öğlen vakti metroyla Osmanbey'in yolunu tuttuk. Nasıl bulacağız diye düşünmemize gerek yokmuş, semtteki herkes biliyormuş meğer restoranı. Asma katıyla birlikte sadece 7-8 masadan oluşan Ocakbaşı bomboş. Lale'nin söylediğine göre akşamları tıklım tıklım oluyormuş. Yaz ve alakasız bir saat olması nedeniyle şanslıyız, mekan bize kalıyor. Restoranın salaş ve sadeliği beni mutlu ediyor, belli ki hava atmaya gerek yok, yemek kendi adına konuşuyor zaten.

It's crazy hot and humid outside and what am I stupid enough to be eating?...kebab :). A friend of mine had been talking about this restaurant, Adana Ocakbasi, for such a long time that I finally gave up and decided to ignore the weather and give it a try. Located in Pangalti, just nearby the Osmanbey subway station, this restaurant is so famous and well known you just need to ask anyone, and they will tell you where it is. Because we went on a weekday afternoon the 7-8 tables were all empty. I was told it normally gets really packed. I guess we were lucky :). The place is simple and almost shabby. I loved that. Let the food speak for itself!
For English, please scroll down until the Turkish text is finished... 
...................................................................................................................................

Akşam Gazetesi'nin Lady Lezzet'ine göre Bülent Ersoy bir zamanlar Adana Ocakbaşı'na sık sık uğrar, orada kebap yermiş. Vedat Milor kuzu ciğerini İstanbul'un en iyisi olarak tanımlıyor, Adana'sı için "böyle Adana kebap zor bulunur" diyor. Gel de heyecanlanma şimdi.
Az ve öz meze var. Menü diye bir şey getirmedi zaten garson, ellerinde olanları saydı. Lale'nin ısrarıyla acılı ezme ve süzme yoğurtlu patlıcan. İkisi de çok lezzetliydi. Acılı ezme için söylenecek pek laf yok; tam olması gerektiği gibiydi. Malzemeden, özellikle de yağdan kaçmadıkları belli.
Süzme yoğurtlu patlıcan sıcak servis ediliyor. Sarımsağını bol tutmuşlar; tam sevdiğim gibi. Patlıcan közden yeni alınmıştı; közün kokusu buram buram geliyordu burnumuza. Süzme yoğurtla harika bir tat olmuştu.

Kaburgası çok lezzetliymiş ama ne yazık ki yoktu ellerinde. Başka bir zaman deneyeceğiz artık. Onun yerine Adana, kuzu ciğeri ve yine kuzudan yapılma çöp şiş istedik. Satır kıyması ve kuyruk yağı kullanılıyormuş. Muhteşem lezzetlerin sırrı da buymuş demek. Önceden bilseydim burun kıvırırdım, öyle anlamıyormuşum meğer etten. Ben hayatımda böyle Adana yemedim. Sebzeli, yağlı ve acılı. Utanmasam Adana'nın tamamını kendim yiyecektim. 
Kuzu ciğeri şiş üstünde geliyor. Daha önce hiç böyle servis edildiğini görmemiştim. Öyle ki garson söylemese çöp şişle karıştıracaktım. Hayatımda yediğim en hafif ciğer. Normalde ağır ve yağlı bir tat bırakır ciğer ağızda; bunda hiç öyle bir şey olmadı. Kırmızı soğan tuzla değil sumakla terbiye edilmiş. Kendi başına bile maydanozla yenilebilecek lezzette. Ciğeri, soğan ve maydanozla lavaşın arasına koyup afiyetle yedik. Bir kere bile vicdanım sızlamadı :). 
Çöp şiş de yine kuzudan yapılıyor. Tadı pamuk gibi, yumuşacık ve suluydu. Çöp şişi başka yerlerde hafif olsun diye yerdim; burada öyle bir şey söz konusu bile değil. Her bir kuzu parçasının arasına kuyruk yağı yerleştirilmişti. Battı balık yan gider diyerek, yağları ayıklamadan şişin tamamını lavaşın arasına aldım. Hiç de pişman değilim. Böyle et zor bulunur. 

Henüz saat erken, bir tatlı da sığdırabiliriz mideye düşüncesiyle tatlı ne var diye sorduk. Neyse ki, tatlıları yokmuş. O gün için miydi bilmiyorum, sormayı unuttum, ama iyi ki de yoktu. Nefes alamayacak noktadaydık ve et o kadar güzeldi ki bir süre daha tadını ağzımda hissetmek istedim. Tabi ikram edilen kahveyi geri çevirmedik :). 


Bu arada gündüz olduğu için içki içmedik ama normalde harika bir rakı sofrası oluyormuş. Bir daha ki ziyaretim kesin akşam ve rakı eşliğinde olacak. 


Bu kadar yemeğe sadece 55TL ödedik. Mezeler 5-6TL, şişler 13TL, Adana ise 12TL'ydi.

Adana Ocakbaşı

Ergenekon Cad. No: 8 Pangaltı İstanbul

Tel: 0212 247 0143 

Web: www.adanaocakbasi.com

.........................................................................................................................................
.........................................................................................................................................
One of Turkey's most famous gourmet's Vedat Milor speaks fondly of this restaurant. According to him, you can't find a better lamb liver anywhere in Istanbul. For me that's some serious compliment. 
The are only a few starters. It's obvious this place is all about meat. Based on my friend's recommendation we ordered acili ezme, i.e. hot pepper paste and roasted aubergine with strained yoghurt. 
The hot pepper paste was made from paprika, red pepper, tomato paste, garlic, onion, parsley, mint and some other spices. There isn't much to tell; the taste was just right. Spicy and juicy with lots of oil. 
The roasted aubergine with strained yoghurt was served hot. The chef had not been stingy on the garlic, hence, you could feel it all the way up in your nose; just the way I like it :). The aubergine was roasted in front of us. It was the taste and smell of the ember that dominated the taste. Mixed with the strained yoghurt, it was one of the best aubergine mezes I had ever tasted. 
We had heard that the rib eye steak was delicious but unfortunately they didn't have it at the moment. I guess we'll have to come back to try it. Instead, we ordered Adana kebab, lamb liver, and cop shish, i.e. small chunks of lamb on a skewer. All the meats are prepared using tail fat, which is what makes them taste soo good. The Adana kebab is without no doubt the best in Istanbul. It is a spicy minced meat named after its origin, Adana, one of the largest cities in Turkey. Juicy, oily, spicy and mixed with veggies, I couldn't have enough of it. 


The lamb liver is served on skewers, similar to the cop shis. I've never seen it presented like this before. Normally, you'd expect liver to leave a strong and weird after taste but surprisingly this one didn't. In fact, it was rather light. We added red onions prepared with sumach and parsley and made a wrap with the thin tortilla bread brought to the table. I didn't stop until the all the skewers were emptied.  

The cop shish, similar in appearance to satay, is composed of three or four small chunks of lamb on a skewer with each piece of lamb being seperated by an equally big chunk of fat. It's heavenly. Soft as cotton and flavorful as a rib eye.  
Extremely full but always hungry for more, I asked for a dessert. Lucky my stomach, they didn't have any dessert. We were in the point of exploting and the meat was so good I wanted to keep the taste in my mouth for a bit longer. Of course we didn't say no to the Turkish coffee treat. 


On a last note, because we went during the day we didn't have any alcohol but people normally go in the evening and enjoy the food with some raki. That's what I will do the next time.  


All this food cost us only 55TL. The starters cost 5-6TL, the spits 13TL, and the Adana steak 12TL. 


Adana Ocakbasi

Ergenekon Street No: 8 Pangalti Istanbul

Phone: 0212 247 0143 

Web: www.adanaocakbasi.com





3 comments:

  1. Hep bu saatte okuyorum yazılarını gece olunca da tabii bu güzellikler insanı acıktırıyor :) bayıldım ben görünüme, Adana'da da çokca xadana hebap yemiş biri olarak burayı da merak ettim..Eline sağlık..

    ReplyDelete
    Replies
    1. ben de duzenli olarak yorum yazdigin icin cok tesekkur ederim canim, mutlu ediyorsun :). gittiginde fikrini merak ediyorum. iyi haftalar :)

      Delete
  2. Harika bir post olmuş gene Yıldızım ;) Zaman ne çabuk geçiyor 7 ay olmuş gideli, bir ara yeniden uğrayalım buraya bence ;)

    ReplyDelete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...