İki iftar yazısının üstüne hepimizin çok sevdiği o güzel kahvaltılara geri dönmek istiyorum. Karaköy, Bebek, Yeniköy ve Nişantaşı'ndaki kahvaltı mekanlarına geniş yer verdik blogumuzda; oysa ki semt olarak bayıldığım, her köşe başında bir cafesi bulunan Cihangir hakkında bir tane bile kahvaltı mekanı yazısı yazmadığımızı fark ettim. O yüzden Ramazan biter bitmez koşarak keşfe çıktık; Cihangir'lilerin favorisi Journey'e gittik.
Following two iftar (breaking of the fast) posts, I think it's time to go back to our favorite meal of the day: breakfast. We have written many posts on breakfast spots in Nisantasi, Karakoy, Bebek, and Yenikoy, but realized we've missed a neighbourhood that is actually known for its cafes and lively crowd: i.e. Cihangir. The moment Ramadan was over, we woke up early on a weekend day and went to explore the streets of Cihangir and found ourselves at Journey: one of the favorites in the area.
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
.................................................................................................................................
Akarsu caddesindeki Journey, bir zamanlar Ulus 29 ve Zuma dahil bir çok mekana yöneticilik yapmış Fisun Taşgın'ın mekanı. Yurt içi ve yurt dışında öğrendiklerini harmanlamış, mütevazi, sıcak ama bir o kadar da havalı bir yer açmış. İçerideki kitaplıktan duvar saatine, renkli sandalyelerden seramik yer karolarına her şey en ince detayına kadar düşünülmüş; tasarımcılara hitap ederken bir yandan da samimi bir ev ortamı sağlanmış. Biz kahvaltıya gittik ama iş çıkışı içki ve akşam yemeği için de çok popüler olduğunu duyduk. Özellikle birbirinden farklı kokteylleri görünce mutlaka akşam yemeği için de gelmeye karar verdik.
Dışarıda sadece üç masa var ama erken geldiğimiz için birini kapmayı başardık. Metal sandalye ve yuvarlak seramik masamızla adeta Paris'te hissettim kendimi. Özgür de beni kırmadı; havalı bir Fransız pozu verdi :).
Journey'in kahvaltısı beni benden aldı. Himalaya tuzu, Bolu köy ekmeği ve köy yumurtası, Edremit'ten özel üretim zeytin yağı, Bolu yerel üreticilerden kaymak ve tereyağ, fırından taze çıkmış scone...bir kahvaltıda isteyebileceğim her şey vardı menüde. Öyle ki karar vermekte bir hayli zorlandım. Neyse ki Özgür yukarıdaki scone'da karar kıldı ki ben de Journey kahvaltıyı (II) seçebildim. Böylece ikisinden de yeme imkanına sahip oldum.
Scone, üç çörek, iki ev yapımı reçel, zeytin, krem peynir ve tereyağından oluşuyordu. Çörek tek başına bile yenilecek cinstendi; öyle güzeldi. Fırından yeni çıkmış, sıcacıktı. Tereyağı sürdüğümüzde hemen eriyip ekmekle bir oldu. Sunum da çok güzeldi. Üzerinde kareli bir örtü olan tahta tabak organik hissini daha da pekiştirdi.
Özgür'ün scone tabağı benimkinin yanında diyet kaldı. Journey kahvaltı II'de sahanda köy yumurtası, eski kaşar, Erzincan tulumu, köy peyniri, zeytin, tereyağı, bal, kaymak, domates, salatalık, biber, maydanoz ve taş fırını simidi vardı. Tatları da görüntüleri de o kadar güzeldi ki tek bir fotoğrafla yetinmek haksızlık olurdu.
Ekmeğine hayran kaldığım için ondan başlamak istedim. Kızarmış köy ekmeğinden 3 dilim yememe rağmen yine de daha fazlasını istedim. Tadı öyle güzeldi ki normalde çok sevdiğim simide bakmadım bile. Kıtır kıtır, oldukça sert ve inanılmaz doygun bir ekmekti.
Bu arada ufak bir parantez açıyorum. Portakal suyunu tek başına çok tatlı bulduğum için greyfurt ile karıştırma seçeneğini sunan cafelere ayrı bir sevgi besliyorum. Journey de onlardan birisi. Sadece meyveleri dolapta tutsalardı da bu sıcak yaz ayında ılık olarak içmek zorunda kalmasaydım. Buz koyunca da bütün havası bozuluyor.
Bir yumurtanın köy yumurtası olduğunu en iyi renginden anlarsınız. Solgun sarıdan ziyade canlı, neredeyse kızgın bir güneşi andıran koyulukta bir renge sahip oluyor. Lezzeti de tabii ki artıyor. Fotoğrafta yeteri kadar canlandıramadıysam da Journey'deki yumurta aynen o şekildeydi. Beyazını güzelce pişirmişlerdi. Üzerinde şeffaf sevimsiz bir doku bırakmamışlardı ki bu sayede yumurtanın zevkini tam anlamıyla çıkartabildim.
İstanbul'da daha önce böyle renkte bir domates hiç görmemiştim. Kıpkırmızı ve suluydu. Görüntüsü hiç de yanıltıcı olmadı. Tadı da bir o kadar harikaydı. Çok basit ama benim için önemli bir ayrıntı. Bir yerin kahvaltısı ne kadar güzel olursa olsun, domatesleri renksiz ve tatsız oluyorsa bütün keyfim kaçıyor.
Domatesin kırmızısından bahsetmişken sokağın hemen ilerisinde gördüğüm bu kedinin fotoğrafını da yazıya dahil edeyim dedim. Journey gerek yemekleri gerek servisi gerek ortamı itibariyle dört dörtlük bir yerdi. Saat sabahın 11'i olmadan dışarıdaki masalar kapılmış, içeridekilerin çoğu dolmuştu. En yakın zamanda akşam içkisi için uğrayacağız.
Fiyatlara gelince; Özgür'ün scone tabağı 11TL, benim Journey Kahvaltı ise 19TL'ydi. Tost ve yumurtalar da 10-14TL arasında değişiyor.
Journey
Akarsu Caddesi 21A Cihangir Beyoğlu İstanbul
Tel: 0212 244 8989
Web: www.journeychangir.com
..............................................................................................................................
..............................................................................................................................
Despite not having heard about Journey before, we knew exactly that it was the place we wanted to spend our morning. That's the effect it has on you: welcoming. From the library to the simple wall clock, from the colorful chairs to the floor tiles, everything was done in such perfection and detail. The owner Fisun Tasgin had managed not only to appeal to the designers but also to create an intimate and cozy atmosphere. We went for breakfast but I've heard it's also pretty popular for after work hang out and dine. The coctail menu, in particular, caught my attention.
There's only three tables outside but since we arrived early we were lucky to get one. The antique metal chairs and table gave us the feel of sitting at a cafe in Paris.
Journey's breakfast took my breath away. Himalayan salt, home made bread, free range eggs, olive oil from the Edremit region, butter and cream from local farmers in Bolu, fresh out of the oven scone...how much more organic can it get! The options on the menu were all so appealing I had a hard time deciding. Luckily I had Ozgur, who picked one of my favorite choices, i.e. English scone platter, leaving me with my other favorite choice, i.e. Journey Breakfast II.
The English scone platter was composed of three pieces of scones, two home made jams, olives, cream cheese and butter. The scone was so good you could easily eat it plain. It had just got out of the oven and was still hot. The butter melted and became one with the bread. The presentation also added to the organic feel with the cotton cloth and the wooden plate.
Ozgur's scone plate appeared as a diet next to mine. The Journey Breakfast II contained fried free range egg, aged cheese, aged cottage cheese, traditional village cheese, olives, butter, honey, double cream, tomatoes, cucumber, green peppers, parsley, and stone oven sesame simit.
The bread was so good the three pieces they brought to the table wasn't enough. It was a fulfilling, satiated, home made bread you can only get on the country side. They had toasted it to the extent that it was almost like a crisp bread, but in an awesome way :). Despite loving sesame simit, I didn't even look at it that day.
I'm a fan of freshly squeezed juices, in particular orange and grapefruit combo, as the orange is too sweet and the grapefruit too sour by themselves, but together make the perfect couple :). Unfortunately, most places have only orange juice. To my happy surprise, Journey had the mix and for that I will always be a loyal customer. My only complaint would be that they hadn't kept the fruits in the fridge and hence, the juice was rather warm. Ice only spoils the taste so I hope it will be different the next time.
Whether an egg is free range or not can be most easily understood by the color of the egg. Whereas a regular egg has a pale yellow yolk, a free range egg has a much darker, orange like yolk. Of course the taste is so much better. The picture doesn't do it justice but the egg at Journey was definitely a free range egg. Also, the fact that the chef hadn't left any slimy egg white made me enjoy it even more.
Have you ever seen a tomato this red? I know I haven't seen one in Istanbul; that's for sure. It was all juicy and aromatic. A small detail which made such a difference.
While on the subject red, I thought this picture from the streets of Cihangir would fit in as a nice ending. Both Ozgur and I loved Journey. Not only in terms of the food but also in terms of the atmosphere and the friendliness of the waiters'. At 11am, the tables outside were occupied and inside almost full. We're definitely going back soon for those after work coctails.
As for the prices; Ozgur's scone platter cost 11TL and my Journey Breakfast 19TL. The toasts and eggs varied from 10 to 14TL.
Cidden cok lezzetli gozukuyor hersey, yine cok guzel anlatmissin, istahimi actin : ) Ilk Cihangir ziyaretimde ugrayip bakicam buraya : )
ReplyDeleteAnnemler de aynı şeyi söyledi :). Istanbul'a döner dönmez deneyeceklermiş. Ben de vakit bulursam bu hafta sonu kokteyllerini denemeye gideceğim. Yorumların için çok sağol, sevgiler :).
DeleteNe diyeceğimi bilmiyorum harika harika harika! Kahvaltıya bayılan bir insan olarak ürünlere ve çeşitliliğe hayran kaldım. Fiyat böyle bir yer için çok uygun geldi..Sürekli gidilcek yerlere yenilerini ekleyip duruyorum sayende ama bu top 3e girer :D
ReplyDeleteGizemcim fena şımartıyorsun beni :). benim de en sevdiğim öğün kesinlikle kahvaltı. fiyatlar bence de çok kötü değil. hele kalite düşünüldüğünde hiç değil. kesin git umarım sen de çok seversin. bu arada kahvaltıya düşkünsen karadeniz gezimde artvinde ettiğim kahvaltı seni bitirecek :))öptüm çok, iyi haftasonları.
Deleteçok lezzetli gozukuyor hersey ve fotolar super.
ReplyDeletecok gecikmeli cevabim icin kusura bakma, yazin biraz tembellestim :). cok tesekkurler marifet bende diil mekanda :). kesin denemelisin
DeleteYildiz'cim Ask'imi bir sabah kapip burada kahvalti yapacagimmm.. Cok heyecanlandim.. Keyifli bir mekana benziyor.. Dergi , gazete ve kitaplarimizi alip guzel bir gecirebiliriz sanki.. Ozellikle yagmurlu bir gun.. ;)
ReplyDeleteLulucum bitanesin. Cok guzel soyledin aynen oyle bir mekan. Yemek ve kokteylleri de cok guzel gecen de onlari denedim. Opuyorum kocaman
Delete