İstanbul'da o kadar balıkçı var ki, artık hangisine gideceğimizi şaşırmış durumdayız. Çoğunda da ya kazık yiyorsun, ya da yemeklerin kalitesi yetersiz oluyor. Bir kaç restoran var ki, yıllardır faaliyet göstermelerine rağmen, ilk günden beri aynı lezzette ve kalitede yemek ve hizmet sunmaya devam ediyorlar. Bunlardan birisi Yelken Restaurant. İlki 1989 yılında Yeşilköy'de açılan Yelken'in Yeniköy boğazdaki şubesini ziyaret ediyoruz. Başka balıkçılarda bulamayacağınız paella dahil, bir çok farklı lezzet için uğrak noktanız burası olmalı.
Istanbul has so many fish restaurants, it's hard to know which one to go to. Unfortunately, a large amount of them offer average products at astronomic prices. There are some, however, that has been able to maintain the same quality price performance for years now. One in particular is Yelken Restaurant. It opens in Yesilkoy in 1989 and becomes a huge success. Today, we're visiting its Yenikoy branch by the Bosphorus. Here you get to taste dishes served at no other fish restaurant in Istanbul, including paella.
...................................................................................................................................
Geniş cephesi sayesinde, masaların çoğunluğu harika bir Boğaz manzarasına sahip. Dörtlü masalar en güzelleri. Tamamen dolu olmasına rağmen kendimizi neredeyse yalnız hissediyoruz. Bunun sebebi, masaların birbirinden mesafede konumlanmış olması. Nihayet, kocamla baş başa geçirebileceğim, diğer masayla kaynaşmak zorunda kalmayacağım bir balık restoranı. Bunun için ayrıca teşekkürler!
Dekorasyon şık, kapıdaki arabalar lüks. Ama kotuyla geleni de var, süslenip elbisesini giymiş olanı da.
The majority of the tables enjoy a beautiful Bosphorus view. What's even better is that the tables are all spread out and with distance from each other. For the first time in a fish restaurant, Ozgur and I can actually enjoy a romantic time without having to listen to the people sitting next to us. The place is fancily decorated but you wouldn't feel odd coming in your jeans either.
Ekmek sepeti sonuna kadar mısır ekmeğiyle doldurulmuş. Burada, mısır ekmeği kalmadı gibi bir sıkıntı yok. Tam kıvamında yağlı ve yumuşak. Kuru ya da çok yağlı olduğu zaman hiç çekilmiyor.
Corn bread is the best thing I know so I hate it when restaurants tell you they're out of corn bread. Thankfully, here, the bread basket is loaded with delicious corn bread.
Beyaz peynirli ince kıyım roka salatası (9TL) sıradan görünüyor olabilir, belki de öyle, ama çok güzel yapılmış. Bazen de marifet, sıradan bir yemeği lezzetli ve akılda kalıcı yapabilmek.
The aragula salad with white cheese (9TL) might look ordinary, and perhaps it is, but the taste is yummy. Sometimes, the talent lies in making an ordinary dish stand out.
Menüde ilginç gördüğümüz kadayıfa sarılı karides (tanesi 8TL) harika. Çıtır çıtır ve altında da tatlı ekşili bir sos var. Adı aklıma gelmedi ama genellikle Çin restoranlarında olur. Ben Yelkenin işletmecisi olsaydım, bu başlangıcı amuse bouche yapar, yani herkese ikram ederdim. Hem hoşluk yapmış olursun hem de bir imzan olmuş olur.
The shrimp wrapped in shredded wheat (8TL/piece) is brilliant, both in terms of serving and taste. The dipping sauce is sweet and sour and similar to the ones at Chinese restaurants. If I were the manager, I'd give this starter as an amuse bouche.
Paella'ya (90TL) yer kalsın diye başka bir şey yemiyoruz. İyi ki de öyle yapıyoruz. Yaklaşık bir saat sonra (pişirme süresi), kocaman bir bakır tencerede geliyor yemeğimiz. Dört kişi ortaya söyleyip, mezelerle birlikte karnınızı rahatlıkla doyurabilirsiniz. Biz iki kişi bitiremiyoruz.
In order to save room for the paella (90TL), we order nothing else. And I am glad we don't, as the food arrives one hour later in a huge copper pot. You can easily be four and order the paella to share together with some appetizers and be totally full.
Ağaç konusunda ne kadar kötüysem, balık konusunda da o kadar kötüyüm. Bu nedenle paella'nın içinde hangi balıkların kullanıldığını söyleyemeyeceğim ama karides olduğu kesin :). Safran ve baharatlı yemekler seviyorsanız bu yemek tam size göre. İspanya'da yediğim paella'ların pirinci biraz daha diriydi ama yine de tadı leziz.
I'm useless when it comes to distinguish fish so I can only tell you the paella has, obviously, shrimp in it. The rice is slightly more cooked then I'm used to but it's really well made. Spicy and with the right balance of fish and rice.
Aslında tatlı yiyecek halimiz yok ama garsonumuzun ısrarıyla pişmaniyeli cheesecake (15TL) söylüyoruz. Siz siz olun, şeker komasına girmek istemiyorsanız, bu tatlıyı söylemeyin. Aslında pişmaniyenin altında saklanan cheesecake lezzetli ama ikili birleşince, kalbi ve dişleri zorlayan bir tatlı ortaya çıkmış. Neyse ki menüde güzel başka tatlılar da var.
Although we don't have room for any dessert, we can't say no to our waiter who insists on the cheesecake with flossed halva (15TL). Unless you are used to injecting sugar straight to your brain, don't order this dessert. It's just too too sweet. The cheesecake is actually pretty good but the combo is unfortunately not. Luckily, there are many other traditional desserts on the menu.
Ambiyans, hizmet, lezzet ve manzara, her açıdan çok ama çok güzel bir yer Yeniköy Yelken. Masaya menü getiren ve dolayısıyla fiyatları görmenizi sağlayan nadir mekanlardan birisi. Gitmediyseniz kaçırmayın.
Bir sonraki ziyareti de, Time Out'un yemezseniz olmaz dediği levrek dolması, balık mantısı ve balık kavurmasıyla yapacağız.
Bir sonraki ziyareti de, Time Out'un yemezseniz olmaz dediği levrek dolması, balık mantısı ve balık kavurmasıyla yapacağız.
Yenikoy Yelken is a must have on the list of fish restaurants. The ambiance, service, taste, and view are all thumbs up. It has it all. What's even better is that they bring you a menu so that you can actually see the prices on forehand. That's really rare in fish restaurants in Istanbul.
What did we miss? The fish ravioli, sea bass roll, and broiled fish, all favorites of Yelken.
Ben paella'ya bayılırım, ispanyayı da o sebeple çok sevmiştim sanırım, her yerde yenilebiliyordu. Dediğin gibi istanbulda iyisini bulmak zor, ama burdakinin görüntüsüne bayıldım. Afiyet olsun diyelim :)
ReplyDeleteBen de tam bir paella delisiyim canım. yanına da bir şişe rioja veya tempranillo. misss. dünyanın en iyi restoranı da barcelonada zaten, en kısa zamanda gitmek lazım :). yelken'e gidersen merak ettim, yorumunu söylersen sevinirim.
Deleteaslında hiç paella yemedim ama nedense dün aklıma düştü :D acaba istanbul'da paella yapan bir yer yok mu diye düşündüm. ve bugün blogger'ı açtığımda bu yazıyla karşılaştım :)
ReplyDeleteaaa süper denk gelmiş :)) valla çok mutlu oldum :). umarım beğenirsin. başka paella yapan yer bulursan ve denersen haber verirsen sevinirim. ben tam bir paella hastasıyım çünkü.
DeleteYıldız'cım allahtan evime yakın bu saatte canımı bu kadar çektirmeni affetmezdim:)
ReplyDeleteHehe Didemcim, valla ben de fotolara bakarak karnımı sürekli aç tuttuğum için kendimi affedemiyorum :). gittin mi bari? umarım beğenmişsindir/beğenirsin.
Deletevalla karides harikaydı. paellayı da çok beğendim ama -bu söylediğimden utanıyorum tabi ki- malzemesi çok bol pilavı az geldi bana. en sonunda tabakta bir sürü yenmemiş ahtapot duruyodu:) ama bütün olarak tadı gerçekten çok güzeldi.
Delete