Tuesday, May 14, 2013

Kendisi Küçük, Geri Kalan Her Şeyi Büyük Nano Cafe / Size Matters? Not in this Case...Nano Cafe Karakoy

Karaköy'e bir haller oluyor demişti birisi. Bize de yazmak düşüyor :). İstanbul'un bu günlerde en sevdiğim semti, her köşesiyle beni şaşırtmaya devam ediyor. Gaspar nerede diye ararken, karşıma IKEA'nın mini sergi evlerini hatırlatan bir yer çıktı. Adı Nano Cafe. "Size Matters" derler ya, Nano Cafe'yi gördükten sonra bu sözün benim gözümde hiç bir anlamı kalmadı. Dünyanın en cici yerlerinden birisi burası.

There is definitely something going on in Karakoy. Rumor has it, it's about to become the Soho of Istanbul. If you ask me, it already has. I was looking for the famous restaurant Gaspar and instead found myself in this tiny little coffee shop. Normally, in Istanbul "size matters", but after seeing Nano Cafe, I'm sure many will change their mind. From its Douwe Egberts coffees to its delicious cheesecakes, its decoration to its corner location, you just can't help but loving the place. 
.....................................................................................................................

Sahipleri Matu Mimarlık'un ortakları olunca dizaynı da bir harika olmuş. Küçücük yerine rağmen, akıllıca bir tasarım sayesinde sokakla bir olmayı başarmış. Fosforlu sarı renkteki sandalyeler, adeta trafik ışıkları gibi uzaktan sinyal vererek size gel gel diye sesleniyor. Ana yoldan kafanızı sokağa doğru çevirmeniz yeterli.

Karaköy'ün her yerini fethetmiş olan Julius Meinl'den başka bir markayı görmek neredeyse gözlerimi yaşarttı. Bir kahve eksperi olmasam da Douwe Egberts marka kahveleri, burnumu da damağımı da şenlendirdi. Tatlılar dışarıdan geliyormuş ama adeta evde yapılmış kadar lezzetli ve taze.

OPS'un muhteşem limonatalarından iki bardak içtikten sonra Nano'ya gelip o günkü cheesecake'in limonlu olduğunu duyunca yüzümü ekşitmeden duramadım. Tabii ki bu, denememe engel olamazdı. Rendelenmiş limon parçaları peynirin içine adeta gömülmüştü; o kadar tazeydi cheesecake. Tatlıdan ziyade ekşiydi. Garip mi? Hayır, harikaydı. Kim yapıyorsa bu tatlıları, size sesleniyorum. Beni bulun lütfen, size ihtiyacım var!! Muhteşemsiniz :)).

İçerideki fotoğraflar satılıkmış diye bir bilgi okudum bir yerde ama google'ın yalancısıyım.

Gaspar, Tamirci (ki son olaylardan sonra kapanmasını beklersin ama olmaz herhalde) ve Nano üçlüsü, Karaköy trendini yolun karşısına taşıyacağa benziyor. Gaspar'dan sonra göreceğiz. Teşekkürler Nano, harikasın, tam gaz devam.


Nano Cafe 

Adres: Müzeyyedzade Mah. Arapoğlan Sk. Serçe Çık. No: 2 Karaköy, İstanbul (Gaspar ve Tamirci'nin sokağında)

Tel: 0212 251 4902

Web: www.nanokarakoy.com




4 comments:

  1. çok şirin bir yere benziyor.sandalyeler gerçekten göz alıcı:)

    ReplyDelete
  2. karakoydeki cafelerin hepsi cok hos cok keyifli yildizcim!sen gezdikce ben gitmis kadar keyif aliyorum :) ama benim kocam maalesef buralarla pek hoslasmiyor :) hatta gecenlerde georges hotel'e yemege gitmeden once gel seni bi karabataga gotureyim dedim ama daha karabataga ulasamadan yari yoldan geri dondurdu beni buralar ne boyle diye hahaha dusun yani :))

    ReplyDelete
  3. Çok şirin bir yer :)Türk kahvesi çok güzel görünüyor :)Afiyet olsun canım :)

    ReplyDelete

Would love to hear what you think!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...