Have you ever heard of Indochine before? I personally, knew nothing about it until Ozgur showed me the French 1992 movie Indochine. That's why it's such a luck that we got the chance to visit the restaurants Indochine, first in Singapore and then Istanbul (both having nothing to do with each other). Of course, we couldn't hold ourselves back from writing about both in the same post and compare them, even if slightly. Hope you'll enjoy..
...........................................................................................................................
Indochine, Fransız'ların, Hindistan ve Çin arasındaki bölge için kullandıkları ve Hindistan (India) ve Çin (China) kelimelerini birleştirerek ürettikleri bir isim. Indochine bugünün Kamboçya, Vietnam ve Laos ülkelerini kapsayan, 1884-1954 yılları arasında Fransız sömürgesi olan yermiş. Indochine mutfağı da buradan türemiştir.
Indochine Singapur
Singapur'da aynı işletmeye ait bir kaç Indochine var. Bunlardan en güzeli ve en popüleri Asian Civilization Museum (Asya Medeniyetleri Müzesi) içinde olanı. Muhteşem Singapur nehri manzarası ve gösterişli dekoru (özellikle kristal avizeleri) Indochine'i Singapur'un sevilen restoranlarından biri haline getirmiş...
Indochine'in içinde bulunan Bar Opium, vodka ve prosecco barı ise Asya MTV ödülleri partisi dahil olmak üzere bir çok ünlü parti ve davete ev sahipliği yapmıştır.
Singapur nehrine geniş bir cephesi olması nedeniyle, Indochine'in neredeyse bütün masaları çok güzel. Özgür'le ikimize de hemen su kenarında, güzel bronz heykellerin dibindeki masayı verdiler.
Inanılmaz geniş bir menünün olması nedeniyle ilk başta biraz zorlandık ama sonunda başlangıç olarak yarım düzine Avustralya istiridyesi ve Vietnam usulü taze pirinç kağıdına sarılı karides ruloları istedik.
İstiridyeler çok taze ve lezzetliydi. Buz üstünde servis edildikleri için de sıcak akşamda çok serinletici geldiler. Sadece, keşke sosla da olsa, ufak bir farklılık yaratmış olsalardı. Yine de güzeldi.
Taze pirinç kağıdına sarılı karides rulolarını özellikle ben çok beğendim. Sanırım taze pirinç kağıdına karşı olan zaafımdan kaynaklanıyor. Özgürse biraz yavan ve tatsız buldu. Muhtemelen içindeki marul, nane yaprakları, soya filizleri ve pirinç kağıdı bir araya gelince ona fazla kuru geldi.
Şarap menüsü de neredeyse yiyecek menüsü kadar genişti. Çok sevdiğimiz Friuli Pinot Grigio söyledik (beyaz). Havanın çok sıcak olması nedeniyle ferah ve meyvemsi tad cok yerinde oldu.
Ana yemek olarak bir beyaz ve bir kırmızı et paylaşmaya karar verdik.
Kamboçya usulü tavuk, kırmızı biber, fesleğen ve sarımsak sosunda hazırlanmıştı. Tavuğu önce haşlayıp sonra sosunda pişirmelerine şahsen bayılıyorum. Hem kızartma kadar ağır, hem sade tavuk kadar tatsız olmuyor.
Et olarak Saravan Drunken Venison adındaki geyik etini denemeye karar verdik. Geyik eti neden derseniz cevabı çok basit; çünkü çoook sevdiğim bambu filizleriyle servis ediliyordu :). Bambu filizi yanı sıra, taze fasülye, beyaz soğan, kırmızı biber, fesleğen ile karıştırılıp üzerine da pirinç şarabı serpiştirilmişti. Etinin wok'ta pişirilmesinden midir yoksa geyik eti olmasından mıdır bilemedim ama tadı Singapur'da yediğimiz bir çok etten daha yumuşak ve lezzetliydi.
Menüde en sevdiğim tatlılardan biri olan kızarmış muz olmasına rağmen blog uğruna Indochine tatlısı yemenin daha uygun olacağına kanaat getirdik ve üçlü Indochine tabağını istedik.
Fotoğrafta en öndeki tatlı Asya usulü muhallebi, ortadaki yapışkan siyah pirinç ve dilimlenmiş taze mango, sondaki ise vanilyalı dondurma. Hepsi de birbirinden lezzetliydi ama özellikle yapışkan siyah pirinç ve mango ikilisine bayıldım. Bir nevi sütlacı, fakat çok daha şekerlisini anımsattı.
Indochine'deki yemekleri başka yerlerde de bulabilirsiniz. Farklı boyutlara gitmek için çok zorladıklarını düşünmüyorum açıkçası ama ortam, manzara, servis ve lezzetli, çok çeşit yemeğin bir araya geldiği güzel bir yer burası.
Fiyatlara gelince;
Başlangıçlardan yarım düzine istiridye 21SGD, karides ruloları ise 16SGD'ydi.
Ana yemeklerden tavuk 24SGD, geyik eti ise 29SGD'ydi.
3'lü tatlı tabağı, menüdeki diğer bir çok tatlı gibi 15SGD'ydi.
Şarap ise 115SGD, ama hem çok daha ucuz, hem çok daha pahalı şaraplar bulmanız mümkün.
Indochine Istanbul
Singapur'daki Indochine'e gittikten kısa bir süre sonra Istanbul'da da bir Indochine'in açıldığını öğrendik ve hemen yer ayırttık.
Beyoğlu Kumbaracı Yokuşu üzerinde (Şişhane metro durağı Beyoğlu çıkışından meydana doğru ilerlerken sağda yer alan yokuş) bir binanın alt katında yer alan Indochine, ufak bir tabela dışında herhangi bir işaret bulundurmaması nedeniyle baştan hoşumuza gitti zaten. Gizli yerleri severiz :).
Girişte sol tarafta barın olduğu ayrı bir bölüm, hemen karşıda açık bir mutfak ve sağda da iki kattan oluşan oturum alanı. Siyahın hakim olduğu, hoş bir şömine ve etrafında oturup sohbet etmelik rahat koltuklar mekana çok sıcak bir hava katmıştı.
Bardakları çok sevdim. Mekana özel bir şey yaratmışlar gibi bir izlenim bıraktı bende. Earl grey martini cesur bir deneme olmuş ve çok da başarılıydı. Karpuz martini de yine gayet güzeldi. Tek bir şikayetimiz olacaksa, ki onu diğer kokteyllerde de yaşadık, içecekler yeterince soğuk değildi. Onu da Indochine'in yeni açılmasına bağlıyorum.
Başlangıç olarak Tren Banh Mi Nuong adındaki üçlü bruschetta tabağını istedik. Beş baharatlı ekmek üstü asya mantarlı, füme somonlu ve bıldırcın yumurtalı bruschetta'lardan oluşan tabak o akşam yediğimiz en başarılı yemekti. Özellikle bıldırcın yumurtalı ve asya mantarlı olan ikili çok ama çok lezzetliydi. Ekmekler kırmızı biberli oldukları için hafif acı bir tada sahiplerdi. Bu da çok daha güzelleştirdi yemeği.
Menüde olmayan ama o günün spesiyali olan Hindistan cevizli kum midyesi istedim ben de. Normalde pek hayranı olmadığım ama sırf sosundan ötürü sipariş ettiğim kum miydesini o gün çok beğendim. Hindistan cevizi sosu farklı ve güzel bir katkı olmuştu. Üzerine eklenmiş soya filizi ve yanında gelen acı biberli ekmekle çok lezzetli bir yemek ortaya konmuştu.
Yemekle birlikte şarap yerine kokteyllerle devam ettik. Özgür bu sefer lime daiquiri tercih etti, ben de tercihimi çilekli caipiroskadan yana kullandım. Lime daiquiri fazla sertti, çilekli caipiroska ise çok güzel ama normal buz yerine mikserden geçirilmiş, ufak buzlardan kullanılsaymış çok daha mutlu olurduk.
Bütün kokteylleri rahatlıkla deneyebilirsiniz, mojito hariç. Aşağıdaki fotoğraftan da görebileceğiniz üzere bütün nane yaprakları ve lime'lar üste çıkmış, şeker alkol dengesi hiç iyi olmayan bir mojito olmuştu. Belki sadece o gün öyleydi ama kesinlikle çok kötüydü. Zaten earl grey martini kadar ilginç kokteyller varken mojito'yu pas geçmenizde bir sorun yok bence.
Menüde tek tatlı olan çikolatalı sufleden istedik. Eğlenceli Lavazza bardaklarında geldi. Tadı çok güzeldi ama sanırım önceden hazırlanmış ve önümüze getirildiğinde sadece ısıtılmıştı çünkü kısa sürede soğudu ve bardak da inanılmaz sıcaktı. Yine de çikolata severler için çok lezzetli bir tatlı.
Indochine'de ufak tefek kusurlar bulmuş olsak da yeni bir mutfağı Türkiye'ye getirdikleri için onları ayakta alkışlıyor, bu hareketlerini fazlasıyla destekliyoruz. Farklı kokteylleri de menülerinde bulundurmaları ayrı bir artı. Bir daha gider miyiz, kesinlikle evet. Yeni bir mekan olduğu için onlara biraz zaman tanıyıp en kısa zamanda tekrar ziyaret etmeyi düşünüyoruz.
Puanlarımız:
Genel 7
Servis ve Ambiyans 8
Lezzet 6Fiyatlara gelince;
Başlangıçlar 15-17TL civarında,
Ana yemekler ise 21-42TL arasında değişiyor.
Tek tatlı olan çikolatalı sufle 12TL.
Kokteyller ise genelde 25 veya 30TL.
Indochine Kitchen & Bar
Phone: 0212 2439281
Email: info@indochineistanbul.com
Web: www.indochineistanbul.com
Indochine comes from the words India and China and is the by French referred to as the area between India and China. Todays Cambodia, Vietnam, and Laos, Indochine was a French colony between the years 1884-1954. The Indochine cuisine captures the local tastes o this area as well as some from France.
Indochine Singapore
There are a couple of Indochine restaurants in Singapore, but the best and most popular one is the one inside of the Asian Civilization Museum. Situated by the Singapore river Indochine has a wonderful view. Its fancy, especially with the crystal candeliers, decoration, as well as the location, has turned the restaurant into a favorable one.
The place is also home to Bar Opium, a vodka and prosecco bar, which has hosted many famous parties and events, including the Asian MTV awards post-party.
The oysters were really fresh and tasty. It was a great choice, especially because the oysters were served on ice and the weather was really hot. I just wish they would have added a bit of flavor, even with the sauce, to make it something extra and beyond usual. It was still great though.
The wine menu was almost as rich as the food menu. Because the weather was so hot we ordered a fresh and crispy white wine, Friuli Pinot Grigio. It's a classic choice of Ozgur's and mine.
Ozgur ordered chicken and I meat for main course.
The Cambodian style chilli and basil chicken had a great sauce. It was prepared in red chillies, holy basil, and garlic, my favorite three.
For meat I went with the saravan drunken venison. The venison was wok fried and mixed with long beans, white onions, chillies, bamboo shoots, hot basil, and fresh green peppercorns sprinkled with rice wine. Why did I go with the venison? Because it was served with my one and only love bambo shoots :). I'm not sure if it was because it was had been fried in the wok or because it was venison, but the meat was really tender and juicy. Much better than any we'd had so far in Singapore.
The restaurant did have my favorite dessert, banana fritters with ice-cream, but for the sake of our blog, we decided to try the Indochine Trio dessert. Asian taro egg custard, black glutinous rice with coconut milk & fresh mangoes and vanilla ice-cream, in the same order as shown on the picture below. They were all delicious but I especially liked the black sticky rice and mango combination. Coconut milk just seems to work with anything :).
As for the prices;
Starters; half a dozen oysters cost 21SGD and the shrimp rolls 16SGD.
Main Courses; the chicken cost 24SGD and the vernison 29SGD.
The trio platter, like many other desserts on the menu cost 15SGD.
The wine cost 115SGD but you can get both cheaper and more expensive wines at the restaurant.
Indochine Istanbul
A short time after our visit to Singapore we discovered the newly opened restaurant, Indochine Istanbul. Close to Tunel in Taksim, Beyoglu, Indochine is located on the ground floor of an apartment on a silent street. There is nothing but a small tabela that shows Indochine exists. I love that, it shows that only people who know about the place comes.
The bar is to the left of the entrance and has a seperate section from the main dining hall. Red and black are the dominant colors of the restaurant. There is a fireplace and some comfortable chairs in the dining hall, making the place look rather cosy.
I loved the glasses in the sense that it made it feel like the coctails were unique for that place. The earl grey martini was a bold but very successful move. The watermelon again great for the summer. If we have one complaint, that is that the coctails weren't as cold as they should have been. Other than that, yummy.
As starters, we ordered the three bruschetta plate, named Tren Banh Mi Nuong. The toppings were Asian mushrooms, smoked salmon, and quail egg. Especially the quail egg and Asian mushroom bruschetta were amazing. The bread was made with a mix of five spices and extremely delicious, especially due to the chilli. This was definitely our favorite dish of the night.
I wanted something light and interesting so my waiter suggested the day's special, carpet shells with coconut sauce. I'm normally not a fan of mussels but this plate I loved. The coconut sauce really added something extra. Accompanied with the five spices toasted bread and bean sprouts, it was delicious plate.
Rather than ordering wine, we continued with trying new coctails. This time, Ozgur went with the lime daiquiri and I with the strawberry caipiroska. The lime daiquiri was a bit strong for our taste but the strawberry caipiroska really yummy. I just wish they had used crushed ice rather than normal ice cubes.
All coctails we tried were tasty, except for the mojito. As you can see from the picture below, it was not good at all. Maybe it was just that day but I'd still recommend you stay on the safe side and order something else. Anyways, you can get a mojito anywhere but not an earl grey martini.
Chocolate souffle is the only dessert on the menu so we ordered that. It's served in different Lavazza coffee cups and really good. I think it's been prepared in advance and only heaten when brought to the table cause the cup was really hot and the sufle itself got cold pretty quick but it was still delicious, especially if you are a chocolate fan.
Despite having some minor issues, we are extremely thankful of this brave and bold act to bring in a new cuisine to Turkey. Also, a pretty interesting coctail menu is something we lack in Turkey, hence Indochine gets an extra applause for that. Will we go back? Definitely. We'll give it some time, since it is a new spot, and then soon pay it another visit.
Our Points:
General 7
Service and Ambiance 8
Taste 6As for the prices;
Starters cost approximately 15-17TL.
Main courses cost 21-42TL.
The only dessert chocolate souffle cost 12TL.
Coctails were either 25 or 30TL.
Interesting comparison. I love that the Singapore restaurant used venison. Game goes so well with SE Asian flavours - it stands up to the heat and fire.
ReplyDeleteIt sounds like the Istanbul version is pretty good too. Shame they toned down the flavours, but that is a common problem pretty much anywhere outside SE Asia when it comes to flavour. Never the less, it;s always good to get a new cuisine locally.
If ever you are in London, there is one place that does authentically good Thai food called The Heron - it's on an unpromising road, under a boring looking pub, a real hidden spot with superb food. if you like chilli heat ;)
Hey, thanks a lot for this great feedback! i'm going to london in October, hence will definitely put The Heron on my list!!
DeleteNo worries, check out this blog post for more details: http://theskinnybib.com/2011/04/17/the-heron-unpretentiously-thai/ - happily the menu is now no longer in Thai, but in English, which makes it a little easier.
Deletewow this place is heaven :) no pad thai, no green curry.. love it :) will feel like back in bangkok.. thanks a lot!
Deleteçok şeker bir günlük sıklıkla görüşmek dileklerimle...
ReplyDeletehehe çok sağol! seninkine bayıldım!! aynen, sıklıkla görüşmek dileğiyle :)
DeleteHarika bir yer, bayildim yemekleri görünce, hele hele sufleyi :))
ReplyDeleteBende benim bloguma beklerim :)
Sevgiler
Seda
http://bouquet-defleurs.blogspot.de/
hehe cok sagol, girdim, uye oldum, yorum yazdim bile...
Deletebenimkine de uye olursan cok sevinirim :)