Saturday, July 21, 2012

Türkbükü'nde Ege Esintisi...Garo's / Bodrum Turkbuku's Latest Hit...Garo's

Türkbükü bir zamanlar şirin ve sakin bir koydu. Tek tük restoranlar, bir iki otel ve kalabalık olmayan kaldırımlar. Sonra Bebek'e ne olduysa buraya da oldu. Türkbükü inanılmaz popüler oldu; mekan üstüne mekan açıldı, insanlar adım atamaz hale geldi. Sırtlarda yazlığımız olmasına rağmen sahile inmemeye,  yazlarımı başka koylarda geçirmeye başladım. Ta ki bu sene babam bizi Türkbükü'nde yeni açılan bir restorana götürünceye dek...Bana Türkbükü'nü tekrar sevdiren o mekan Garo's.

If you have ever been to Bodrum, you must have heard about Turkbuku. This famous bay is a favorite to the wealthiest and most well known Turkish jet set. The drawback; restaurants, hotels, clubs, and shops on every square inch available. It was not until my dad took us to this newly opened restaurant, that I started going there again. The place that reminded me of why I loved Turkbuku so much...Garo's. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
................................................................................................................................
Türkbükü'nün emektarı Garo Nişan'ın açtığı Garo's, Maki ve Ship Ahoy'un aksine, daha sakin olan, sahilin diğer ucunda yer alıyor. Ege kıyılarını en güzel şekilde yansıtan mavi beyaz renkleriyle, çok zevkli bir şekilde döşenmiş. İster sahilde, ister yolun öbür tarafında oturabilirsiniz. Görünmektense görmeyi tercih eden bizler sahilde oturmayı rica ettik. Tabi ki bunu çok öncesinden rica etmiştik. O kadar popüler Garo's bu aralar. 
Annem masaya yerleşirken babam ve ben de meze ve balıkları seçmeye gittik. Garo Bey de yanımıza gelip önerilerde bulundu. Fırsattan istifade, kamerayı babama uzatıp kendisiyle fotoğraf çektirdim. Tamamen tesadüf, o akşam da mekanla uyumlu giyinmiştim :). Garo'sun bir kısmı bir zamanlar herkesin tanıdığı yaşlı bir teyzeye aitmiş. Teyze öldükten sonra Garo Bey orayı da restorana dahil etmiş ama bir yandan da tezyenin bazı eşyalarını korumuş. Duvarda asılı fotoğrafların çoğu evle ilgili detayları yansıtıyor. 
Yerimiz çok güzeldi. Hemen su kenarında, Garo's isimli balıkçı kayığı önümüzde...çok güzel düşünülmüş detaylar. 
İlk gelen meze somon pastırması ve kaya korusu oldu. Somonun her çeşidini yediğimi sanan ben somon pastırmasının varlığından bile haberdar değildim o güne dek. Hafif tütsülü tadı çok yakışmıştı. Kaya korusu ile karıştırılmış kapariyi daha önce böyle görmemiştim, yani dalıyla birlikte. Kaya korusu da kapari de hafif ekşimsiydi. Özellikle kaya korusuna bayılırım. Sunum çok yaratıcı ve cezbediciydi. 
Garo Bey'in Ermeni olması büyük şanstı. Bu sayede Topik'in en güzelini deneme fırsatımız oldu. Daha önce yediğim Topik yassı iken bu bohça şeklinde hazırlanmıştı. Öğrendik ki doğrusu buymuş. Bir çok malzemeden oluşan Topik'in en belirgin tatları patates, nohut ve karabiber oldu. Tarçını normalde sadece tatlılarda sevmeme rağmen bu yemeğe çok yakışmıştı. 
Süzme yoğurtlu şakşukayı ben istemeyecektim ama babam ısrar etti. Nedense yaz aylarında canım pek patlıcan çekmiyor. Neyse ki bu o kadar hafif yapılmış ve salçalı süzme yoğurt o kadar baskındı ki büyük bir iştahla yedim. Özellikle salçanın tadı aklımdan gitmiyor. İstanbul'daki tatsız domateslerden sonra bu lezzet başımı döndürdü. 
Deniz börülcesinin en güzeline hep Bodrum'da denk gelirim. Bu nedenle Garo'stakinin lezzeti beni hiç de şaşırtmadı. Bol sarımsak ve zeytinyağı ile hazırlanmış, taptaze ve hafif bir mezeydi. Bodrum'da nerede yerseniz yiyin, bunu lütfen atlamayın. 
Sübye yumurtası da benim için bir ilk oldu. Ekşisözlük, özellikle kalamar ve karides sevenlerin mutlaka denemesi gerektiği bir meze olarak bahsediyor sübye yumurtasından. Açıkça söylemek gerekirse ben bayılmadım ama hazırlanışından ziyade tadına alışkın olmadığımdan. Kaygan ve lastikimsi dokusuyla kalamarı andırıyordu. Tereyağı ile servis edilen meze, Ege'de, kahvaltılarda dahil tercih ediliyormuş. 
Kabak çiçeği dolmasını o kadar seviyorum ki, hakkında ne kadar iltifat etsem az. Garo's daki de tam kıvamında yapılmıştı. İçi fazla doldurulmamış, dolayısıyla kabak çiçeğinin tadını iyice alabiliyorduk. Ne çok ne az pişmişti. Makarna'daki al dente gibi diri hazırlanmıştı. Benim için Ege'nin en güzel mezelerinden birisidir kabak çiçeği dolması. 
Portakallı hardallı levrek harika bir kombinasyon olmuştu. Şefin ellerine sağlık. Özellikle portakal kabuklarının bu şekilde, yani şerit şeklinde kesilmiş olarak, kullanılmasına bayıldım. Reçeli de pek güzel olur, bu mezeye de çok yakışmıştı. Hardal ve levrek zaten ispatlanmış güzel bir ikili. Ben acı hardal düşkünü olsam da burada kullanılan orta acılıktaki hardal çok daha doğru bir karar olmuştu bu meze için. 
Yediğimiz en "sıradan" meze patlıcan ezmesi oldu ki onun bile tadı aklımda kaldı. Közden yeni çıkarılmış gibi bir havası vardı, ki o isli tada bayılırım. 
Sipariş vermediğimiz halde, Garo Bey bize tadımlık birer somon sarma ikram etti. Somon pastırması üstüne biraz fazla gelmiş olsa da deneme fırsatı bulduğumuz için çok sevindim. Gerek sunum, gerek tat olarak çok güzeldi. Sarma, patates, havuç ve mayonez ile doldurulmuştu ve yosun ile sarılmıştı. Somon severler için şart. 
Ara sıcaklardan ızgara ahtapot, kalamar ve karides istedik. Ahtapot pul biber ve kekik ile hazırlanmıştı. Özellikle kekik ahtapota renk katmış, güzel bir fark yaratmıştı. Çok güzel bir baharat. Neye girse yakışıyor.  Kalamar etli ve yumuşacıktı. Renginden de anlaşılacağı gibi kömür ateşinde tutulmuştu ve dolayısıyla isli bir tada sahipti. Yukarıda da bahsettiğim gibi, bayılırım is tadına. 
Jumbo karidesler lezzetli ama benim zevkime göre fazla yumuşaklardı. Ben daha diri olanları severim. Seçim yapmanız gerekirse benim önerim kalamar ve ahtapotu yemeniz. Kanımca, onlar çok daha enteresandı. 
Her zamanki gibi, balığa gelmeden karnımız doymuştu. Yine de denemiş olmak için birer kızartma barbun istedik. Tok olduğumuz için doğru bir tercih oldu. Özellikle kızartma istediğimizden ana yemekten ziyade büyük bir çerez gibi geldi tadı. Yine de balık yiyecekseniz daha eğlenceli bir şey seçebilirsiniz. Gerçi o güzelim mezelerden yer kalacak mı, o da şüpheli. 
Tatlı olarak birer ev baklavası istedik. Havanın artık iyice kararması nedeniyle ne yazık ki çektiğim görüntüler de bozulmaya başladı ama sözüme güvenin ve birer tane isteyin. Özellikle anne ve anneannelerinizin evde yaptığı baklavaları seviyorsanız bu tam size göre. Beni resmen çocukluğuma götürdü. 
Başka tatlı istememiştik ama anlaşılan Garo Bey parfeyi atlamamamız gerektiğini düşünmüş olmalı ki masamıza bir tabak gönderdi. İyi ki de göndermiş. Hayatımda yediğim en güzel parfeydi. Tatlı yemeyen annem bile kaşığını tekrar tekrar batırmadan edemedi. Özellikle yaz aylarında, içindeki dondurması nedeniyle harika bir tat olan parfeyi şiddetle denemenizi öneririm. 

Hesabı babam ödediği için ne yazık ki neyin ne kadar tuttuğunu yazamayacağım ama Türkbükü tarifesinden uygun olduğunu söyleyebilirim. Gerçi biz gittiğimizde yeni açılmıştı. Umarım fiyatlar değişmemiştir. 

Garo Bey'i görürseniz size tavsiyelerde bulunmasını rica edin. Gördüğünüz gibi bize çok faydası oldu. En güzel mezeler onun önerileriyle yediklerimiz oldu. 

Garo's 

Menemene Mah. 83. Sk. Türkbükü Bodrum

Tel: 0252 377 6171


...........................................................................................................................
...........................................................................................................................

The name Garo's comes from its owner Garo Nisan, who is a well known name in the restaurant business. Having worked in other restaurants, gaining experience and expertise, he finally opened his own place. And what a place. Located on the other end of all the popular clubs and restaurants in Turkbuku, Garo's offers a peaceful and cosy atmosphere. It is tastefully decorated with the colors blue and white reflecting that of a traditional mediterranean restaurant. You can choose to sit on either the beach front or on the other side of the walkway. Because my mom and dad obviously preferred to see rather than to be seen, we sat on the beach front. Of course, we made the reservation way in advance. Considering how popular Garo's is nowadays, so should you.  
While mom sat down, dad and I went to pick our mezzes and fish. Garo came to our rescue and helped us decide among all the many choices. While he was with us, I took the opportunity to be photographed with him. Entirely by coincidence I had dressed in line with the restaurant :). The walls were decorated with pictures of the old house and its belongings, something that created a certain intimacy.   
Our table was among the best, situated just by the water with the restaurant's fisherman boat in front of us. I believe the boat was there just for decorative purpose. What a nice detail...
The first mezze that arrived to the table was the grilled pastrami style salmon with rock grove. I thought I had tried all kinds of preparations of salmon but this was definitely a first. I loved it. The smoky taste worked so well it felt as if it was just its natural flavor. The rock grove is a herb special to the Mediterranean, that was prepared pickled. I have never seen the capers like this before and I have to admit I didn't like them at all until now. Both the capers and the rock grove have a slightly citrous flavor that I love. The presentation was just stunning. 
To our happy surprise, Garo is an Armenian, hence Garo's had Topik, i.e. layered chickpea pate, on the menu. It's a classic Armenian dish of chickpeas mashed with tahini, potatoes, blackpepper, and cinnamon on the top. Normally, I only like cinnamon on desserts but it really worked well with this dish. My father, who is a huge fan of Topik, admitted it was the best he'd ever tasted.    
I wasn't going to order the saksuka but on my dad's insistance we got one anyways. For some reason I don't like to eat eggplant in the summer. It just feels too heavy. Saksuka's main ingredient is eggplant prepared with peppers, tomatoes and similar veggies. Thankfully, this one was rather light and the filtered yoghurt and tomato paste was so dominant I didn't mind the taste of the eggplant. Especially the tomato paste was aromatic and mouth watering. It was a big difference from the tasteless tomatoes in Istanbul.  
Salicornia is probably the plant I like most. Served cold with olive oil and garlic is where it shines best. Although it can be found in Istanbul, the freshest version is on the west coast. No matter which fish restaurant you go to in Bodrum, definitely order the salicornia mezze.  
It was the first time I got to try squid eggs. It's similar in surface and texture to calamari. Frankly, it wasn't my favorite mezze on the table, although I'd blame that on my not so sophisticated palate rather than its preparation. Squid eggs is particularly popular in the Mediterranean coast and served during breakfasts with butter. 
I can't have enough of the stuffed squash blossoms. This is probably my favorite mezze on the planet. The one served at Garo's was prepared to perfection; stuffed just to the amount that the filling didn't suppress the taste of the squash blossoms. It was cooked in an al dente way, hence didn't feel to mushy. 
The seabass with orange and mustard made a great combination. I especially enjoyed how the orange peels were cut as thin strips and added in the mix. Normally I'd prefer a spicier mustard but this dijon style worked better with the seabass and hence didn't dominate the dish. 
The most "ordinary" dish was the mashed eggplant and even that one was a taste to remember. The smoky flavor was strong, creating the feeling that it had been cooked over charcoal, which probably was true :).  
Despite not ordering the salmon wrap, Garo must have thought it was worth trying, since he sent us some anyways. And I'm happy he did. Stuffed with potato, carrot, mayo, and bound with seaweed, the salmon wrap was a sight for sore eyes.    
We ordered grilled octopus, calamari and king prawns for hot starters. The octopus was prepared with red pepper flakes and thyme. The thyme had a dramatic effect on the dish, as it added a slightly different flavor to the otherwise so obvious taste. The calamari was less chewy than expected and had again the smoky taste I like so much. 
The king prawns were savory but a bit too well cooked for my taste. This way, they had become a bit too squishy. If you had to choose, I'd go for the calamari and octopus and skip the king prawns. But that's just me; you might like them better this way. 
As usual, we were stuffed by the time we made it to the main course. For that reason, we decided to get a small fish and ordered a red mullet each. Served fried, the fish felt more like a big snack than a main course, which worked perfect for me. Since Garo's has so many great mezzes you'll probably end up doing the same.  
To my delight, there was home made baklava on the menu. Unfortunately, the picture doesn't do it justice, as it got so dark I could hardly shoot any more pictures, but trust my word and order a piece each. The taste reminded me of the ones my grandmother used to make in my childhood.  
Satisfied with the baklava we didn't get any other dessert but Garo sent us the chocolate parfait anyways. Again, happy he did :). It was probably the best parfait I'd ever eaten. The majority of the dessert was ice cream, making it an ideal summer treat. 


Unfortunately I didn't get a look at the prices, as my dad paid, but I can at least promise it was cheaper than the regular Turkbuku rate. At least that was the case at the beginning of the season. Hopefully, it hasn't changed. 


If you see Garo, do ask him for help in choosing the mezzes. The best ones were his picks. 

Garo's 

Menemene Mah. 83. Street. Turkbuku Bodrum

Phone: 0252 377 6171

   




4 comments:

  1. Öncelikle söylemeliyim ki bu anlattığın lezzetlere göre çok zayıfsın :)) Hep mezelere bayılıyorum,deniz ürünleri yazınca bakması bile zevkli oluyor.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ay Gizemcin hic sorma. Ben de ne guzel kilo almiyorum diyordum, daha bir ay once aldigim pantolonun icine sigamadim dun :(. bu gidisle bu blog diyet yemeklere donecek :)). ben de meze hastasiyim. cem yilmaz misali...little little in to the middle

      Delete
  2. cumartesi günü Garo'daydım her şey hala çok güzel, biz gittiğimizde hava kararmış olduğu için bu kadar güzel fotolar çekememiştim, ellerinize sağlık

    ReplyDelete
    Replies
    1. Henüz bozulmamış olmasına çok sevindim valla :). akşam yemeklerinin en kötü yanı fotoğrafların hep kötü çıkması. utanmasam tripod getireceğim :). çözümünü bulursan bana da haber ver lütfen :). sevgiler, yıldız

      Delete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...