Thursday, February 21, 2013

100 yıllık Osmanlı Lezzeti...Hacı Abdullah / A Century of Ottoman Cuisine...Haci Abdullah

Osmanlı mutfağının en iyi ve bilindik örneklerinden birisi olan Hacı Abdullah'ı, geç de olsa yazma fırsatı buldum. Ahilik geleneğiyle ustadan çırağa devredilen lokanta, ilk olarak 1888 yılında, bizzat Sultan II Abdülhamit tarafından ruhsatı verilerek, hizmete açılmıştır. Beyoğlu'nun değişmez adreslerinden olan Hacı Abdullah, özellikle turşu ve kompostolarıyla, yerli yabancı bir çok ziyaretçiye tarihi en güzel şekilde tanıtan restoranlardan birisi.

Surely one of the best and most well known examples of the Ottoman cuisine, Hacı Abdullah is an indispensable part of our culinary history. Founded in 1888, the restaurant has hosted many famous names through history, and continues its legacy to provide Ottoman dishes, just the way we know and like them.  
..............................................................................................................................

İlk olarak Karaköy Rıhtımı'nda, Abdullah Efendi adıyla açılan lokanta, 1915 yılında Beyoğlu'na taşınır. Bir kaç yer değiştirdikten sonra, 1958 yılında, şimdiki yeri olan Atif Yılmaz Caddesi'ndeki tarihi binaya geçer. Demirören alışveriş merkezinin açılması, ilk başta tedirginlik yaratmış olsa da, restoran, kalabalığından hiç bir şey kaybetmedi ve misafirlerine son sürat hizmet etmeye devam ediyor.
The first restaurant opened in Karakoy Pier, under the name Abdullah Efendi, and therefore moved up to Taksim in 1915. Since 1958, it continues its services in its current place, in the historical building on Atif Yilmaz Street in Beyoglu. Throughout history, the restaurant has passed from master to apprentice, an old Ottoman tradition, known as the Ahi Community. 


Restoranın dört bir yanı içi dolu turşu kavanozlarıyla dekore edilmiş; hoş görüntüsü yanı sıra, burada turşu yemenin farz olduğunun altını çiziyor.
The entire restaurant is decorated with pickles jars; not only creating a really nice decor, but also pointing out one of Haci Abdullah's signature products.


Menüden seçme imkanı olsa da, en güzeli, tezgaha gidip camlı bölmenin arkasındaki yemeklerden tabaklar hazırlatmak. Biz, üç kişi olunca, bir kaç çeşidi paylaşma olanağı bulduk. En sevdiğim :). Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, Hacı Abdullah'ın mutlaka yenmesi gereken lezzetlerinden, kuzu incik istedik. Yine bir diğer favori olan kuzu tandır ve karar vermekte zorlandığımız için ideal olacağını düşündüğümüz karışık Abdullah tabağında karar kıldık.
The restaurant will provide you with a menu, but I'd suggest you go to the counter and choose from the dishes available there. The lamb shank is an absolute favorite, so we had to order that. Again, so is the tandoori lamb, so that ended up on the table as well. Finally, our waiter came to our rescue and recommended the mixed Abdullah plate, for us to try a little bit of everything. 


Hepimizin ortak favorisi kuzu tandır oldu. Eti yumuşacık ve aromalıydı. Kuş üzümü ve fıstıkla hazırlanmış iç pilav oldukça yağlı ve tuzluydu. Yine de kuzu tandıra çok yakışmıştı. Kuzu, resimden de görebileceğiniz onca yağa rağmen, hiç baymadı ve kuzuda alışkın olduğunuz o ağır tat yoktu.
The tandoori lamb was the top choice of the day. The meat was extremely tender and juicy, and although it contained a lot of fat, it didn't feel heavy at all. The rice was prepared with nuts and currants, known as ic pilav in Turkish. Really oily but perfect with the lamb.

Kuzu incik, domates ve şehriye pilavı ile servis edilmişti. Kuzu incik, tandırdan çok daha hafifti. Domatesin de burada etkisi olduğunu düşünüyorum. Yine uzun süre bekletildiği belli, yumuşak bir etten oluşuyordu tandır. Doğrusunu isterseniz, tadını çok beğenmekle birlikte ekstra bir özellik bulamadım.
The lamb shank was supposed to be a house special, but honestly, it didn't feel any special to me. It had all the right ingredients, with a meat that had been kept waiting for a long time, making the meat really soft, but there just wasn't anything extra about it. 

Hünkar beğendi, beşamel soslu kuzu ve patlıcana sarılı etten oluşan Abdullah tabağı, bir çok şeyi bir arada deneme fırsatı tanıması açısından güzeldi ancak bir daha gidersem tercihimi bu seçimden yana kullanmam. Hünkar beğendi, tabaktaki en lezzetli yemekti. Bunun en büyük sebebi, beğendiye sakız katılmış olmasıydı. Sakız aromasını çok yakıştırdım. Sakızdan pek haz almayanlar içinse pek uygun bir tercih değil. Beşamel sosunu bildim bileli sevmem. Burada, beşameli biraz daha kıvamlı hale getirip, bir nevi krep yapmışlardı kuzudan. Sofradaki gerçekten beğenmediğim tek yemek bu oldu. Patlıcana sarılı et, kuzu ve dana karışık hazırlanmıştı. Patlıcan zaten tek başına ağır olduğu için, kuzu ve dana ikilisi çok akıllıca olmuş ve tadını da biraz hafifletmişti.
Composed of hunkar begendi, a meat dish made with pureed eggplant, lamb with bechamel sauce, and meat wrapped in eggplant, the Abdullah plate was good to try in the sense that it had three dishes in it. From the three, I only enjoyed the hunkar begendi, as, different from the original recipe, it was prepared with mastic. The mastic flavor worked beautiful pureed eggplant, as well as with the beef cut in small chunks. 

Perde pilavını sevmeyen var mıdır acaba? Kalorisini düşünmeden cevap verirseniz sevinirim :). Benim, tek başına yemek niyetine yiyebileceğim bir pilav. Bazı yerlerde pilav ve tavuğu fazla kurutuyorlar ancak Hacı Abdullah'taki tam orta kıvamdaydı. Ne çok yağlı, ne çok kuru.
Perde pilaf is a Turkish rice dish, prepared with a dough stuffed with rice, chicken, almonds, and lots of blackpepper. Some places add currant, which I really dislike, but thankfully Hacı Abdullah doesn't. The one we tasted was perfect, in the sense that it was neither too oily, nor too dry. 


Yine turşuları gibi, kompostoları da çok meşhur Hacı Abdullah'ın. Ağzımızı tatlandırmak için yemekle birlikte, arada birer kaşık alarak başladık; yemek sonrası tatlı niyetine devam ettik. Fotoğraftan da görebileceğiniz gibi, nar, portakal, muz ve kividen oluşan komposto, oldukça tatlı olmasına rağmen, şaşırtıcı derecede hafif ve ferahlatıcıydı. Özellikle nar, inanılmaz yakışmış ve karakter eklemişti.
The compotes at Haci Abdullah are as famous as the pickles and therefore a must to try. They came with our main courses, and we would take a spoon from time to time, to help balance the strong aromas of the lamb. Despite being pretty sweet, the compote was really light and refreshing; especially with the pomegranade and kiwi. 


Yemeğimizi bitirdikten sonra restoranda kısa bir tur atıp fotoğraf çektim. Oturma kısımları oldukça sade ve gösterişten uzak olmasına rağmen, restoranın belli başlıca bölümleri harika dekorlara ev sahipliği yapıyor. En içteki mavi kubbe ve altında aydınlatılmış turşu kavanozları, tam fotoğraflık.
The decoration is simple, particularly in the seating area, but the restaurant has some really nice details; especially the blue glass dome and the pickles jars decorated tastefully throughout the place were gorgeous. 
  
Merdiven altı bile düşünülmüş, turşu kavanozlarıyla güzelce süslenmiş.

Bir öğlen gittiğimiz Hacı Abdullah, yerli yabancı misafiri neredeyse eşit sayıda ağırlıyor gibi gözüküyordu. Bu neden ötürüdür ki, mekan artık müşteriye doymuş; yeme içme blogum olduğunu öğrendikleri halde, bir tatlı bile ikram etme ihtiyacı duymadılar. Genellikle çoğu yerde, öyle ya da böyle, ufak bir hoşluk oluyor :).

Beyoğlu'nun bir vazgeçilmezi olmuş Hacı Abdullah, artık tarihin bir parçası oldu. Dilerim ki, onu korumayı başarır ve Osmanlı mutfağını, en güzel örnekleriyle daha bir çok restoranla devam ettirebiliriz.

Bu güzel yemekler için, içecek hariç, kişi başı 60TL ödedik.
Excluding drinks, we paid 60TL per person for lunch. 

Hacı Abdullah Lokantası 

Adres: Ağa Camii Yanı, Atıf Yılmaz Cd. (Sakız Ağacı Cd). No: 9 Beyoğlu / Taksim, Istanbul

Tel: 0212 293 8561 

Web: www.haciabdullah.com.tr




7 comments:

  1. Esimle ilk yemegimizi bu lokantada yemistik. Heyecandan olsa gerek menuye cok bakamaistim gozume ilk carpan yufkaya sarili yufka olmustu yaninda da nar suyu sene 2002:))

    ReplyDelete
    Replies
    1. 2002 yılında ben buranın varlığından bile haberdar değildim :). ben eşimle ilk yemeğimi house cafede yemiştim :)))). sanırım yeme içme blogu yazması gereken asıl sizsiniz, biz değil :). ben de menüye pek bakmadım ama yufkaya sarılı yufka, yanında nar suyu gerçekten enteresanmış. giden birisine soracağım, özellikle baksın, hala var mı.

      Delete
  2. Perde pilavını çok severim ben de :) Yine çok özenli bir post olmus eline sağlık..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok teşekkürler Gizemcim. Fotoğraflar aydınlıkta çekilince yazıyı yazmak da daha keyifli oluyor :). Bütün pilav ve diğer karbonhidratlara bayılırım. sanırım genel olarak kadınların zaafı :).

      Delete
  3. Yildiz'cim bu restorani cidden merak etmistim biliyorsun.. super oneriler aldim bile.. Kuzu incik benim onemli sonradan kesfettigim bir lezzet tandir ise Ask'in bitanesi :) Beyoglu'na cok ugramiyoruz ama bu restoran listemde yazili olacak.. ilk firsatta diyelimmm ;) tesekkurler canim..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Lulucum, ne demek :) ben teşekkürler. Ben de sürekli duyup bir türlü gidememiştim; blog sayesinde denemek şart dedim :). Osmanlı yemekleri yapan bir kaç yer daha var, çok iyi diye duyduğum. Onları da en kısa zamanda deneyip onlar hakkında yazacağım.

      Delete
  4. Yildizcim, bugun blogunda kacirdigim postlarini actim, ucakta okuycam bazilarini, Istanbula geliyorum, ama sadece 2 aksam, biri is yemeginde Asya tarafinda olacak, digeri de annemlerle. Sen de mart da yurtdisi gezilerin oldugunu yazmistin, artik nisanda gorusucez. Gelelim Haci Abdullah a, gitmeyeli 3/4 sene oldu sanirim. Ama ozellikle yabanci misafirlerimi cok goturdugum bir yerdir, eskiden esimi de gotururdum cok, ama o yemegin yaninda birseyler icmeyi sevdiginden artik pek tercih etmiyor, Istanbul da sinirli vakit kalabiliyoruz, ve secenek o kadar cok ki, yeni yerleri tercih ediyor, biraz da manzara simarikligimiz var tabi. Ama Haci nin yemegini ozledim acikcasi, bir ara kendim kacip o kuzu tandiri yemek istedim : ) Yine agzimi sulandirdin : )

    ReplyDelete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...