Thursday, July 12, 2012

Mavi Cennet...Cunda / The Blue Dream...Cunda Island

Sayfalara sığmayacak bir yazı ile karşınızdayım. Cunda...Bir zamanlar Alaçatı'da aldığım hazzı şimdi bana veren Cunda. Kapıların hala kilitlenmediği, sokaktan geçenlerin birbirine selam vermeden devam etmediği, hayatın huzur ve sakinlik içinde aktığı, cici mi cici bir ada burası. En güzel tavsiyelerle gittiğimiz iki günlük muhteşem tatilimizi, biraz çekinerek, sizinle paylaşıyorum.
The Mediterranean coast of Turkey is phenomenal. Most of you, like the majority of the Turkish tourists, are so busy visiting Bodrum, Antalya, and Cesme that you miss out on the real and hidden beauties. One of them is Cunda. A small island in Ayvalik, Cunda's first inhabitants were the Greeks. Hence the beautiful Greek houses. Still you can hear Greek (Romaic) being spoken in the narrow streets of Cunda. A fact that brings even more character to the place. A romantic and peaceful escape, with delicious food, historical sights, and amazing beaches... the perfect vacation. 
For English, please scroll down until the text is finished...
.............................................................................................................................
Nerede Kalmalı? 

Cunda'ya gitmişken eski Rum evlerinden birinde kalmadan olmaz. Butik otellerin her biri birbirinden güzel, tatlı mı tatlı ev sahiplerine sahip. Biz Moshinos Otel'de kaldık, çok da beğendik ama alternatif olsun diye bir kaç oteli aşağıda sıraladım. 

Moshinos Otel: 
Cunda merkezde, fırının biraz ilerisinde ara sokakta yer alıyor. Genç bir çift tarafından işletiliyor. Moshinos'un en güzel yanı dekorasyonun tamamen beyaz olması. Odalar küçük ama çok romantik ve zevkle döşenmiş. Açık büfe kahvaltıda birbirinden lezzetli reçelleri tadabiliyor, yumurtanı isteğine göre hazırlatabiliyorsun. Bizim gibi zifiri karanlığı sevenler için panjurların olmaması biraz zor oldu ama gün ışığıyla uyanmak isteyenler için ideal. Moshinos'un en sevdiğim yanı içerisinin dekorasyonu ve ev sahipleri oldu. Yolda asfalt çalışması olduğunu ve dikkatli gitmemiz gerektiği konusunda önceden arayıp uyardılar bizi. Çıkışta hediye ettikleri sabun da ayrı güzeldi. 
Haftasonu gecelik fiyat 250TL. 

Ziya Bey Konağı:
Ziya Bey konağı ismi sizi havaya sokmasın, Ziya otel sahibinin adı. Ne güzel de yakışmış :). Ama otelin kendisi gerçekten de konak. Moshinos otelin yakınlarındaki Ziya Bey Konağı benim ilk tercihim olmuştu ama ne yazik ki odaları kalmamıştı. Siz de benim gibi tarihi dokusu olan yerlere özeniyorsanız burada kalmanızı öneririm. 

Sobe Otel:
Burası Özgür'ün favorisi oldu. Cunda'nın yanılmıyorsam en pahalı butik oteli haftalar öncesinden dolmuştu. Çeşme'deki Taş Otel'i hatırlattı bana.

Ortunç Otel: 
Ortunç otel yukarıda sıraladığım butik otellerden farklı olarak deniz kenarında, kendine ait plajı olan bir otel. Denizi ve yemekleri ile oldukça popüler bir seçim. Ben yine de merkezdeki Rum evlerinden birinde kalmanızı öneririm. Gündüz ne de olsa ücret karşılığı beachten faydalanabilirsiniz. 

Bunun dışında daha bir çok otel var ama yazı sadece otel olmasın diye burada duruyorum. Daha çok seçenek isterseniz küçük oteller kitabını alabilir veya kucukvebutikoteller.com'a girip bakabilirsiniz. 
..................................................................................................................................

Nerede ve Neler Yenmeli / İçilmeli?

Gelelim asıl konumuza...Cunda tam bir yemek cenneti. Sakız adasına yakınlığı nedeniyle sakızlı dondurma, sakızlı muhallebi ve sakız likörü gibi tatlar popüler ve mutlaka denenmeli. 

Sakızlı Girit Dondurmacısı'nda Sakızlı Dondurma: 
Sakızlı dondurmayı biz sahilde Sakızlı Girit Dondurmacısı'ndan aldık. İki top dememize rağmen biz dur diyene kadar doldurdular külahı. Bayıldım :). Yine de hepsinin aşağı yukarı aynı lezzete olduğuna inanıyorum o yüzden burada özellikle bir isim seçmeye gerek yok bence.

Vino Şarap Evi'nde Sakız Likörü: 
Sakız likörünü adaya ilk tanıtan Vino Şarap Evi akşamları tıklım tıklım oluyor. Yerli yabancı şarapları peynir tabağı eşliğinde içmek burada büyük keyif. Özgür'le çok kısıtlı vaktimiz olduğu için yemeği balıkçıda yeyip burada birer sakız likörü içtik. Likörün tadına sanırım bir şey söylememe gerek yok. Yoğun, tatlı ve kıvamlıydı. Kırmızı sandalyelerine bayıldım.

Zeytindalı veya Taş Kahve'de Sakızlı Muhallebi, Sakızlı Kahve ve/veya Lokma Keyfi: 
Cunda'nın sembollerinden sayılan Taş Kahve'de sakızlı kahve içmeden ayrılmamalı adadan deniyor. Çok kalabalık olduğu için bu seferlik Zeytindalı Kahve'yi tercih ettik. Arka bahçenin Cumartesi kurulan pazar manzaralı olduğunu görünce daha da bir mutlu olduk.
Menüde Dibek kahvesini gören Özgür bir anda heyecanlandı. Pek kahveden anlamayan ben sonradan öğrendim ki Dibek kahvesi eskilere dayanan çok zahmetli bir kahve öğütme yöntemiymiş. Bu nedenle de pek yerde göremezsiniz. Pişirme şekli aynen Türk kahvesi gibi, o nedenle de tadı da benziyor. 
Henüz sakızlı dondurma yediğimiz için lokma istedik tatlı olarak. Gördüğünüz gibi oburluğumun sonu yok :). Üzerine biraz tarçın dökülmüş lokma hayatımda yediğim en güzeliydi. Normalde ısırdığında önce hafif bir boşluk olur, sonra hamurun geri kalanı ağzına gelir. Bu öyle değildi. Resmen dış ve iç yüzü birdi. Tarif etmekte zorlanıyorum o yüzden tadına bakmalısınız. 

Sevim-Necdet Kent Kitaplığı Cafe'sinde bir Limonata veya Akşam Üstü İçkisi:
Buradan daha detaylı bahsedeceğim aşağıda ama muhteşem bir manzaraya sahip tarihi bir kilisenin içinde bu cafe. Biz gündüz gezerken birer limonata içtik ama akşam üstü uğrayıp birer içki de alabilirsiniz.

Avşar Büfe'de Ayvalık Tostu: 
Cunda'da Ayvalık Tostu yapan yere rastlamadık. Belki de yeterince dikkatli bakmadık. Neyse, onun yerine tavsiye üzerine Ayvalık'ta Tansaş otoparkının yanındaki Avşar Büfe'ye gittik. Sıra sıra büfelerin yer aldığı mekan, üzerinin kapalı olması nedeniyle özellikle çok sıcak oluyor. O yüzden mümkünse akşam gidin. Biz İstanbul'a dönerken yol üstünde yedik.

Ayna'da Kahvaltı ve Mürver Çiçeği Reçeli: 
Otelimizde kahvaltı olmasına rağmen Ayna'yı görünce dayanamayıp Pazar günü orada kahvaltı ettik. Mavi rengine bayılan ben için tam bir rüyaydı burası. Önceden rezervasyon yaptırdığımız için güzel bir köşe kapmayı başardık. Az masası var ve hemen doluyor o yüzden sizin de rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Kahvaltısı çok güzeldi. Domatesler kıpkırmızı, salatalıklar diri diri, zeytinler ve lor peyniri aromatik...Kiremitte domatesli peynir almanız şart. Domates suyunun tadı hala dilimin ucunda. Reçellerin sunumu da tadı da inanılmazdı. Özellikle daha önce hiç adını duymadığım mürver çiçeği reçeli harikaydı. İdrar söktürücü etkisi varmış meğer. Beğendiğiniz reçelleri sonradan almanız mümkün. 

Cunda Balık Evi'nde Meze ve Balık Ziyafeti:
Cunda Balık Evi'nin manzarası yok ama yemekleri söylenilene göre harikaymış. Diğer restoranlara göre daha uygun fiyatlara sahip olan Cunda Balık Evi söylenilene göre Rahmi Koç'un da adadaki favori restoranıymış. 

Deniz Restoran'da Meze ve Balık Ziyafeti: 
Deniz Restoran ve Bay Nihat sahildeki iki ünlü balıkçı. Bay Nihat biraz daha pahalı ve İstanbul ile Ankara'lıların favorisi. Deniz Restoran ise Cunda'lıların vazgeçilmezi. İki restoranda da 100'ün üzerinde meze var. İnanabilir misiniz? Ben görene kadar inanamadım. Eğer bizi az da olsa tanıdıysanız tercihimizi Deniz'den yana yaptığımızı tahmin etmişsinizdir :). Teker teker yediklerimizi anlatmayacağım; 100'ün üzerinde meze olunca onda birini bile yesen on tane eder :), ama fotoğraflarını mümkün olduğunca çok koymaya çalışacağım.
Kabak Çiçeği Dolması
Çiroz
Karışık Ot Tabağı
Girit Biberi
Sardalya Kuş
Kaş Kidonya
İstiridye Tarak
Kaş Kalamar
Karides Mantı
Yengeç Kroket
Lokma
Vişne Reçelli Lor Tatlısı
Cunda'yı özetleyen en güzel anlardan birisi yan masanın, bizde olmadığını görünce, lokma ikram etmesi oldu. Hem de kocaman bir tabak. En "kötü" anlardan birisi de Deniz Restoran'a ilk girdiğimizde, masada oturan müşterilerden birisinin, "Heh, İstanbul'lular da geldi" demesiydi. Bayanlar size tavsiyem, ortama ayak uydurmak istiyorsanız benim gibi topuklu ayakkabı giymemeniz. Zaten o taşlı yollarda yürümek imkansız, o da ayrı konu. 
...............................................................................................................................

Nerede Denize Girilmeli?

Sarımsaklı Plajı Aytaş Otel'in Beach'i:  
Bir çoğunuz Sarımsaklı Plajı'nı duymuşsunuzdur. Ayvalık'ın biraz dışında yer alan uzun bir sahil şeridi burası. Tamamen ince kumdan oluşuyor. Büyük kısmı halk plajı ve o yüzden de inanılmaz kalabalık ve maalesef de biraz pis oluyor. Aytaş Otel ise plajın en sonunda kendine özel bir alanı kapatmış, burayı beach yapmış. 25TL giriş ücreti karşılığında bir içecek ve şezlong alabiliyorsunuz. Kum çok sıcak olduğu için biz, çimlerin üzerinde yer alan yastıklardan faydalanmayı tercih ettik. Püfür püfür keyifli bir gün geçirdik. 

Ortunç Beach Club: 
Yukarıda da bahsettiğim gibi Ortunç Beach Club Cunda'nın en tercih edilen beach'i. Aynı zamanda da en pahalısı. 50TL (tabi değişmediyse) giriş ücreti olan yer muhteşem denizi ve harika öğle yemekleri ile ünlü. Bodrum ve Çeşme'deki beach club'ları anımsatıyor; o yüzden biraz daha lüks bir yer arıyorsanız burası doğru adres. Gittiğimiz haftasonu Komili'lilerin düğünü olduğu için ne yazık ki burayı deneme fırsatımız olmadı. 

Ada Camping: 
Ortunç Beach Club'a gidemeyince yine aynı koyda yer alan Ada Camping'e gittik. 25TL giriş ücreti kanımca biraz fazlaydı. Burada lüks beklemeyin. Adından da anlaşılacağı gibi salaş bir ortamı var. Ama denizi harika. Kumsalı taşlık olduğu için iskeleden girdik hep. Yemekler meze ağırlıklı ev yemeği. Taze ve lezzetliydi.

............................................................................................................................

Nerede Alışveriş Yapılmalı? 

Öncelikle zeytinyağı ve zeytin şart. Bir arkadaşımız Ayvalık'ta Cömert Zeytinyağı'nı önerdi, biz de oraya gittik ama başka yerler de vardır mutlaka. 

Cömert Zeytinyağı: 
1723 yılından bu yana var olan köklü firma en iyi 10 zeytinyağı markasından birisi seçilmiş. Bizim gittiğimiz dükkanı Ayvalık heykelinin yakınındaki fabrika satış merkezi oldu. Sahibi güler yüzlü ve cana yakın birisi. Zeytinyağı diye girmişken sabun, krem de dahil olmak üzere mağazada ne varsa alıp götürdük. 

Matruska Tasarım: 
Cunda'da bir çok dekorasyon, hediyelik eşya ve giyim mağazası bulunuyor. Benim favorim fırının yakınındaki Matruska oldu. Anne ve iki kızlarının işlettiği dükkan el yapımı hediyelik eşyayla dolu. Bir şey almayacak olsanız bile mutlaka uğramanızı öneririm.

...........................................................................................................................
Nereler Görülmeli? 

Cunda Adasına ilk yerleşenler Rumlar olmuş. Bu nedenle de evlerin çoğu eski Rum mimarisinde. Neyse ki yerine yenileri yapılmamış, taş sokaklarda dolaşıp bu güzel evlerin tadını çıkartabiliyoruz. Cunda'nın her köşe başında karşınıza tarih çıkabilir o yüzden en azından yarım gününüzü ayırıp sokaklardan birine dalıp kaybolmaktan çekinmeyin.

Sevim Necdet Kent Kitaplığı eskiden bir kiliseymiş. Bugün ise kütüphane ve cafe olarak hizmete açık. Cunda'ya tepeden hakim yer yel değirmeni ve içindeki kilise kalıntıları ile mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Taksiyarhis kilisesi ve ve Cunda Ayışığı Manastırı da görülmesi gereken diğer yerler arasında. 

Cunda'nın kedileri, mavi panjurlu bakkalı, dışarıya mis gibi kokular yayan eski fırın ve daha bir çok güzellik bizi büyüledi. Cunda'ya tekrar gitmek için can atıyoruz.



.............................................................................................................................
.............................................................................................................................

Where to Stay? 

There are many options on where to stay in Cunda. Most of the boutique hotels are situated in one of the lovely Greek houses in the center of Cunda. We stayed at the Moshinos hotel, which we really enjoyed, but I've listed a few others that I found interesting as well. 

Moshinos Hotel:
Moshinos hotel is located in the center of Cunda, on a narrow street close to the historical bakery, Cumhuriyet firini. The place is run by a young couple. They do have taste, that's for sure. The place is decorated entirely in white, yet manages to look authentic and welcoming. The rooms are small, romantic and tasteful. The open bufe breakfast has all kinds of delicious jams and you can order your egg any way you want it. The rooms only have thin curtains so the sun lights up the room pretty early but you might like that. I loved the soap they gave as a gift when we left the hotel.
The nightly weekend rate was 250TL (inclusive of tax). It's cheaper during the week.    


Ziya Bey Konagi:
In my opinion, this old building is one of the most beautiful ones on the island. With its mozaik windows and high ceilings it feels as if you've entered a historical place. Unfortunately they didn't have any rooms left the weekend we went. It's close to Moshinos hotel.  

Sobe Hotel:
This hotel became Ozgur's favorite. Not to be surprised, I believe it's the most expensive boutique hotel on the island. All the rooms were booked way in advance. 

Ortunc Hotel: 
Among these hotels, Ortunc is the only hotel that's located by the beach. It has more rooms and a private beach with delicious lunch options. If you ask me, I'd recommend you stay in one of the Greek boutique hotels and visit Ortunch beach club during the day. 

Of course there are plenty of other options as well but I had to stop somewhere :). If you want to check out other places, I'd recommend the website www.kucukvebutikoteller.com
..................................................................................................................................

What to Eat&Drink Where? 

Cunda is a food heaven. Because the Chios Island is so close, mastic ice cream, mastic dessert, mastic coffee, and mastic liqueur are favorite tastes that must be tried. 

Mastic Ice Cream at Sakizli Girit Donurmacisi:
We got our mastic ice cream from this place by the seaside but there are many others and I believe they pretty much taste the same. What I liked about this one was how how much you got for so less.  

Mastic Liqueur at Vino Wine House: 
Vino Wine house is the place to first introduce mastic liqueur to the island. It's the best chill out place with a glass of local or imported wine and a huge cheese plate. The red chairs are charming and you can just sit down for hours. 

Mastic Coffee and Dessert at Zeytindali or Tas Kahve:  
Tas Kahve is considered one of the symbolic places of Cunda and is a must for mastic coffee. Because it was so crowded, however, Ozgur and I decided to go to Zeytindali Kahve. It has a lovely backyard and overlooks the bazaar open on Saturdays, which was when we went. 
Zeytindali Kahve is one of a few places to serve Dibek Coffee, an almost ancient coffee grinding method. It requires great effort to prepare, hence the reason for its little existence. You don't want to miss it when you see it on the menu. 
Lokma, a dough based pastry similar to doughnut, is rather common in this area and such a delicious dessert I simply couldn't resist it. It was served with syrup and cinnamon.  

Lemonade or Afternoon Coctail at Sevim-Necdet Kent Kitapligi Cafe:
I'll further explain about this place below but in short, this cafe is located in the court of an old church with a gorgeous view of Cunda Island. Since we came on an early hour, we only had lemonade but it's also perfect for an early evening drink. 

Ayvalik Toast at Avsar Bufe:
Avalik toast, a well known snack of Ayvalik (hence the name), is in particular special for its bread. The rest is pretty basic: cheddar, sliced sausages, soujouk, pickled cucumbers, ketchup, and mayo. You can't come all the way to Ayvalik and not try this famous dish. We couldn't find any in Cunda so on our way back to Istanbul we stopped in Ayvalik to get some. According to a friend, the most popular one is Avsar Bufe, situated next to Tansas supermarket. It gets really hot during the day so I'd suggest you go in the evening or at night.  

Breakfast at Ayna: 
Despite our breakfast inclusive deal we couldn't resist this cute cafe and decided to have breakfast there on Sunday morning. The decoration is simply stunning. With its blue and white colored pillows and curtains, Ayna feels really refreshing and uplifting. Making a reservation in advance, we got a beautiful corner spot. I'd suggest you do the same, cause it gets really crowded in the weekend. The breakfast was delicious. The reddest tomatoes I had ever seen, crispy cucumbers, aromatic olives from the region, and amazing jams. I loved the presentation of the jams. Don't forget to order melted cheese with tomatoes. It's the best. 



Fish and Mezze at Cunda Balik Evi: 
Cunda Balik Evi doesn't have a view but it's said to have delicious food. It's a lot cheaper than the other fish restaurants and favored among the locals. 

Fish and Mezze at Deniz Restaurant: 
Deniz Restaurant and Bay Nihat are two famous fish restaurants on the seaside. They both have a beautiful view of the water. Bay Nihat usually gets packed with the Istanbul and Ankara crowd and is more expensive than Deniz. The locals, however, prefer Deniz. By now you can probably figure out which restaurant we chose...of course Deniz. I'm not going to describe each one of the dish that we tried, especially considering the restaurant has more than 100 different mezzes and we ate at least one tenth of them :). But I'll try to add as many pictures as possible. 



.................................................................................................................................

Which Beaches to Visit?

Aytas Hotel in Sarimsakli Beach: 
The Sarimsakli beach is in Ayvalik and probably the most well known in the area. It has a long coastal line and is entirely sand. The majority of the beach is public, hence, the crazy crowd. However, Aytas Hotel, which is located at the far en of Sarimsakli, has its own private beach and for a small fee you can buy yourself a peaceful day, good food, and a sunbed with umbrella. Because it was so hot that day, Ozgur and I preferred to stay in the shade lying on the giant pillows on the grass. 

Ortunc Beach Club: 
Ortunc Beach Club is probably the most favored beach in Cunda. It has crystal clear water, delicious food, and the luxury that can easily compete with the high end beaches in Bodrum. Unfortunately Ozgur and I didn't get a chance to try the place out, cause of a wedding that day, hence I'm not sure if it has a sand beach. There is an entrance fee of 50TL (might have changed by now). 

Ada Camping:
Because we didn't get a chance to try Ortunc Beach Club we decided to at least take advantage of the beautiful bay and went to Ada Camping, situated next to it. The 25TL entrance fee was, in my opinion, a bit too much for the place, especially considering it was nothing different than a public beach. The water, however, was worth it all, and the food was fresh and tasty. The menu comprised mostly of home made mezzes. 



............................................................................................................................

Where to Shop? 

Firstly, olive oil and olives are a must. A friend of ours recommended Comert Zeytinyagi (Olive Oil) so we didn't look for anywhere else. 

Comert Zeytinyagi: 
The famous family owned brand was founded in 1723 and has since, kept its reputation as one of the best olive oil brands in the market. The store we visited was located in Ayvalik, close to the statue on the main square. The owner was extremely nice and helpful. We ended up buying almost everything available, i.e. olive oil, olives, soap, lotions, etc. 
Matruska Design: 
Many of the stores in Cunda sell decorative and gift items. They are all worth a visit but my absolute favorite one is Matruska Design, owned by mother and two daugthers. Most of the items are hand made and reasonably priced. Even if you aren't planning to buy something, still stop by to take a quick look. 
...........................................................................................................................

What to See?

The first inhabitants of the island where the Greeks, or Rum as we call them. Most of the houses are therefore in Greek architecture and beautiful to look at. Each of these stone buildings are different from the other and the best would be to get lost in the narrow streets and just wander around. 

Sevim Necdet Kent Kitapligi used to be an old church. Today, it has been restored and is now used as a library and cafe. Still, it contains much of its origin, especially the paintings inside. Located on one of the highest hills of Cunda, it is a perfect observation spot and a sight you shouldn't miss. 

Taksiyarhis Church and the Cunda Ayisigi Monastery are other historical sights that are worth a visit.  

The cats of Cunda, stone houses with their blue window blinds, the old bakery, and the people's warmth are just a few of the factors that made us fall in love with this romantic island. Let's just hope it never changes...  

25 comments:

  1. yaa cundayi cok merak ediyordum sayende en guzel sekilde merakimi giderdim super anlatmissin herseyi:) ne kadar keyifli gorunuyor her sey sokaklar mekanlar yemekler bayildim... sayende bir cunda yapmak sart oldu :))

    ReplyDelete
    Replies
    1. ne kadar tatlisin cok tesekkurler :) bu guzel yorumla uyanmak cok mutlu etti. cundaya bayilmistim, ne kadar ugrassam az guzelligini anlatmak icin. mutlaka git derim. yeni yerler kesfedersen ben de duymak isterim :)

      Delete
  2. Ya biliyor musun tas kahvenin sahibedi bir blogger ve bize hep gelin cundati kesfedin diyor, senin bu yazin merakimi arttirdi hatta aklimda bozcaada vardi cunda one gecti:) alacatinin ilk zamanlari bwni en cezbeden cumlen oldu;)

    ReplyDelete
    Replies
    1. cicim bozcaadaya gidersen de hiç fena olmaz bu sefer ben senden tavsiye alırım :) bizim de listemizde orası, assos ve midilli var. şaka bi yana muhteşem cunda. benim gibi hain bloggerlar tarafından iyice duyurulmadan gidilmeli :). çok güzel, çok romantik ve çok da yakın :)

      Delete
  3. Muhtesem görünüyor hersey. Bir tekne gezisinde 1 saat dolasabilmistim ancak. Gelecek yılın tatil planına aldım Cunda'yi :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. hehe çok sağol :). biraz vakit geçirip keşfetmek, oralı gibi vakit geçirmek lazım. saklı bir cennet bence. bizim de kaçırdığımız kesin bir sürü yer var. iki güne ancak bu kadar ki fena da sayılmaz herhalde :)

      Delete
  4. balayımı cunda da geçirdim. hatta blogumu açma sebeplerinden biridir :) hemen hemen ilk yazılarımda bahsetmiştim cunda dan. cundayı gidip görünce daha çok insanla paylaşmalıyım hissi bana yazdırdı desem yeridir. ayrıca moshos taverna da yunan müziği eşliğinde sarhoş olmak bi başka güzel :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. super fikirmis tam romantik sakin dinlendirici bir yer... bakayim senin de yazina merak ettim. moshos tavernayi baskalari da soylemisti, onunden gectik acayip kalabalik ve neseliydi icerisi ama cok yorgunduk. bi dahaki sefere kesin :)

      Delete
    2. This comment has been removed by the author.

      Delete
  5. 4,5 yıldır Ayvalık'da yaşayan ve TAŞ KAHVE'nin de sahibi olan biri olarak bu güzel Cunda postunu görünce yorum yazmazsam olmazdı:)) Sevgili Aysun(aysstyle) bu posttan beni haberdar etti. Ne güzel yazmışsınız. Ortunç favorim ancak belirtmeden edemeyeceğim ÇOCUKLARI KABUL ETMİYORLAR:(( Ve pek tabii artık bir Cundalı olarak bizim de restaurant tercihimiz DENİZ Rest, ADA REST veya Cunda Lezzet Dünyası Yıldıray'ın Yeridir.

    Ayna her zaman favoridir:)

    ADA CAMPING'de favorimdir ancak ben yemeklerindeki lezzeti maalesef beğenmeyenlerdenim. Bununla ilgili bir postumda var:) http://papis-style.blogspot.com/2012/07/huzur-yerim-ada-camping.html

    ReplyDelete
    Replies
    1. orali birisi olarak sizden bu guzel yorumu almak cok mutlu etti beni :) tekrar gidecegimiz icin bu tavsiyeleri almak super oldu. tas kahveyi de bir dahaki sefere kesin ziyaret ederiz. sevgiler cok tesekkurler tekrar:)

      Delete
  6. Ben sakızlı her şeyi çok severim, o sebeple orda olsam anlattığın sakızlıları bol bol denerdim herhalde :) kahve fincanı ne kadar güzel, yemeklere bir şey bile denemez hepsi mükemmel görünüyor yine!

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok sağol Gizemcim, o kadar alıştım ki senin yorumuna uyanmaya, valla gelmese çok üzülürüm herhalde :)...sakızlı şeyleri seviyorsan cunda tam senlik.

      Delete
    2. haha..hep de geceye denk geliyor okumam, kendimle savas veriyorum sonra.p

      Delete
  7. Bir Ayvalıklı olarak Ayvalık'ı masal tadında okumak inan çok keyif verdi, ne güzel gözlemler ve fotoğraflar...Çok çok güzel, eline sağlık :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bu harika bir iltifat, ne diyebilirim çok mutlu ettin bizi :). çok teşekkürler güzel yorumun için.

      Delete
  8. merhaba,
    ben daha önce Cunda'ya gitmiştim ama vaktimiz dardı, çok gezememiştik.
    o kadar güzel yazmışsın ki daha uzun bir vakit ayarlayıp tekrar gitmek isteğim depreşti.
    gerçekten kalemine sağlık,
    bu arad güzel resimler içinde ayrıca teşekkürler

    ReplyDelete
    Replies
    1. güzel yorumun için asıl ben teşekkür ederim :). cundaya vakit ayırmak lazım yoksa özelliği gidiyor. babamlar bir kaç saatliğine gitmişti, pek etkilenmedi. yazıyı görünce şaşırdı, bunlar da mı vardı diye :))

      Delete
  9. çok mutlu oldum gitmenizee 20 yıldır her yaz ordayım. Hatta bugün işten bi çıkayım soluğu gene orada alıcam. Tekrar gelin hadi daha bir sürü tavsiyelerim var :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kesin bir daha gitcez, en kisa zamanda da yeni tavsiyeler dinlemek isterim canim. cok kiskandim valla keyfin bol olsun :)

      Delete
  10. Blogunu Lulucum sayesinde kesfettim ve cok begendim, postlarin cok lezzetli, agzimin suyu akti. Bodrum ve Cunda postlarini fave folder a attim hemen : )

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok sağol Lila, beğenmene sevindim :). güzel yorumlar aldığımda çok mutlu oluyorum. ben de blogunu hemen incelemeye alıyorum...iyi haftasonları

      Delete
  11. Wow, fantastic blog layout! How long have you been blogging for?
    you make blogging look easy. The overall look of your website is wonderful,
    let alone the content!
    Also visit my web site :: Oyunu

    ReplyDelete
  12. Muhtesem görünüyor hersey. Bir tekne gezisinde 2 saat dolasabilmistim ancak. Gelecek yılın tatil planına aldım Cunda'yi :)

    ReplyDelete
  13. Cundayı çok seviyorum :)Taş kahvede türk kahvesini ve Saki'den lokma yemeden ayrılmam :)Güzel bir paylaşım olmuş.Emeğine sağlık .

    ReplyDelete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...