Sunday, April 22, 2012

İstanbul'luların kalbine taht kurmuş bir balıkçı.. Tarabya Kıyı / A fish restaurant we all so much love and cherish.. Kiyi in Tarabya

Son zamanlarda neden hep yeni yerler yazıyorsunuz, biraz da bildiğimiz daha önce gittiğimiz yerleri tanıtın diye yorumlar gelmeye başladı. Biz de sevgili kayınvadilemin doğumgünü bahanesiyle bir aile klasiği olan Kıyı'ya gitmeye karar verdik.
1964 yılında Tarabya'da açılan Kıyı'yı bir çok balık restoranı izlemiş olmasa da çok azı bu güzel ve seçkin mekanla yarışmayı başarmıştır. Hiç değişmeyen güler yüzlü ekibi ve birbirinden lezzetli taze meze ve balıklarla İstanbul'luların kalbine taht kurmuş bu restoranı ziyaret etmediyseniz şimdi tam sırasıdır.

Tarabya, a cute and quite neighborhood by the Bosphorus on the European side,  is home to one of the oldest and most loved fish restaurants, Kiyi. Opened in 1964, Kiyi has succeeded in maintaining the best quality of delicious mezze's and fishes, as well as the same friendly staff for over many years now. If you haven't had the chance to visit this wonderful restaurant, now the right time.
..........................................................................................................................

Açık alanı olmaması nedeniyle daha çok kışın tercih edilen Kıyı boğazın kıyısında, yolun diğer tarafında yer alan 2 katlı bir mekan. Yerden tavana kadar uzanan sürgülü geniş camları sayesinde boğazın manzarasını özellikle 2.ci kattan izlemek mümkündür. Ailecek geldiğimizde mutlaka üst katta cam kenarında yer alan masalardan birinde otururuz. Eh, Özgür'ün daha bebekken bile buraya gelip tavuk yediği hikayesini duyduktan sonra bu masayı nasıl ayırabildiğimizi anlamış bulunuyorum.
Mezeler alışagelmiş beyaz peynir, lakerda, atom pilaki, patlıcan ezmesi vb. çeşitlerden oluşmaktadır. Tabi lezzet olarak hepsi birbirinden güzel ve taze. Özellikle atom pilakisi hiç tartışmasız yediğim en iyisi. O kadar muhteşem ki bir tabakla hiçbir zaman yetinemiyorum. Balıktan sonra bile hayalini kurmaya devam ediyorum. Nedir onu bu kadar güzel yapan derseniz de henüz çözebilmiş değilim. Ağızda eriyen büyük boyuttaki fasülyeler mi yoksa oldukça yağlı olan ama yine de kötü bir tat bırakmayan salçası mı bilmiyorum.. Sadece ailecek hepimizin aynı fikirde olduğunu söyleyebilirim.
Kırmızı közde biberin normalde pek hayranı olmasam da Kıyı'da yapılanı beğeniyorum. Ağıza gelen hafif tatlı ve yapılışı gereği köz tadı ile bu meze sofraya güzel bir renk kattı.
Ertesi gün pişman olacağımı bile bile garsonumuzun ısrarıyla sofraya gelen turşunun tadına baktım. Özellikle bamya hem farklı hem denemeye değerdi.
Soğuk mezeleri takiben sıra sıcaklara gelmişti. Tereyağında karides, kalamar tava ve gümüş kızartma her zamanki gibi vazgeçilmezlerimizdi. Aralarından seçim yapmak doğru olmayabilir ama yine de bir tercihim olacak olsa favorim tereyağında karides olurdu. En basit haliyle, içinde domates, biber vb. ıvız vızırlar olmadan sadece baharat ve tereyağ ile hazırlanmş ufak karidesleri ağızda eriyen cinsten.
Ana yemek olarak favorimiz olan asma yaprağına sarılı sarı kanat kalmayınca bir anlık mutsuzluk yaşadım ama garsonumuz Macit Bey'in güler yüzlülüğü bu mutsuzluğumu anında yok etti. Yine de size, daha önce fotoğrafını çektiğim bu enfes yemeğin fotoğrafını paylaşmak isterim. Hayatımda yediğim en güzel balık yemeklerinden birisi.. asma yaprağı hafif kıtırımsı, içindeki sarı kanat ise yumuşacık. Tuzu da tam kıvamında.
Bu seferlik Macit Bey'in ısrarıyla kesinlikle pişman olmayacağımıza söz verdiği çipurayı almaya karar verdik. Çok yumuşak ve taze olmasına rağmen ne Özgür ne ben sade balık hayranı olmadığımız için pek heyecanlandığımızı söyleyemeyeceğim. Bir de ben tuzunu az buldum. Ama bir balık severseniz bu seçimden pişman olmayacağınızı düşünüyorum. Yine de daha enteresan seçenekleri tercih etmenizi öneririm. Bir de gelir gelmez balığı ayırtmanızı.. yoksa kalmayabilir.
Sıra tatlıya gelmişti. Her zamanki gibi ayva ve kabak tatlısı istedik. Bir de artık mevsimi yaklaştığı için hasret kaldığımız taze çilek ve yanında bir top vanilyalı dondurma.. Kayınvalidemin doğumgünü olduğu için çilek yanan bir mum eşliğinde geldi. Buradan sevgilerimi tekrar gönderiyorum :).. nice yıllara.. sizi çok seviyoruz..
Ben Çiya'nın daha sert bir yapıdaki kabak tatlısını daha çok beğeniyorum ama Özgür ve ailenin geri kalanı Kıyı'nınkine hayran. Yumuşacık bir dokuya sahip, ağızda eriyen cinsten. üstünde de görebildiğiniz gibi sınırsız sonsuz ceviz..
Ayva tatlısı harika. taze kaymak ile birlikte geliyor. yumuşak ve çok yoğun olmayan güzel bir şerbet dökülmüş üzerine.
Çayla kahveyle birlikte ikram edilen içi kahve tohumlu sütlü, bitter ve beyaz çikolata da kaymağı oldu..
Masadaki nazik eş ve babalarımız tabi ki bu güzel kızı kırmayıp biz bayanlara birer gül aldılar. Arkanızda şirin bir sesle konuşan birisini duyarsanız şaşırmayın.. mekanın vazgeçilmezidir kendisi.
..............................................................................................................................  



Kiyi is located by the Bosphorus, however, on the other side of the road. This 2 floor restaurant has huge glass windows making it possible to enjoy the beautiful view; in particular from the second floor. 
The mezze's are Turkish classics at their best. Feta cheese, pickled tunny with a piece of onion, jumbo bean salad, crushed egg plants, etc. I love them all but my absolute favorite is the jumbo bean salad. It's the best I've ever tasted. It's so good I always ask for a second plate of it. What makes it so good, I'm not sure about. It might be the softness of the jumbo beans or the oily but not heavy tomato sauce.. All I know is that my whole family agrees that it's awesome. 
 
I'm normally not a fan of roasted red paprica, but I enjoy the one at Kiyi. The mixture of roast flavor and sweet taste makes it a colorful mezze on the table. 


Although knowing that I would regret it the next day (as my face gets all swollen after this much salt), I couldn't say no to the pickles our waiter brought us. Especially the okra (lady's finger) was really good and worth trying. 
Pickled tunny
After the cold mezze's it was time for the hot starters. Shrimp in hot butter, fried calamari rings, and fried silverfish were our usual choices. It might be misleading to make a choice among them, since they're all tasty, but if I had to choose, I'd prefer the shrimp in hot butter. Just simple, without any tomatoes or green peppers, the mini shrimps are served in hot butter with lots of red pepper.  
Sadly they didn't have the bluefish wrapped in vine leaves we normally order. But I still want to share one of my previous experiences of it since it's heavenly. It's one of the best fish dishes I've ever tasted. With the vine leaves being slightly crispy and the bluefish extremely soft and just about the right amount of salt.. 
For this time, and since our waiter insisted, we went for the bream. Despite being really soft and fresh,  Ozgur and I found it no special. It's a biased opinion however, since none of us likes just simple fish. Also, in my opinion it needed a bit more salt. Still, if you are a fish fan, you might enjoy it but there are a lot more interesting choices you can go for. Finally, try to order the fish the moment you arrive; otherwise, they might run out of it.  
And then it was time for dessert. As usual we ordered the pumkin and quince dessert. Considering the ladies on the table who were on a diet, we also got some fresh strawberries with vanilla ice-cream. 
Personally, I'm a fan of Ciya's harder pumkin dessert but the remainder of my family is in love with the one at Kiyi. It's extremely soft and almost melts in your mouth. Served with lots of lots of crushed walnuts it makes you wanna climb the walls :). 
The quince is another favorite. The not so sweet and heavy syrup and clotted cream it's served with makes this dessert a must have. 
The coffee beans with white, dark, and milk chocolate cover that was served with tea and coffee was a fine surprise. 
As the nice gentlemen they are, our dads and husbands bought each of the ladies on the table a rose from this cute little girl. So if you are to hear a soft voice behind you, asking you to turn, don't be surprised.. she's a regular at Kiyi. 









     

8 comments:

  1. Hep duydugum ama balikla aramin yeni yeni duzelmesinden dolayi incesinde gitmedigim bir yer, belki artik deneme vakti gelmistir;)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Hehe kesin canimm.. Baktin ki olmuyor kofte tavuk yersin Ozgur'un hatirina :)

      Delete
  2. çok güzel, bayıldım yine..fotoğraflar ayrı güzeli anlatımınız ayrı..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Cok sagol yine her zamanki gibi guzel yorumlarin icin :)) bi de cepten diil de fotograf makinemi getirmeyi akil edebilsem daha da guzel olacak :)

      Delete
  3. :) çok güzel bir post olmuş herşeyiyle . yer şeçimi anlatım ve görseller :) gayet iç açıcı !!!

    banada beklerim :)

    http://yasemintangoren.blogspot.com/

    ReplyDelete
    Replies
    1. Uye oldum bile :) cok guzel gorunuyor fotolarin, harika bir meslek :)

      Delete
  4. How wonderful to find your blog in Turkish and English! I was looking for new restaurants, new to me at least, to try in Tarabya this weekend and stumbled upon your blog. Thanks for the tips!

    ReplyDelete
    Replies
    1. Dear Joy, sorry for the late response. Thanks a lot for your nice comment. It makes me really happy to hear that the English version is read and appreciated as well :). Did you try Kiyi? Hope you enjoyed it. It doesn't have an open area, hence is more popular in the winter but the food is still really good.

      Delete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...