Wednesday, June 20, 2012

Mayası İyi Olan Yerin Hamuru da İyi Olurmuş... Lokanta Maya / Turkish Cuisine with a Contemporary Twist... Lokanta Maya

Ünlü Karaköy Lokantası'nın yanında bir restoran burası. Defalarca önünden geçip, "Kim Karaköy Lokantası'nın yanında yer açar ki?", diye sormuşumdur kendime. Bir gün kapısına kadar gidip ismi nedir acaba diye baktım: Lokanta Maya... Kapıda bir levha asılı. "Time Out Istanbul / Gusta. Yeme İçme Ödülleri 2010. En İyi Şef Didem Şenol". Biraz araştırma sonrası öğreniyorum ki İstanbul'un en "in" mekanlarından birisi Lokanta Maya. Listemize hemen alıyoruz ve bir Cumartesi akşamı için bir hafta öncesinden yerimizi ayırtıyoruz...

I've been writing a lot about Karakoy lately. This area is becoming so trendy I'm urging you all to go buy a place while the prices are still somewhat reasonable :). One restaurant that is extremely popular and has been featured in many foreign publications, including NY Times and The Independent, is Lokanta Maya. Chef/ Owner Didem Senol plays with the food and creates a constant changing Turkish menu with a contemporary twist. Realizing, a bit ashamed, that almost everyone has been here, Ozgur and I grab our friends and visit Lokanta Maya on a hot Saturday evening...
For English, please scroll down until the Turkish text is finished. 
...................................................................................................................................

İçeri girer girmez restoranın dekorasyonuna aşık oluyorum. Mimar Cem Kocacıklıoğlu'nun katkılarıyla minimalist bir dekorasyona sahip Lokanta Maya. Ortadaki büyük masalarda örtü yok; diğerlerinde ise düz beyaz. Monotonluğu bu şekilde önlemeyi başarmışlar. Girişte, içi kurutulmuş sebze ve baharatlarla dolu, cam bir vitrin yer alıyor. Restorandaki en favori parçam bu oluyor. Sağdaki duvar kabuklu cevizlerle kaplanmış, soldaki ise Didem Şenol'un yazdığı "Kızınız Defne'yi, Oğlumuz İskorpit'e..." yemek kitabı ile süslenmiş. Sade ama bir o kadar yaratıcı mekan olmuş.
Yaklaşık 7 çeşit kokteylden oluşuyor kokteyl menüsü. İçinde bir tane kokteyl bile olsa, böyle bir menünün olması bile beni mutlu ediyor. Menüdeki çoğu içkide passion fruit, yani çarkıfelek meyvesi, var. Özgür ve Ekin Sour Passion seçiyor. Votka, passion fruit, yaban mersini, şeker şurubu ve taze limon suyundan oluşuyor. Tadı çok başarılı. Öyle ki gecenin devamında neredeyse hep onu içiyoruz. Blogumuz adına ben farklı bir şey denemeye karar veriyorum ve Ginger Lemonade, yani zencefilli limonata istiyorum. Votka, taze zencefil şurubu, taze limon suyu, soda ve tarçından oluşan kokteyl, ne yazik ki beklediğim kadar iyi değil. Zencefil tadı neredeyse hiç gelmiyor, tarçın da istediğim kadar farklılık yaratmamış. Gazlı bir limonata gibi olmuş. Beğenmediğimiz tek kokteyl o oluyor.
Daha sonra Passion Fruit Mojito da istedik ki o da en az Sour Passion kadar güzeldi. Bu konuda Lokanta Maya'ya hakkını vermeliyim çünkü İstanbul'da Mojito'yu güzel yapan tek tük yer var, ki birisi Münferit, o yüzden sadece o ve Sour Passion da olsa mutlu olurdum.

Menü mevsimlere ve eldeki malzemeye göre değişkenlik gösteriyor. Ne taze ise, mevsimi ne ise o kullanılıyormuş. Çok çeşitli ve renkli başlangıç var. Ana yemekler ise başlangıçların yanında biraz daha sıradan kalıyor. Kuşkonmazlı Linguini, Dana Schnitzel, Karidesli Risotto vs. Biz de kalabalık olduğumuz için sadece mezelerden söylemeye karar veriyoruz. Cem Yılmaz usulü... "Little little in to the middle" :). Başka bir gün ama ana yemekler için de gideceğim.

Gecenin hiç tartışmasız en güzel tabağı acılı çilek sos ve kıtırla sunulan tulum peyniri ezmesiydi. Tulum peyniri süzme yoğurt kıvamında, şaşırtıcı derecede tuzsuz, karabiber taneleri içeren sürpriz bir karışımdı. Sanki bu yetmiyormuş gibi, çilek sosu tabasco tipi bir acı ile karıştırılıp marmelat haline getirilmişti. Çilek ve acı bu kadar mı yakışır birbirine. İncecik ekmeğin üstüne peynir ve sosu sür, bütün gece başka bir şeye ihtiyaç duymazsın.
Tahinli patlıcan sarımsak ve pul biberli tereyağ ile süslenmişti. Patlıcan yumuşacık ve közden yeni çıkartılmış gibiydi. Belki de öyleydi. Kıtırın üstüne süre süre yaladım yuttum tabağı. Arkadaşlarımızdan bazıları tahinin biraz zayıf kaldığını, istenilen farklılığı yaratmadığını söylediler ama "sonradan gurme" ben, hiç de fena bulmadım :).
Mücver, salatalıklı yoğurt sos ile sunuldu. Mücveri normalde sevmem çünkü çok yağlı bulurum. Lokanta Maya'dakinin yağlı olmaması ve hafif şekilsiz olması beni mücveri tekrar beğenmeye davet etti. Salatalıklı yoğurt sos, hem hafif hem de mücverin tadını bastırmadığı için çok uygun olmuştu.
Keçi peynirli, karamelize soğanlı tart çok lezzetliydi. Tatlı ve tuzluyu normalde karıştırmayı sevmem o yüzden karamelize soğanın da yemeklerde kullanılmasına karşıyım (tamamen amatör bir tutum biliyorum yargılamayın lütfen). Ama burada kullanılanı nedense hiç yadırgamadım. Belki keçi peyniri bastırmıştı, bilemiyorum, ama güzel olmuştu. Tartın hamuru biraz sertti. Bu yüzden fazla ufalandı ama belki de böylesi doğru, bilmiyorum?

Zeytinyağlı, mezgitli, biber dolma bütün yemekler arasında en az beğendiğimiz oldu. Tatsız ve biraz sulu bulduk hepimiz. Belki de damağımız kıymalıya alışmış da o yüzdendir. Bilemedim.
Gecenin en iyi tabaklarından birisi deniz börülceli ahtapottu. Haşlanmış deniz börülcesi, füme edilmiş ahtapot, kızarmış kıtır ekmek, limon ve zeytinyağından bir salatayı oluşturuyordu. Deniz börülcesini tek başına bile çok seven ben için bu kombinasyon Didem Hanım'ın şefliğini ortaya çıkartan bir örnekti. 
Ev yapımı rozbif, hardal sos ve salatalık turşusu sade ama lezzetli bir tabaktı. Ben şahsen hardalı daha acı severim ama bu şekilde sanırım daha çoğunluğa hitap ediyor. Rozbif taze ve aromatikti.
Ben ciğeri ufak severim o yüzden Lokanta Maya'daki Arnavut ciğeri en favorim olmadı ama yine de güzeldi. Ciğer hafif ve yağsızdı. Üstünde de alıştığımız sumaklı kırmızı soğan yanı sıra limon kabuğu rendesi de vardı ki güzel bir ekşilik katmıştı.  
Cevizli "amos" zeytinyağında ezine peyniri, kuş üzümü, kırık yeşil zeytin ve kekik ile hazırlanmıştı. Sanırım fazla söze gerek yok. Güzel bir sunumdu.
Kalabalık olmanın avantajı bütün tatlıları deneyebilme şansınızın olması. Biz de nitekim öyle yaptık. Yukarıdaki çilekli tart yumuşacık ve taptaze olmasına rağmen asıl hepimizi hayran bırakan tabaktaki lavantalı vanilyalı dondurma oldu. Farklı bir aroma ve çok güzel olmuştu.
 Maalesef ışık ve renginden kaynaklı kötü bir fotoğraf oldu ama yukarıdaki böğürtlen soslu sakızlı muhallebi de yine çok lezzetliydi. Hafiften creme brulee'yi anımsattı. Yumuşak ve ağızda hemen eriyen cinstendi.
Fotoğraftaki sadeliğe aldanmayın, en güzeli en sona sakladım. Bergamutlu dondurma... Tarif edilmez yaşanır. Muhteşem bir tadı vardı. Buradan kocaman bir alkış.
Kapanışı ufak bir parantezle yapmak istiyorum. Seyahatperest Didem Şenol ile yaptığı röportajda kendisine sormuş, neden Maya diye? Didem Hanım'ın da cevabı güzel olmuş: "Mayası iyi olursa hamuru da iyi olur dedik, o yüzden maya.".

Fiyatlar beklediğimizden uygundu. Yani aşırı pahalı değildi diyelim. Başlangıçlar 11-24TL arasında değişiyor, ana yemekler ise 27-30TL civarı. Şarap içmedik o yüzden o konuda yorum yapamayacağım ama kokteyller 26TL, Bellini ise 20TL'ydi.

Puanlarımız:
Servis 7
Ambiyans 8 (sıcaklığı hesaba katmıyorum, içerisi çok sıcaktı!)
Lezzet 8

Lokanta Maya

Kemankeş Caddesi 35-A Karaköy İstanbul

Tel: 0212 252 6884

www.lokantamaya.com

.............................................................................................................................................................................................. 
..............................................................................................................................................................................................

The moment I entered Lokanta Maya I fell in love with the restaurant. Decorated in a minimalist style, every piece is worth looking at. In the entrance, a vitrine full of different herbs and dried vegetables is showcased. That becomes my favorite decor. The wall on the right is entirely covered with walnut shells and the one on the right with many of owner Didem Senol's cook book. Simple, yet inspirational...  
The coctail menu is comprised of approximately seven coctails. Most of them contain passion fruit. Not that I mind, I love passion fruit :). Ozgur and Ekin order Sour Passion, i.e. vodka, passion fruit, cranberry, sugar syrup, and fresh lemon juice. It tastes delicious. So much that, that's almost all we drink the entire night. For the sake of having something to write on the blog I order a Ginger Lemonade. In addition to the ginger and lemon, as understood from the name, the drink contains soda and cinnamon. Unfortunately it's not as good as it sounds. The ginger is too weak and the cinnamon doesn't add much. It feels more like a sparkling lemonade. 
In addition to the Sour Passion, we later also order Passion Fruit Mojito, which is equally as good. I have to hand it to Maya for that, since, not many places in Istanbul can make a good Mojito. 

The menu varies depending on the season and the ingredients available. Whatever is fresh at the moment, that's used. The starters are inspirational and many. The main courses on the other hand are few and more ordinary. Linguini with asparagus, schnitzel, risotto with shrimp, etc. Since we were a group of six, we decided to just order every starter on the menu rather than to eat a main course. That's the Turkish way of eating. As a famous comedian said, Turks love to ask for: "Little little in to the middle".   

The indisputably best plate of the night was aged skin bag goat cheese. Served with thin crispy bread and an amazing strawberry/tabasco sauce it took us with surprise. The cheese was soft and creamy, not salty at all, and mixed with black peppercorn. The strawberry tabasco combination was the perfect match. All in all a heavenly plate.  
The egg plant with tahini had been decorated with garlic and red pepper in melted butter. The egg plant it self was so soft it felt as if it had just been toasted over smoldering embers. Maybe it was :).    
Mucver is a fried vegetable patty, whose major ingredient is shredded squash. Normally I find it too oily because of being fried but this one was so light and soft I loved it. The yoghurt sauce with cucumber was a great match, in the sense that it didn't suppress the taste of the mucver.  
The pie was filled with goat cheese and caramelized onion. The piecrust itself was a bit hard but the filling was delicious. You could hardly sense the caramelized onion which was pretty interesting since normally it is such a dominant taste.  

Turkish dolma, or stuffed bell pepper, is a famous and usual dish in the Turkish kitchen. Its filling is normally rice and minced meat. This one however, was stuffed with whiting. Prepared in olive oil, this was our least favorite dish. Maybe it's because we're so used to the other one, I'm not sure, but it didn't feel right. 
One of the best dishes of the night was octopus with salicornia. The saladish plate contained smoked octopus, boiled salicornia, croutons, lemon juice, and olive oil. I think it requires great imagination and expertise to come up with a combination like this.   
Roast beef is not a regular of the Turkish cuisine, hence we were excited to see it on the menu. Although I'd preferred the mustard to be stronger/spicier I really enjoyed the tender and aromatic roast beef. 
Spiced mutton liver, or Arnavut cigeri, as it is called in Turkish, is an extremely strong flavored meat and not often that much liked. I, on the other hand, love the small fried ones served with chopped red onion. The ones at Lokanta Maya also contained red onion with sumach, but their sizes were a bit too big for my taste. The one thing that I really liked, and which made the dish different, was the shredded lemon peel mixed with the onion. It added a sour / citrus taste, which works perfect with liver. 
There isn't much to say about this plate of feta cheese, currant, green olives, thyme and olive oil. The ingredients come from specific regions of Turkey, which is what makes this combination so good. 
One of the best things of going to a restaurant as a big group is the ability to try all the desserts on the menu :). Which is exactly what we did. The strawberry tart was soft and creamy but again the piecrust was a bit too hard. The icecream with vanilla and lavender flavor, on the other hand, was amazing. I love when restaurants try new flavors on icecream, especially when it works out as good as with this one. 
Unfortunately, the picture doesn't do justice for the pudding, i.e. sakizli muhallebi, with blackberry sauce. I promise it was yummy :). 
Best of them all... Bergamot flavored icecream... Can't even describe it, that's how good it was. Please just go and try. 

As for the prices, it was cheaper than we expected. The starters vary between 11 and 24TL and the main courses cost around 27-30TL. We didn't have wine so unfortunately I won't be able to comment on that but the coctails cost 26TL, except for the bellini which cost 20TL.   

Our Points: 
Service 7 
Ambiance 8 
Taste 8 

Lokanta Maya

Kemankes Street 35-A Karakoy Istanbul

Phone: 0212 252 6884

www.lokantamaya.com

3 comments:

  1. little little in to the middle... hahaha cem yilmazi izlerkende cok gulmustum bak simdi yine guldurdun beni :) wallahi resimler cok istah kabartici ,hele sicaktan bunaldigim su anda mojito ve kokteyler pek bir cazip gorundu :))

    ReplyDelete
    Replies
    1. hehe çok sağol :). benim de aklımdan çıkmıyor cem yılmazın sözü o yüzden her fırsatta kullanma yoluna bakıyorum :). aynen mojito ve kokteyl kovalıyoruz bu aralar valla :)

      Delete
  2. bildiğim kadarıyla dondurmalar dondurmacci'nın...
    http://www.dondurmacci.com/
    tavsiye ederim.

    ReplyDelete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...