Thursday, July 26, 2012

Ankaralı bir Çinli...Quick China / The Cool King of China...Quick China

Dünyanın neresine gidersem gideyim, bulmakta sıkıntı çekmeyeceğim iki mutfak İtalyan ve Çin. İtalyan restoranları ülkemizde de ağırlıkta ama nedense güzel Çin restoranı konusunda kıtlık yaşıyoruz. Chinese in Town ve Sushico var, doğru, ama onları daha çok fast food zincirleri olarak görüyorum. Dragon'u severim ama orası da hem pahalı hem de her dakika gidilecek bir yer değil. O yüzden Nişantaşı'ndaki Quick China'yı keşfettiğimizde ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Fiyat kalite paritesi oldukça başarılı, harika bir ambiyans ve inanılmaz zengin bir menü...öyle ki her hafta gitseniz bile yemeğinden sıkılmayacağınız bir yer. 


I just love Asian cuisines. Actually, so much that I would be more than willing to move just to get a chance to eat that type of food every day. Chinese, Japanese, Thai, Malay, etc. all of them. That's why it makes me so upset that we just have a handful of good Asian restaurants. And most of them are fusion and pretty expensive anyways. It was not until we discovered Quick China that I was able to satisfy this hunger of mine. 
For English, please scroll down until the Turkish text is finished...
..................................................................................................................................

Atiye sokak bir çoğunuzun bildiği gibi araç trafiğine kapalı. Bu sayede restoran ve cafeler masalarını dışarıya koyuyor; iş çıkışlarında mutlaka uğranması gereken cıvıl cıvıl bir yer haline geliyor burası. Quick China da onlardan birisi. Ankara'dan transfer ettiğimiz Quick China, tıpkı Big Chefs gibi büyük bir sükse yapmayı başardı. Quick China ismi sizi yanıltmasın; Çin yemeği ile birlikte sushi, Japon ve Thai yemekleri de yer alıyor menüde. Toplamda 200'ün üzerinde çeşit var. Normalde hiç sevmem kalabalık menüleri. Hem kafamı karıştırır, hem de nedense daha kalitesizmiş gibi gelir. Ama Quick China için kesinlikle geçersiz bir durum. Her gidişimde farklı bir lezzet denememe rağmen hiç hayal kırıklığına uğramadım. Tabi ortamın da çok ama çok katkısı var. 
Üç katlı mekanın giriş katında lounge ve bahçe, ikinci katta show mutfağı ve teras, üçüncü katta ise büyük gruplar için geniş masalar yer alıyor. Dekorasyon minimal ve tabi ki kırmızı, ve siyah renklerinden oluşuyor. Masalar alçak ama rahat. Sushiler hemen yandaki barda hazırlanıyor; bir çok yerde olduğu gibi burada da izlemek mümkün. 
İnanılmaz obur olduğumdan menü tam bir kabustu. Mümkün olsa hepsini söyleyecektim. Neyse ki Özgür daha önce de geldiği için başlangıç seçimlerini ona bıraktım. Hiç düşünmeden beş baharatlı kalamar söyledi. O andan itibaren bir vazgeçilmez oldu bizim için. Unda kızartılmış olmasına rağmen yine de yüzeyi yumuşak ve sanki kalamarın bir parçası gibiydi. Farklı baharatlar güzel ama çok da acı olmayan bir lezzet katmıştı. Yanındaki mayonezli sosa batıra batıra afiyetle yedik tabağın tamamını. 
Karidesli Dumpling
Buharda mantı, ya da bir diğer adıyla dumpling'e aşığım. Bir çok yer kızartılmış versiyonunu yapıyor. Buharda olanını bulmak biraz daha zor. Özellikle de güzel yapılmış olanını. Bazen çok kalın oluyor hamuru. Soğuduğunda da çok sevimsiz bir hal alıyor. Quick China'dakiler çok güzeldi. Tıpkı Malezya'da gördüğümüz gibi bunlar da bambudan yapılma, kapaklı kaselerde servis ediliyor. Buharın çıkması ve dumpling'in kuruması bu şekilde önlenmiş oluyor. 
Dana Etli Dumpling
Her zaman yediğimiz karides ve dana etli dumpling'den istedik. İkisine de bayılmakla birlikte benim favorim karidesli, Özgür'ünkü ise dana etli. Adı üstünde, tuz ve karabiber (gibi) :). Karidesli dumpling'in dış yüzeyi kaygan ve inceydi, dana etlininki ise biraz daha kalın, sert ve bizim mantı hamuru kıvamındaydı. Değişmeli olarak acılı zeytinyağı ve soya sosuna bandıra bandıra yedik hepsini. 
Ana yemek olarak ikimiz de bu seferlik Thai menüsünden seçimler yaptık. Özgür, artık bir klasik haline gelmiş Pad Thai istedi. Ben de, gördüğümde hayır diyemeyeceğim, yeşil köri soslu bifteği seçtim. Pad Thai kalın noodle ile servis edildi. Fıstık ayrı bir kapakta, gözü fazlasıyla doyuracak miktarda gelmişti. Tavuklar sote edilmiş, ufak dilimler şeklinde kesilmişti. Özgür hepsini birbirine karıştırarak güzel bir bulamaç haline getirdi. Tatlı ve tuzluyu karıştırmayı pek sevmediğim için, hafif tatlı sosuyla servis edilen Pad Thai bana göre değil. Ama Özgür çok beğendi. 
Yeşil körü soslu bifteğin sunumuna bayıldım. Fotoğraftan da görebildiğiniz gibi çömlek bir kase içinde servis edilmişti. Yemeğe dahil olan pilav (yapışkan pirinç) ayrı bir tabakta geldi. Hepsi beraber, bir de üç başlangıcın üstüne, biraz fazla oldu. Tabi yeşil köri soslu bifteğin avantajı, büyük bir kısmının suyundan oluşması. Benim gibi yeşil köri fanatiği olan kişiler için muhteşem bir lezzet bu yemek. Suyu oldukça yoğun ve tek başına bile doyuracak cinsten. Acısı burnu akıtacak ama rahatsız etmeyecek cinsten.Yeşil köri sosunu acısız düşünemem zaten. İnce kesilmiş etler, çeşitli renkli biberler, brokoli vb. sebzelerle mideyi şişirmeden oldukça keyif veren bir yemek.
Quick China'nın içki menüsü beni şaşırttı. Sake ve şarap bulmayı bekliyordum ama bu kadar çeşit kokteyli hiç hayal edememiştim. Artık klasikleşmiş Mojito vb. kokteyller yanı sıra sake'li karışımlar çıtayı bir kademe daha yükseltti. Bir Çin restoranı bile böyle kokteyller sunuyorsa, İstanbul'daki barların daha da iyi olmaları lazım diye düşünüyorum. Neyse, iş çıkışı olduğu için bu seferlik doğrudan sake'ye geçtik. Ne içtiğimizi hatırlamıyorum ama soğuk bir sakeydi. Tadı fena değildi ama asıl aklımda kalan sunum şekliydi. Sakenin soğuk kalmasını sağlayan bu "şişe" hem pratik hem de çok şıktı.
Çocukluğum İsveç'te geçti. Orada her hafta sonu gittiğimiz bir Çin restoranı vardı. Mutlaka kızarmış muz yerdim tatlı olarak; yanında da bir top dondurma. Bu yüzden Türkiye'de bu tatlıyı bulamamak beni hep mutsuz ederdi. Ta ki Quick China'nın menüsünde görünceye kadar... Dışı alıştığımdan daha yumuşaktı, o da tadını biraz bozmuştu ama yine de var olması bile yeterdi. Denemenizi tavsiye ederim. Tabi kızarmış dondurma veya ceviz de isterseniz onlar da mevcut.

Yemek sonrası verilen kolonyalı mendilin fotoğrafını çekmeden edemedim. Kapağın üstüne basınca içindeki mendil şişerek ortaya çıkıyor. Ufak ama güzel bir detay. Quick China'yı işte bu yüzden çok sevdim. Kendilerini farklılaştırmayı iyi biliyorlar. Bir de tabii ki zengin ve lezzetli menüsü :). Özgür ve benim için "mahalledeki pub" haline gelmiş durumda burası. Belki sizin için de öyle olur.    

Fiyatlara gelince; Başlangıçlar 9-22TL arası değişiyor; bir tek combo tabaklar daha pahalı. Dumplingler 11-17TL, Thai mutfağının ana yemekleri ise 25-40TL arasında. Örneğin, benim yediğim yeşil köri soslu biftek 31TL'ydi. Tatlılara bakmayı unutmuşum. Sanırım o sırada yemekle meşguldüm :).

Quick China İstanbul 

Harbiye Mh. Atiye Sokak 5, Nişantaşı İstanbul 

Tel: 0212 2195376

Web: www.quickchina.com.tr


...................................................................................................................................
...................................................................................................................................

Quick China is located in Atiye sokak, a small street in Nisantasi. Because it is closed to traffic, many restaurants and cafes, all with outdoor seatings, have found their spots here. The street comes alive especially in the evenings, when people come to get a drink after work. Quick China is one of the most favored restaurants. Don't let the name fool you though; in addition to Chinese, the place offers sushi, Japanese, and Thai food. The menu consists of more than 200 dishes. I normally hate crowded menus; for some reason they give the impression of lower quality. Luckily, that's not the case for Quick China. Having visited the place many times, I've liked everything tried so far. Of course the ambiance's contribution can not be ignored.  
The restaurant has three floors; lounge and garden on the ground floor, terrace and show kitchen on the second, and large tables for group reservations on the third. The decoration is minimalist and as expected, in the colors red and black. The tables are low but still comfortable. As is the case for many Japanese restaurants, you can sit by the bar and watch the chef prepare your sushis.  
I have this really bad habit; whatever I see, I want to try. That's why crowded menus give me a hard time. Luckily, Ozgur had been to Quick China before and already knew what to order as appetizers. Without even looking at the menu, he asked for the five spices calamari. From the moment I tasted it, it became a classic. I'd expect the outer surface to be crispier, considering it was fried, but it was rather soft and felt as if it was a part of the calamari. The spices had given great flavor and suppressed the taste of the calamari. We ate it with great pleasure, constantly dipping it in the chips sauce like mayo mix. 
Shrimp Dumpling
I love dumplings. Most of the places in Istanbul offer the fried version; probably because it works better with the local taste. Or it's easier to prepare. I'm not sure. Anyhow, my favorite is the steamed dumpling. The ones at Quick China were really successful. Served super hot and with a not too thick skin. The servings were made in bambu bowls, thus allowing us to enjoy the dumplings without worrying they would get cold. 
Dana Etli Dumpling
The menu included four different dumplings, of which we ordered the shrimp and beef ones. Both were delicious. The shrimp dumpling had a glassy skin and the filling didn't part from it. The beef dumpling, on the contrary, had a harder and thicker skin, more like the ones we are used to in Turkish ravioli. Dipping them in spicy olive oil and soy sauce we were soon in heaven :).  
We both ordered Thai food for main course. Ozgur picked Pad Thai, a classic, and I the beef with green curry sauce. The Pad Thai was served with thick noodles and peanuts in a separate cup. I guess people must love peanuts because the cup had enough for at least two meals. I know I do :). Since Pad Thai contain a slighly sweet sauce, and I'm not so fond of mixing sweet and salty, it's not my favorite dish but Ozgur really likes it, especially the one at Quick China. 
My dish's presentation was just beautiful. Served in a hot crock pot, the green curry was prevented from getting cold and greacy. Sticky rice was included in the dish and brought on a separate plate. The portion was pretty big but considering most of it was green curry sauce, you can easily manage to finish it. On top of three starters, however, I had some difficulties. Still it was extremely tasty, with the paprika, broccoli, and other veggies in the stewlike dish. The sauce was spicy but not so much that it dominated the food. If you are a fan of green curry, this should definitely be your choice of main course.    
Quick China's drink menu took me with surprise. I had expected sake and wine but not a coctail menu as varied as this one. In addition to the classic Mojito's and similar coctails the bartender had also created some interesting mixes. Because it was a weekday, we decided to skip the coctails for this time and jump straight to the sake. I can't remember the name but we had a cold sake. Not to most sophisticated one, but it tasted fine. What I did love, was the "bottle" it was served in. Not only did it satisfy our sight but also functioned to keep the sake cold.  
Fried banana might come as nothing special to you but sadly it is very hard to find in Turkey. I only knew one restaurant, Dragon, which served fried banana before Quick China. If you like the dessert as much as I do, you might understand my pain :). Or previous pain now that I do have easy access to it at Quick China. The taste wasn't perfect, as the skin was a bit too soft and the dessert not as sweet as I like it, but considering I don't have much to choose among, it was more than enough for me. If you are not a fan however, I'd suggest you try something else. 

I loved the wet towel they brought after dinner. You just press the cover and the napkin pops out. A small but such a nice detail I couldn't stop myself from taking a picture. 


Quick China has become our "neighbour pub" style place. It's the perfect Friday or Sunday escape. If you haven't yet, give it a try and maybe it will be yours too (of course if you live in Istanbul :)) 

As for the prices; the starters cost 9-22TL, except for the combo plates which were a bit more expensive. The dumplings varied between 11-17TL and the Thai food main courses between 25-40TL. My beef with green curry sauce, for example, cost 31TL. Unfortunately, I forgot to look at the dessert price list; I guess I was busy with my fried banana at that point :). 

Quick China Istanbul 

Harbiye Mh. Atiye Sokak 5, Nisantası Istanbul 

Phone: 0212 2195376

Web: www.quickchina.com.tr

3 comments:

  1. Yıldızcım, son zamanalrda ben de bi çin mutfağı askı basladı anlatamam, dün yine sushi, noddle dan olşturdum yemeğimi. İyi ki de dünden sonra gördüm bu postu.p 5 baharatlı kalamara ve yeşil köri ssuna bayıldım.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gizemcim yorumlarinla beni yalniz birakmayarak cok mutlu ediyorsun :). Sushi ve noodle'dan guzeli var mi dunyada valla cok kiskandim :). 5 baharatli kalamar ve yesil kori soslu yemegi kesin denemen lazim. operim cok simdiden iyi haftasonu :)

      Delete
  2. ekranın başında ciğerci kedisi gibi bakakalmak diye buna denir sanırsam:)
    hahaa :) afiyet olsun vallahi bayıldım ama bi okadar da canım çekti:)

    blogumda çekilişim var beklerim :)

    http://sinemspinkdiary.blogspot.com/2012/08/forever-new-kolye-cekilisi.html

    ReplyDelete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...