Saturday, February 2, 2013

Karaköy, Unter'le Parti Mekanına Kavuştu.../ Karakoy's Newest Favorite, Unter...

Bir Karaköy aşığı olduğumu sanırım artık anlamışsınızdır. O yüzden orada her bir yeni mekan açıldığında seviniyor, koşarak gidip ziyaret ediyorum. Bir kaç ay önce açılan Unter'e ise ancak geçenlerde gidebildim. Nupera ve Backyard'dan tanıdığımız Esra Muslu ve Zeynep Moroğlu sahipleri olunca tabii ki mekan daha ilk günden doluydu. Lezzetli ve farklı yemekleri yanı sıra Unter'i asıl özel kılan, üst katlarda özel partiler için bir kat ayrılmış olması ve devamında da gece konaklamak için bir yatak odası bulunuyor olması.

The neighbourhood Karakoy is growing more popular each day. Soon it will become the Soho of Istanbul. The restaurants, cafes, and galleries opening up all match with the bohemian atmosphere but at the same time differ from each other. Recently opened Unter is a four floor restaurant with the 3rd and 4th floor serving as a private party and overnight sleeping area. Its well known owners, the tasty food, and the DJ performing on weekends all contribute to the success of intimate gastro pub. 
..............................................................................................................................................................

Karabatak'ın hemen çaprazında, Türk Ortadoks Meryem Ana kilisesinin bitişiğindeki Unter, tıpkı Karaköy'deki bir çok mekan gibi kendine has ve özel bir dekorasyona sahip. Açık renk tuğla ve ahşabın ağırlıkta olduğu Unter'de bayıldığım özelliklerden birisi piliç çevirme istasyonunun olması. Dikkatimi çeken diğer iki güzellikse duvara iliştirilmiş ve içinde tam yuvarlak ekmeklerden oluşan sepetler ve açık mutfak oldu.
Located just across the famous cafe Karabatak, Unter is tastefully decorated with unique designs such as the inbuilt rotisserie and bread and jam basket on the wall. 

Hafta içi olmasına rağmen bütün masalar doluydu. Gerçi giriş katında çok az masa var ama yine de daha yeni açılmış bir yer için büyük başarı. Diğer arkadaşları da beklerken önden birer kokteyl almaya karar verdik. Garsonumuzun ısrarıyla arkadaşım, mekanın spesiyali olan Jagermeister'la yapılan Jagerinha istedi, ben de meyveli caipiroska istedim. İkisinin de hayal kırıklığı olduğunu maalesef söylemek zorundayım. Çocukken içtiğimiz şuruplara benziyorlardı. Bir dahaki sefere Mojito deneyip ona göre kokteylleri konusundaki kararımı vereceğim.
Although it was only a weekday, Unter was packed. The coctails, including their signature Jagerinha, didn't live up to expectations. I'll give the Mojito a chance next time and hope for a better experience.  

Arkadaşlarımızın da yerleşmesiyle bir şişe kırmızı şarap ve yine garsonumuzun önerisiyle yemekleri paylaşma kararı aldık. Duvardaki ekmeklerde gözüm kalmıştı, o yüzden, yanında bir kalıp tereyağıyla, masaya gelince çok mutlu oldum. Ekmekler taptaze, kenarları kıtır ve ortaları yumuşacıktı. Zeytinyağı değil de ekmeğin yanında tereyağı getiren yerlere özel bir sevgi besliyorum.
The bread was heavenly. Extremely fresh and with a home made feel. Not many places bring butter on the side in Turkey so, if you like that, Unter is your guy. 


Unter'in spesiyallerinden birisi olan levrek rilette hiç beklemediğim şekilde soğuk geldi. Anlaşılan ben daha önce hiç rilette yememişim. Fesleğen ve soğan marmeladı ile hazırlanan yemek, yanında kızarmış ekmek ile servis edildi. Masadaki herkesin favorisi seçildi. Mutlaka yemeniz gerekir.
The seabass rilette, an Unter special, became our favorite. Prepared with basil and onion marmelade and served with toasted bread, the dish both appealed to the eyes and to our mouth. 


Dünyanın en klasik yemeğidir herhalde piliç çevirme. Eskiden her ara sokakta vardı. Hangi ara kayboldu anlamıyorum. Bir anda gurme bir yemek oluverdi. Yine de çok sevdiğim bir lezzet olduğu için onu da söylemeden edemedim. Tavuk tabii ki organikti. Tuzlu suda bekletilip bal ve sriracha sosu (acılı Thai sosu) ile harmanlanıyormuş. Hafif tatlı tadı bu yüzdendi. Marul ve turşu ile servis edildi.
The organic spit roasted chicken was served with lettuce and pickles. It's being kept in salty water and prepared with honey and sriracha sauce; hence the slightly sweet taste. 


Yaprak ciğerini çok beğenmekle birlikte yaprak ciğerinden ziyade evde annelerimizin hazırladığı Arnavut ciğerine benzediğini itiraf etmeliyim. Yaprak ciğerini daha ince bilirim. Oysa ki bu kalındı. Yine de tekrar altını çizeyim; ben tadını çok beğendim. Sumak ve kırmızı soğan ile hazırlanmış, küp küp doğranmış patateslerle harika bir uyum sağlamıştı.
The fried mutton liver was a rather mix of two different types of livers in Turkey; i.e. Albenian liver (Arnavut cigeri) and leaf liver (yaprak cigeri). The taste was delicious and a perfect blend with the potatoes prepared with red onions and sumach. 


Nar sosuyla hazırlanmış kuzu kaburga hafif soğuk gelmiş olsa da tadı yine çok güzeldi. Resimden de görebileceğiniz gibi neredeyse kanlı kıvamında az pişmişti (aramızdaki etoburlar böyle uygun gördüğü için :)). Lokum gibi yumuşak ve tadını bastırmadan ekstra bir aroma katmış nar sosu ile güzel bir yemek olmuştu.
Despite arriving at the table a bit cold, the lamb rib was still yummy with its tender and juicy taste. The pomegranade sauce had added extra flavor without surpressing the main taste of the meat. 


Gerek sunum, gerek tat itibariyle çok beğenilen bir diğer tabak, taze baharatla hazırlanmış peynirli sufle oldu. Tek başına yenilse büyük ihtimalle çok ağır gelecek yemek, paylaşınca baymadan lezzetini korumayı başardı.
In terms of both presentation and taste, the cheese suffle was crowned second after the seabass rilette. It's definitely a dish that needs to be shared, as it would probably feel to heavy if it were to be eaten alone. 


Tıka basa doymuş olmamıza rağmen tatlıları da denemeye karar verdik. Balkabağı cheesecake ve orman meyveli crumble'a kim hayır diyebilir ki :). Balkabağı cheesecake çok taze ve alttaki kek kısmı tam kıvamında kıtır olmasına rağmen ne yazık ki balkabağı biraz fazla ağır geldi. Belki siz seversiniz ama ben bir kaşıktan sonra daha fazla yiyemedim.
There were many tempting desserts on the menu but the two that stood out were the pumpkin cheesecake and the wildberry crumble. Despite being extremely fresh, we all found the pumpkin flavor a bit too dominant. 


Crumble, çıtırlığı bakımından iyi hazırlanmıştı ama vanilya sosu çok az olduğu için tatlıyı ne yazık ki biraz kuru bulduk. Ya sosu arttırmalı ya da daha da güzeli vanilyalı dondurma eklenmeli.
The crumble tasted good but felt a bit dry in the mouth as the vanilla sauce wasn't enough. I'd have preferred either more sauce or even better, vanilla icecream. 

Özetle, çok keyifli bir akşam geçirdik. Gerek yemek, gerek ortam bakımından güzel bir yer olmuş. Bir sonraki ziyaretim haftasonu DJ ile eğlenmek için olacak.
All in all, we really enjoyed both the food and the atmosphere. Next time we visit, it'll be on a Saturday to party with the DJ. 

Unter

Adres: Kemankeş Mahallesi Karaali Kaptan Sk. No 4, Karaköy İstanbul  

Tel / Phone: 0212 244 5151 

Web: www.unter.com.tr


14 comments:

  1. Afiyet olsun Yıldızcım, gözümüz şenlendi yine :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gizemcim, iyi ki varsın! yorumlarınla mutlu ediyorsun beni :). her baktığımda tekrar ağzım sulanıyor valla :).

      Delete
  2. Hepsi birbirinden lezzetli gorunuyorlar (: cok guzel bir post hazirlamissin (:

    shelikestravelling.blogspot.com

    ReplyDelete
    Replies
    1. çok teşekkürler :). senin de resimlere bayıldım, özellikle Mardin muhteşem. hiç gitmedim ama listemde.

      Delete
  3. wow ! hemen notlarima aldim ! Lakin karakoy hep mesafeli yaklatigim bir mekanken karakoy restoran sayesinde aaa burasi bildigim Roma dedigim yere donusmustu.. En kisa surede deneme sozu verdim kendime.. Ciger seven Ask'a surpriss olsun :))) xxx

    ReplyDelete
    Replies
    1. Lulucum kesin denemelisin. Ciğeri ben beğendim ama dediğim gibi yaprak ciğeriyse beklediğin, o zaman sana göre değil. ben özellikle kavanozdaki levrek ve peynir sufleyi beğendim.
      karaköydeki bütün restoranlara bayılıyorum. lokanta maya, karabatak, ops, hepsi süper.

      Delete
  4. sayende yeni yerler ogreniyoruz yildiz harikasin :) yolumuz duserse yani kocami ikna edersem o taraflara:) deneriz bizde. bu arada o kadar acimki hepsi onumde olsada yesem :))

    ReplyDelete
    Replies
    1. Esracım, bütün güzel yorumların için çok sağol :). kocanı kesin ikna etmelisin. valla karaköye ilk benim kocam ikna etmişti :). karabatak, ops, kağıthane, vintage gözlükçü...valla favorim karaköy :).

      Delete
  5. blogumu ziyaretiniz ve güzel yorumunuz için teşekkürler, uzun zamandır takipçinizim... hatta sizin tavsiyeniz ile keşfettiğim karabatak kafe'nin müdavimiyim artık... :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. hehe biliyorum, başından beri çok güzel yorumlar alıyorum senden. bunun için ayrı teşekkürler :). işten ötürü biraz uzak kalmıştım ama inşallah artık düzenli yazacağım. ben de senin blogunun sıkı takipçisiyim. karabatak benim de favorilerimden :).

      Delete
  6. Yildizcim yazilarini okuyorum sen yazdiginda ama yorum icin anca vakit buldum:) ben de senin gibi karakoy asigiyim orasi beni buyuluyor nesi oldugundan emin degilim sma acilan her mekanin kendine has olusu ozenli olusu bile yaterli zaten. Sen dene biyle yerleri biz de bilerek gidelim rosk almayalim. Senin ki halka hizmet:))

    ReplyDelete
    Replies
    1. Hahaha, hiç öyle düşünmemiştim Aysuncum. Ne mutlu bana o zaman. Vicdan azabı duymadan yiyebilirim artık :)). Karaköy benim için gerçekten ayrı. Gittikçe daha da güzelleşiyor. Tek dileğim, Bebek gibi bozulmasın.

      Delete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...