Sunday, May 27, 2012

Balıkçı Kahraman'ın "Kahraman" Aşçısı.. / Best Turbot Fish in Istanbul at Balikci Kahraman

Yıllardır herkesten en iyi Kalkan Balığının Balıkçı Kahraman'da olduğunu duyuyorum. Ailem de ben yurt dışındayken gittiklerinden, yedikleri soğanlı domates salatasından ve Kalkan balığından dışarıda her yemek yediğimizde bahsederler. Rumeli Kavağı'nda oluşu nedeniyle sürekli geciktirdim gitmeyi, nedense uçağa atlayıp Bodrum'a gitmek kadar uzak geldi gözüme. Nihayet bir aile yemeğinde artık dayanamayıp yerimizi ayırtıp, bir Cumartesi akşamı Balıkçı Kahraman'ın yolunu tuttuk.. Kalkan balığına olan sevdam geç de olsa işte bu restoranla başladı.

It's been years now that I've been hearing about Balikci Kahraman... a fish restaurant known for their delicious turbot fish. My parents went there while I was abroad studying and ever since, they've been talking about how tasty the turbot fish and the onion and tomato salad were. Because Balikci Kahraman is located in Rumeli Kavağı, i.e. the far end of the Bosphorus close to the Blacksea, I've been too lazy to go. Finally, at a family reunion, I couldn't resist it anymore and on a Saturday evening we all headed to the famous fish restaurant. And that's how my love for turbot fish started.. 
...........................................................................................................................



Daha kapıdan girmeden burada kalkan yemeniz gerektiği dışarıda üst üste dizilmiş düzinelerce balıktan belli. Ben fotoğraf çekerken ustalardan birisi gelip en az 30 tanesini içeriye götürdü. Korkup kendisine sordum, bize de kalır mı diye... Dayanamayıp güldü; "Hiç merak etmeyin, bizde kimse kalkan balıksız kalmaz :)".
İçerisi çok sade ama konsepte uygun döşenmiş. Tavandan balık ağları sarkıyor, duvarları ise Turgut Özal dahil bir çok tanınmış simanın fotoğrafları süslüyor. Kalabalığın yarattığı tatlı uğultu ile samimi ve sıcak bir restoran olarak aklımda yer ediniyor Balıkçı Kahraman. Manzarası da olmadığı için kendinizi tamamen birlikte olduğunuz insanlara adıyorsunuz.
Masaya oturur oturmaz ince mısır ekmeği geliyor sofraya. Sıcacık ve kıtır kıtır. Hiç böylesini yememiştim. Genellikle daha yumuşak ve kalın olurken buradaki bir çeşit gözleme gibi olmuş. Çok ama çok beğendik.
Ailemin dilinden düşmeyen, sürekli bahsettikleri soğanlı domates salatası geldiğinde nihayet neden bu kadar büyütüldüğünü anlıyorum. Görünüşte basit bir domates, soğan ve yeşil biber salatası gibi duran tabak tada gelince tamamen başka bir boyut. Çocukluğumuzun hormonsuz, kıpkırmızı, ağızda patlayan domatesleri zeytinyağı ve soğanın tadı ile karışınca harika bir salata olmuş. Anında bitiyor ve ikinci porsiyonları istiyoruz.
Takoz lakerdası yumuşacık. Az tuzlu, taptaze, çok ama çok lezzetli. Rengi bile farklı sanki. Karaköy Lokantası'nın leziz lakerdasını da buradan sevgiyle selamlıyorum o arada :).
Ben midye dolmayı yazlık yerde, kumsalda, küçük boyutlarda yemeyi seviyorum. Balık restoranlarındakiler nedense cezbetmiyor beni. Belki koydukları kuş üzümü yüzünden olabilir. Yine de Balıkçı Kahraman'daki başkalarına nazaran daha güzel geldi. Belki ortamdan kaynaklanıyordu :).
Uskumru çok başarılıydı. Belki fotoğraftan da belli oluyordur, normale göre daha yumuşaktı ve aşırı tuzlu değildi.
Patlıcan ezmesi de yediğim en iyilerdendi. Közde patlıcan gibi bir tadı vardı ve yine çok tazeydi.
Kalamara pek düşkün olmamama rağmen buradakine bayıldım. Izgara pişirilmiş ve ardından tavada tereyağ ve baharatlarla çevrilmiş gibi geldi bana. Rahatlıkla yediğim en iyi kalamardı diyebilirim.
Istakoz güveç yine gecenin en iyilerindendi. Pane edilmiş ve dilimlenmiş domates, közde biber ve pul biber ile servis edilmişti. Istakozu daha önce hiç böyle yememiştim ve çok ama çok lezzetli buldum.
Kardeşimin gluten alerjisi olduğu için ona tereyağında karides sipariş ettik. Normalinde daha etli ve büyük olan ufak karidesler bol miktarda pul biber ve tereyağ ile tavada pişirilmişti. Dayanamayıp neredeyse yarısını da ben yedim.
Nihayet sıra kalkana geldi. Bu kadar yemeğin üstüne nasıl hala açtık inanın ben de bilmiyorum ama kalkan değil de başka bir şey olsaydı hayatta yiyemezdim, ona da eminim.
Yemek blogum olduğunu öğrenen ustamız Erkan Bey pişireceği kalkanları masamıza getirip güzel bir poz verdi, sağ olsun :). Balıkçı Kahraman'da servisin kötü olduğunu okumuştum daha önce, ama bizde servis dört dörtlüktü. Belki çok yediğimizden belki de benim yazar olmamdan etkilendiklerinden mi bilmiyorum ama hiç bir eksik yoktu :).
Bütün gece bizimle ilgilenen garsonumuz Mustafa Bey de kalkanları servis ettiğinde poz vermeyi ihmal etmedi, ben de karşılığında onun resmini bloga koyacağıma söz verdim.
Kalkanın dişisi makbul olurmuş. Ben erkeğini de yemediğim için ikisini maalesef kıyaslayamam ama bizim yediğimiz dişinin gerçekten geldiğimiz onca yola değdiğini söyleyebilirim. Kalkan balığını bütün halinde ve tavada hazırladılar. Vedat Milor ızgarasının çok lezzetli olduğunu yazmış ama bize pane edilmiş hali önerilince onu yedik. Yumuşacık ve ağızda eriyen cinsteydi. Tuzu da tam kıvamındaydı. Hiç bir ekstrası olmadan en sade haliyle çok ama çok lezzetli bir balıktı.
Kardeşime de yine pane edilmemiş ama tavada hazırlanmış kalkan balığı geldi. O da yine çok güzelmiş. Glutene alerjisi olanların aklında bulunsun.
Tatlıya yer olmamasına rağmen bu kadar yol gelmişken onları da denemeden olmaz diyerek ortaya en popülerleri istedik. Ayva tatlısı, şekerpare ve cevizli irmik helvası. Tatlıların baştan savma olmadıklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Özellikle kaymak ile servis edilen ayva tatlısı bu güne kadar yediğim en iyilerdendi.
Eh tabi çilek mevsimi de gelince sofrada meyvemiz eksik olmasın diyerek çilek istedik. Toz şekerin de etkisiyle tatlılardan aşağı yanı yoktu meyve tabağımızın.
Artık hesap ödeme zamanı gelmişti ki Balıkçı Kahraman'ın şefi ve aynı zamanda sahibi uğradı masamıza. Restoran ile aynı ismi paylaştığını duyunca sevindim, yazıma başlığı hemen kafamda belirledim: "Balıkçı Kahraman'ın Kahraman Balıkçısı". Kelime oyunlarını severim :)

Ne kadar ödediğimize girmeyeceğim. Aile büyükleri ödediği için neyse ki bu sefer kurtardık, ama ucuz olmadığını söyleyebilirim. Tabi bizim kadar abartmayabilirsiniz, ama yinede kalkan balığını tercih ettiğiniz durumda, ki buraya gelirseniz tercihiniz kesinlikle o yönde olmalı, adam başı minimum 100TL'yi gözden çıkartmalısınız.

Sonuç.. harika lezzetler tattığımız çok keyifli bir geceydi. Balıkçı Kahraman'a son gidişimiz olmadığı kesin.

Puanlarımız:
Genel 8
Lezzet 9
Servis ve Ambiyans 8


Balikci Kahraman

Tel: 0212 242 9899

Email: balikcikahraman@hotmail.com

Web: www.balikcikahraman.org 


...........................................................................................................................

You only need to take a step towards the entrance of Balikci Kahraman to see the dozens of turbot fishes lined up one after another and understand that this is a place where you should eat turbot fish. While I was taking some pictures, one of the waiters came and took at least 30 of the fishes. Afraid there would be no left for us, I slowly asked: "Will there be enough for us?". He started laughing and answered back: "No worries, here we never run out of turbot fish" :). 


The restaurant is simply decorated. Fish nets are hanging from the ceiling and photographs with famous celebrities and authorities occupy the walls. Even though the place has no view, the chats and laughs of the guests with the light music in the background creates a nice and cosy atmosphere.    
As soon as we sit down corn bread is brought to the table. It's hot and crispy. I've never eaten it like this. Normally it's softer and thicker. I really like this one more. It's superb. 
When the tomato and onion salad arrives I understand why my parents have been making such a fuss about it. From the outside look, it's just a simple salad made up of tomatoes, onions, and green pepper. But when it comes to the taste, it's heavenly. The tomatoes reminds me of the ones from my childhood, sweet and juicy. Adding the olive oil and green pepper and the combination is perfect.


The salted tunny is extremely soft. With only a bit of salt and fresh as if just picked up from the water, it's delicious. Even the color looks different, somehow lighter.  
I normally prefer to eat stuffed mussels on the west coast by the beach and the smaller and more simpler ones. Somehow, maybe because of the currant added, the ones at the fish restaurants don't attract me at all. But I still liked the stuffed mussels at Balikci Kahraman. Maybe because of the atmosphere :).   
The mackerel was yummy. You might tell from the picture that it was a lot softer than what I've tasted before and not too salty either. 
The egg plant mush was one of the best I've ever eaten. It had the taste of roasted egg plant and was really fresh. 
I'm normally not a calamari person, Ozgur is, but I loved the one at Kahraman. I believe it was grilled first and then cooked with butter and spices in a pan. Not sure though. 
The lobster, again, was one of the best I've ever had. It was fried with bread crusts and served with sliced tomatoes, roasted green pepper and chili powder. This was definitely something new to me.  
Because my brother is gluten intolerant we ordered shrimps. Bigger and more fleshy than normal, the shrimps were cooked with butter and chili powder. It was so good I almost ate half of it. 

It was finally time for the turbot fish. One would probably ask, how we could still have room for main course, but because it was turbot fish we did. 
Learning that I was writing for my food blog, one of the chefs Erkan came and posed for us with a fish in each hand :). I had read on the web that the service wasn't the best but that night it was perfect. 

Our waiter Mustafa smiled at the camera as well, and in return I promised to put his picture on the post. 
Apparently the female version of turbot fish is the best. I've never tasted the male so can't compare, but the female we had was really worth the one hour drive. The turbot fish was fried and served as a whole. You can get it grilled if you like as well but we were told it was tastier this way. Without any added sauce or vegetables, the fish was just perfect. Soft and juicy. 
My brother had the same fish but fried without being kept in bread crusts. If you are gluton intolerant, just ask to get it this way. 
Despite being full we decided to get some dessert and asked for the specials. Quince, sekerpare, i.e. soft pastry with syrup, and semolina halva.. Especially the quince dessert with clotted cream was heavenly. 


For the ladies on a diet, we also asked for strawberries with some powdered sugar. 

Just when we were about the pay the bill the owner and at the same time chef of the restaurant came to say hi. The Turkish title of this post refers to him and the fact that he and the restaurant carries the same name, Kahraman, meaning hero in Turkish. 


Our parents paid so I don't know how much it cost but I can assure you it wasn't cheap. Of course you can stay on the safe side and order only sime minor starters but because you'll have the turbot fish, the bill will come to at least 100TL / person. Either way, it's definitely worth it. We are definitely going back..

Our Points: 
General 8 
Taste 9 
Service and Ambiance 8 


Balikci Kahraman

Phone: 0212 242 9899

Email: balikcikahraman@hotmail.com

Web: www.balikcikahraman.org 





 
  

8 comments:

  1. keşke ögle yemegi vakti, bu guzel lezzet dolu yazıyı okumasaydım yaa:( zaten karnım aç. ben şimdi kalkan balığını nerden bulayım:)şaka bir yana harika bir yazı, bir okadar da lezzetli görüntüler. kalemine saglık....
    gezenyer.com dan sevgilerle....

    ReplyDelete
    Replies
    1. Hehe cok sagol :) kaydettim artik hafizama sayfani :) beni de valla turkiye konusunda cok ozendiriyorsun..

      Delete
  2. Harika görünüyor nasıl canım cektı bılemezsın, agzım sulandı gece gece :)

    http://bir-alisveriskoligin-itiraflari.blogspot.com/

    ReplyDelete
    Replies
    1. Hehe valla ben de yazdikca veya tekrar baktikca canim cekiyor :) kocam keske yemek diil de kilonu zorlamayacak baska bir blog secseydin diyor hep :))

      Delete
  3. Bu kadar güzel görsel olursa insanların gözü doyar da kimseler gitmez oralara ...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Keşke fotoğraflarla benim de gözüm doyabilse. Bende ters etki yaratıyor, tekrar tekrar gitme isteği doyuruyor :).
      Sizi ve yorumlarınızı blogumda görmek çok güzel bu arada..

      Delete
  4. Yedigim en iyi 3 balik icerisindedir, mevsim itibariyle de dogru zaman da gittigimden olabilir. Domates salatasini sabah cikarsinlar o ekmegiyle birlikte kahvalti niyetine cayla yerim vallahi. Amaaaa mirim az bile yazmissiniz en aaaz 100 en aaaz : )

    ReplyDelete
    Replies
    1. kesinlikle katılıyorum ve en az 100'ü aynen senin gibi yazsaydım sanırım daha iyi olurmuş :). domates salatası hala aklımda. ilk defa o kadar güzel bir salatayı doğu karadeniz artvin'in yaylalarında yedim ki o tamamen organikti. güzel ve dolu yorumların için teşekkür ediyorum, lütfen devam :))

      Delete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...